Çanakkale’de aralarında Yeni Demokrat Gençlik’inde (YDG) bulunduğu gençlik örgütleri, son dönemde yurtsever ve devrimci öğrencilere yönelik takip, tehdit ve ajanlaştırma saldırılarılarına karşı İnsan Hakları Derneği Çanakkale Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Bir süredir kendilerini istihbarat ve emniyet elemanı olarak tanıtan kişiler tarafından yurtsever ve devrimci öğrencilere yönelik takip, tehdit ve ajanlaştırma saldırıları gerçekleştiğini duyuran gençler, “Arkadaşlarımızın yaşam alanlarına güya tesadüfi şekillerde, çeşitli yalan ve rollerle girmeye çalışan bu kişiler kendi beyanları ile emniyet veya istihbarat çalışanı olduklarını da ifade ederek, açıktan bir baskı politikası yürütmektedirler. Kişisel numaralarımızdan yapılan aramalarla, kaldığımız yurtların idareleri ile birlikte uygulanan ifşa ve yalnızlaştırma yöntemleriyle, kişisel hayatlarımıza yönelik bilgi ve ilişkilerin tehdit, şantaj olarak kullanılmasıyla ve tüm diğer yıllardır çeşitli biçimlerde uyguladıkları bu kirli ve özel savaş yöntemlerini biz yurtsever ve devrimci öğrenciler pekala biliyoruz” dedi.
Her türlü faşist baskıya, ajanlaştırma politikalarına karşı asla boyun eğmeyeceklerini, özgür-özerk üniversite mücadelelerini daha da büyüteceklerini vurgulayan gençler, “Polis ve istihbarat tarafından başvurulan özel savaş temelinde gerçekleşen bu saldırı dün olduğu gibi bugün de bir sonuç alamayacaktır. Bizler devrimci değerlerimizden, demokrasi ve özgürlük mücadelemizden asla geri adım atmayacağız. Örgütlenme ve ifade özgürlüğümüzün önüne bir set gibi çekilmeye çalışılan bu saldırıları görüyoruz ve bir adım dahi geri gitmiyoruz. Hiçbir saldırı üniversitelilerin ve halk gençliğinin yürüyüşünü engelleyemez. Haklı ve meşru olan bizler ve mücadelemizdir. Bunu savunmaktan bir an bile vazgeçmeyeceğiz” diye ekledi.
Açıklamanın devamında devrimci, demokrat ve yurtsever yapıları dayanışmaya çağıran geçlik örgütleri, şu ifadeler yere yer verdi:
“Yurtsever ve devrimci gençlere, üniversitelilere, kadınlara, emekçi gençlere karşı uygulanan ajanlaştırma saldırıları sistemin topluma yönelik düşmanlığının ve güvensizliğinin yegane göstergesidir. Ajanlaştırma yöntemiyle kişiler kendi benliğinden uzaklaştırılmaya, örgütlenme ve ifade hakkı gibi demokratik haklarından yoksunlaştırılmaya, kimliklerinin reddine, yani kısaca toplumsal tüm özelliklerini yitirmeye mahkum edilir. Bizler, yani özgürlük ve sosyalizm mücadelesi veren gençlik örgütleri, bu kimliksizleştirme siyasetini, emniyet güçlerinin uyguladığı kirli oyunları kabul etmiyoruz!
Mevcut sistem içeride ve dışarıda saplandığı çıkmazlar sebebiyle, gençlere umutsuzluğu, geleceksizliği, şovenizmi ve ajanlaştırmayı dayatmak istemektedir. Sistemin yaratmak istediği yaşam, yalan ve riya ile örülmüş, ilkesiz ve örgütsüz bir yaşam tahayyülüdür. Biz örgütlü gençler kendimizi bu politikaların tam karşısına koyuyor ve mücadelemize devam edeceğimizi buradan kamuoyu ile paylaşıyoruz. Kendini emniyet veya istihbarat mensubu olarak adlandıran kişileri tanıyoruz. Hiçbir mücadele arkadaşımız, yoldaşımız, sıra arkadaşımız, iş arkadaşımız, bütünüyle hiçbir arkadaşımız sistemin bu kirli saldırıları karşısında yalnız değildir.
Bu temelde bilinmelidir ki yaşanan tüm siyasi soykırım operasyonlarına, yürüyüş ve toplanma yasaklarına, örgütlenme ve ifade özgürlüğü önüne sıralanan zor aygıtlarına ve engellemelere rağmen örgütlü bir biçimde özgürlük ve sosyalizm mücadelemiz devam edecektir. Tüm devrimci, demokrat ve yurtsever yapıları azim ve coşkuyla dayanışmaya çağırıyoruz.”
