- Havalimanı inşaatında işçi katliamlarına ve sağlıksız koşullara karşı eyleme geçtikleri için yargılanan işçilerin davası sürüyor. 3. kez hakim karşısına çıkan işçilerin davası 27 Kasım’a ertelendi.
- Havalimanı inşaatında iş cinayetlerine, sağlıksız yemek ve kötü koşullara “Köle değiliz” diyerek isyan ettikleri için yargılanan işçilerin 3. duruşması görüldü. İşçiler, insanca çalışma koşulları istedikleri için yargılanıyor!
Davanın 3. duruşması Gaziosmanpaşa Adliyesinde görülürken dava için küçük bir salon verilmesi üzerine bazı işçiler ayakta kaldı. Eylemde gözaltına alınırken 20-30 kişilik otobüslere 80-90 kişi konulan işçiler mahkemede de 67 kişi olmalarına rağmen 27 sandalyeli salonda yargılandı!
İnsanca çalışma koşulları ve iş cinayetlerine isyan edip artık çalışırken ölmek istemeyen işçilerin keyfi ve hukuksuz bir şekilde süren davaları 27 Kasım Çarşamba tarihine ertelendi. Asıl yargılanması gereken, iş cinayetlerinin ve bu sağlıksız koşulların sorumluları olması gerekirken yine her zamanki gibi işçiler yargılanıyor ve suçlanıyor!
AKP’nin palazlandırdıkları, Cengiz, Limak ve diğerleri..
AKP hükümeti döneminde bir çok şirket büyüdü ve palazlandı. Ranta dayalı sistemin çarklarını genişleten AKP, özellikle inşaat sektöründe boy gösteren şirketlerin yolunu daha da açtı. Özellikle kentsel arazilerin, taşınmazların, doğal varlıkların talanı ile yeni yeni rant kapıları açıldı.
AKP hükümeti başta Cengiz İnşaatın ve başka şirketlerin palazlanıp daha da büyümesinde büyük rol oynadı. Kamusal alanlar ranta açılarak bu gibi şirketlere yağma edildi.
- Havalimanı inşaatı da AKP ile ortak iş yapan Cengiz, Limak, MAPA, Kolin ve Kalyon olmak üzere beş inşaat şirketinin oluşturduğu İGA’ya (İstanbul Grand Airport) verildi. İşçilerinin hayatının hiçe sayıldığı ve işçi katliamlarının yaşandığı havaliamınını yapanlar AKP sayesinde karlı bir iş yaptılar. Zarar etmesi olası gözüken 3. Havalimanının faturası bu şirketlere değil yine halka ödetilecek!
Bir çok yoldan karlarına kar kattılar
Bu beş şirket sadece havalimanı inşaatını üstlenmekte rant sağlamadılar aynı zamanda inşaat yapılırken gerekli malzemeleri kendi firmalarından tedarik ederek karlarına kar kattılar. Şöyle örnek vermek gerekirse; 3. Havalimanı inşaatı için bir hazır beton firmasıyla anlaşmak yerine özel bir hazır beton tesisi kuruldu.
Hazır beton için gerekli olan çimento aynı zamanda çimento üreticisi olan Limak’a ait Trakya Çimento’dan yapıldı. İnşaat sırasında 10 milyon metreküpün üzerinde hazır beton, 4 milyon ton civarında da çimento kullanıldığı hesaplanıyor. Çimento tedarikçisi açısından 120 milyon euroluk gelir anlamına gelen tutar doğrudan Limak’ın kasasına girdi. Araç parkından mühendislik işlerine kadar bu şirketler farklı farklı kazançlar sağladı.
Başta Cengiz ve Limak olmak üzere bu beş şirketin AKP döneminde devletten aldığı ihalelerin tutarının 130 milyar doları aştığı düşünülüyor. Bu şirketler AKP döneminde yapılan ulaştırma ihalelerinden en çok yararlanan firmalar olarak da göze çarpıyor. Tabi bunun yanı sıra özelleştirilen elektrik üretim santralleri ve devletin alım garantisiyle yeni elektrik santrali inşası ve elektrik dağıtım bölgelerinin kamudan alınmasında da aynı şirketler başı çekiyor.
Bu şirketlerin AKP döneminde bu kadar palazlanması görüldüğü üzere tesadüfi değildir. Her türlü rant ve özelleştirme yoluyla ihya edilen bu şirketlerin tabiri caizse “dokunulmazlığı” var.
Devlet kendi gerçekliği doğrultusunda işçileri katleden ve sömürenleri değil, haklarını ve yaşamlarını savunan işçileri yargılar! Biz biliyoruz ki bu devran dönecek, halkı sömürüp katleden kan içiciler de elbet halkın mahkemelerinde yargılanacaktır!
(Bir ÖG Okuru)
