Kayyumların tekçi zihniyetiyle yolsuzluk ve borca sürüklediği belediyeler, 31 Mart yerel seçimlerinde Kürt halkının iradesiyle kayyumlardan temizlenmişti. HDP’nin kazandığı belediylerde kayyum döneminde belediye kaynaklarından yapılan yolsuzlukluklar gün yüzüne çıkarılmıştı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı “Kayyum döneminde 1 ton 600 kilo fıstıklı kadayıf yemişler. Yüzlerce kahve fincan takımları göndermişler. Fincanlar 92 bin TL tutuyor. 92 bin TL fincan masrafıyla 460 ailenin bir aylık masrafını karşılayabiliyorsunuz” sözleriyle kayyumun yolsuzluklarını duyurmuştu.
Selçuk Mızraklı yolsuzluk açıklamalarından kısa bir süre sonra 19 Ağustos günü siyasi iradesi gasp edilerek, görevinden alınıp yerine kayyum atandı. HDP’nin bölgede yarattığı etki karşısında tahhamülsüzleşen AKP, Kürt halkının iradesini sindirme ve baskı altına alma yöntemi olarak HDP’yi “terörize” etmeye, Kürtlerin ve kadınların kazanımlarına saldırmaya, kayyumlarla işgale devam ederken; eşbaşkanlar asılsız gerekçelerle hapishanelerde tutulmakta.
Kürt halkının iradesini kayyumlarla gasp eden anlayış, mahkeme salonlarında sürüyor…
Asılsız gerekçelerle 100 günü aşkın süredir tutuklu bulunan Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı 2. duruşmasında da tahliye edilmedi.
Nusaybin öz-yönetim direnişleri sürecinde Mayıs 2016’da teslim olan Hicran Berna Ayverdi’nin ifadeleri doğrultusunda 22 Ekim’den bugüne tutuklu bulunan DBB Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7 yıl 6 ay ile 15 yıl arasında değişen hapis istemiyle açılan davanın 2. duruşması Diyarbakır 9. ACM’nde görüldü.
Duruşmaya getirilmeyerek SEGBİS’le bağlanan Selçuk Mızraklı, siyasi saikle açılan davanın duruşmasına bir daha SEGBİS ile katılmayacağını belirtirken, avukatları mahkeme heyetine “Bu suça ortak olmayın!” çağrısında bulundu.
Mızraklı tutuklu bulunduğu dosyadaki hukuksuzluğu; “Bu mütalaa, tam bir torba yasa gibi, savcı ne duyduysa içine atmış. Hakikat araştırılmamış. Defalarca DTK çalışmalarında bulunduğumu ifade ettim. Sağlık komisyonunda çalışmadığımı söyledim. Yoksullukla mücadele eden dernekte çalıştım. İtirafçılarla hukuk cinayeti işleniyor. 3 yıldır itirafçılık yapan, 72 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanırken bizim hakkımızda verdiği ifadelerin karşılığını alıyor. Kısa sürede beraat ettirilebilir.” sözleriyle dile getirdi.
Nusaybin davasında “etkin pişmanlık yasası”dan yararlanan Hicran Berna Ayverdi’nin tutuklandıktan 3 yıl sonra, 31 Mart yerel seçimlerden 11 gün öncesinde verdiği ifade; DBB Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı ve Kayapınar Belediye Eşbaşkanı Keziban Yılmaz’ın tutuklanmasına ve yerlerine kayyum atanmasına gerekçe yapılmıştı.
Nusaybin davasında yüzlerce kişi “ağırlaştırılmış müebbet” ile yargılanıp yüzlerce yıla varan cezalarla karşı karşıya kalırken HDP belediye eşbaşkanları üzerine ifade veren Hicran Berna Ayverdi “iyi hal indirimi” ile ödüllendirilerek tahliye edildi.
31 Mart seçimlerini kaybetme korkusu taşıyan AKP, baskı ve sindirme politikalarını bölgedeki kayyumlarla sürdürürken, Selçuk Mızraklı’nın tutukluluk gerekçesi sayılan “tanık ifadesi” nin alındığı tarih, HDP’ye yönelik seçim öncesinde planlanan hazırlığı gösteriyor.
Hicran Berna Ayverdi’nin “tanık ifadesi”yle eşbaşkanlık görevinden alınarak yerine kayyum atanan, kısa süre içerisinde aynı gerekçeyle tutuklanan Selçuk Mızraklı’nın dosyasında tutukluluk gerekçesi sayılan “ifade” avukatlar tarafından belgelerle çürütülmüş olup, “suça delil” oluşturacak koşul yok iken mahkeme heyeti siyasi kararına devam etmektedir. Mızraklı dosyasında “seçme ve seçilme hakkının” gasp edilişine, “tutukluluk haline devam”kararı ile hukuksuz yargılama yürütülmektedir.