F tipi hapishanelerde tutsaklara dönük uygulamalar, tecrit ve tretman gündelik hale getirilmeye ve başta tutsaklar olmak üzere tüm kamuoyu buna alıştırılmaya çalışılıyor. Tıpkı ülkenin bir bütününde yaşananların, faşizm uygulamalarının bir bütün halka kanıksatılmaya çalışılması gibi…
“F hallerini faşist TC içerisinde yaşatmak, sanırız devlette bağımlılık yaptı. Belli derecede bir narkoz alımı olmadığında bu uygulamalar, her birimizde bir şiraze kaymasına neden olabiliyor” diyerek anlatıyor bu durumu Baysal Demirhan…
“Aylardır dilekçe vermediğimiz için spora çıkarılmıyoruz”
Edirne F Tipi Hapishanesi’nde tutulan Tutsak Partizan Baysal Demirhan, gazetemize gönderdiği mektubunda Edirne’nin F hallerini anlattı.
Spora çıkabilmek için iki ayda bir dilekçe yazmalarının dayatıldığını belirten Tutsak Partizan, bu dayatmayı reddettikleri için spora çıkarılmadıklarını yazdı. “24 saat yan yanasınız bir başka tutsak arkadaşla ama spora birlikte çıkmak için iki ayda bir dilekçe yazmanız gerek! Şeytani bir aklın ürünü bir tretman değilse bu dayatma, o halde biz ‘içten pazarlıklı, içi fesat insanlarız’! Aylardır dilekçe vermediğimiz için spora çıkarılmıyoruz.”
“Kameralara karşı mücadelemiz sürüyor”
Havalandırmaya karşı mücadelelerinin devam ettiğini söyleyen Tutsak Partizan “Güvenlik gerekçesiyle tasarlandığı iddia edilen ‘biri bizi gözetliyor’ projesine karşı koyma eylemimiz devam ediyor. Biz kapatıyoruz, idare açıyor!” diyor.
“Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olunca durumumuz ‘iç güveysinden hallice’ oluyor” diyen Tutsak Partizan, yağmurlu havaların dahi idare tarafından fırsat gibi kullanılarak havalandırmanın kullanıldırılmadığını yazıyor.
“Haber alma hakkımız engelleniyor”
Açlık grevlerinin Edirne’de de sürdüğünü belirten Demirhan, bu süreçte kimi yasakların arttığını dile getiriyor ve “Özgür Gelecek ve diğer sosyalist basını alamıyoruz. Yeni Yaşam tümden engelleniyor tüm hapishanelerde. Haber alma hakkımız yok hiçbir şeyden” diyerek ekliyor.
“Gerekçe: Takvim propaganda yapıyormuş!”
Demirhan’ın gönderdiği mektup zarfından bir de 2019 yılına ait bir takvim çıkıyor. Şaşırıyoruz ancak mektubu okuyunca takvimin hikayesini de öğreniyoruz:
“Size bu takvimi aslında 2018’in Aralık ayında göndermiştim ancak takvim Okuma Komisyonu’na takıldı. Gerekçe: Takvim propaganda yapıyormuş! Bundan kaynaklı da takvime el koyma kararı almışlar. Karar itiraz etmiştim. İnfaz Hakimliği yaptığım itirazı kabul etti, Ağır Ceza da infazın kararını onaylayınca el konulan takvim serbest bırakıldı! Bu yüzden takvimi biraz yıl ortasına doğru gecikmeli yolluyorum.” (Haber Merkezi)
