8 Mart’ın yaklaşması ile bir çok kadın örgütü tarafından çeşitli açıklama, eylem ve etkinlikler hızlandırılarak sürdürülüyor. Yeni Kadın da “Her Gün 8 Mart; Her Yer Direniş”şiarıyla bir açıklama yaparak, 8 Mart’a çağrı yaptı.
Yeni Kadın yaptığı açıklamada, “8 Mart’ın, Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü ilan edilmesinin üzerinden 110 yıl geçmiş olsa da, kadınlar olarak her yıl 8 Mart’ı, heyecanımız daha bir artarak karşılıyoruz…
Çünkü her 8 Mart’ta dünyanın bütün coğrafyalarında kendi renklerimiz ve kendi taleplerimizle sokaklara dökülerek, aslında her gün süren kavgamızı, direnişlerimizi eş zamanlı görünür kılıyor, öfkelerimizi ve taleplerimizi hep bir ağızdan haykırıyoruz…
Her 8 Mart’ta, kadınlar için dayanışmanın, birlikte mücadele etmenin önemi daha fazla bilince çıkartılmakta… 8 Mart 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınların yaktıkları, 8 Mart 1917’de Petrogradlı tekstil işçisi kadınların ateşini harladıkları meşale, bütün dünya coğrafyalarında kadınların ellerinde dolaşıyor…” dedi.
“Avrupa’da Yükselen Irkçılığın Gölgesinde 8 Mart”
Yeni Kadın, emperyalistler, kan gölüne çevirdikleri Ortadoğu’dan Avrupa’ya yayılan göç dalgasını bahane edilerek, ürettikleri ırkçı, faşizan
politikalarıyla işçi sınıfı ve emekçileri bölüp parçalarken, şiddet, baskı ve zulüm ile halkı boyun eğmeye zorlayarak, itirazsız,
biat eden bir toplum yaratmaya çalışıldığını dile getirerek,
“Böylece; bölünmüş parçalanmış, örgütsüz ve güçsüz bırakılmış, boyun eğdirilmiş bir topluma, kendi krizlerinin faturasını ciddi bir muhalefetle karşılaşmadan ödetirken, kendisini yenileyip ömrünü uzatma çabasında. Bu hedef doğrultusunda da, sağcı-faşist örgüt ve partilerin örgütlenmeleri devletler eliyle açıktan desteklenmekte.
Örneğin Almanya’da, faşist çetelerin, göçmenlere ve göçmenlerin haklarını savunan politikacılara yönelik saldırıları ve X günü yani iktidarı ele geçirecekleri gün için silahlı ayaklanma hazırlığı içinde oldukları, defalarca basına yansımış olmasına rağmen gerekli önlemler alınmayıp göçmenler, Hanau saldırısında da olduğu gibi, faşizan, ırkçı saldırılara açık hale getirilmekte…” dedi.
Açıklamada, saldırılarda en büyük pay yine kadınlara düştüğünü dile getirerek, “Kadınlar olarak yıllardır verdiğimiz mücadelelere rağmen, 21. yüzyılda hala toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamayıp, toplumsal statümüz ev içi hizmetleri ve çocuk doğrup büyütmekle sınırlanmakta… Emeğimiz hala değersiz, hala ucuz ve yedek iş gücüyüz… LGBTİ+’lar hala toplumların ve balıları gibi görülmekte… Hala bedenimiz üzerinde söz ve karar sahibi olmamız engellenmekte, cinsel obje olarak görülmekte, taciz ve tecavüze maruz kalarak erkekler tarafından katledilmekteyiz.” denildi.
Açıklamada, “Yüzyıllardır kadınların mücadelelerinin önemli bir alanını kapsayan bu saldırılar, Avrupa’da yükselen ırkçılığın gölgesinde daha da boyutlanmaktadır. Kadına yönelik şiddetin, kadın katliamlarının, işyerlerindeki mobingin, ezilen – sömürülen toplumun en yoksullarını kadınların oluşturması, Mussolini ve Hitlerin 3 K politikalarının İtalya örneğinde olduğu gibi tekrar hortlatılarak, kürtaj üzerindeki tartışmaların yükseltilmesi tesadüf değil…
Biz politik göçmen kadınlara yönelik siyasal saldırılar ise tutuklama, sınır dışı etmeyle de kalmayıp, anneliğimiz sorgulanarak çocuklarımızla tehdit edilecek kadar ileri gitmiş durumda… Esnek çalışma sistemi her yerde kadın emeği üzerinden yaygınlaştırılırken, sağcı, ırkçı politikalar, sözde “kendi ulusunun kadınlarını koruyormuş” gibi görünerek, kadın bedeni üzerinden beslenmekte…” denildi.
“Kadın Mücadelesi Sınırları Aşıp, Kıtaları Birleştiriyor”
Yeni Kadın, açıklamasında, “Kadına yönelik çok yönlü şiddete karşı mücadele noktasında dünyanın bütün coğrafyalarındaki kadınlar, birbirlerinden çok şey öğrendiler ve çok şey değiştirdiler. Bugün de tüm saldırılara rağmen kadın mücadelesi ve dayanışması büyüyerek sınırları aşıp, kıtaları birleştiriyor.
Kadınlar; kendilerine layık görülen biat kültürünü reddedip, kendi sözlerini söylemek, toplumsal mücadele içinde kadın olarak yerini almak, özgürce yaşamak için, yüreklerini, ellerini birleştirip, kadın dayanışmasını büyüterek birbirlerine umut olup, Rosalar, Claralar, Mirabeller gibi kendilerini köleleştiren sisteme baş kaldırıyorlar…
ABD’den yükselen cinsel tacize karşı #Metoo hareketi, kadın katliamlarına karşı Arjantin’de başlayan “Ni Una Menos” eylemleri, 25 Kasım’da Şili’de başlayan La Tesis dansı, sınırları aşıp bir anda bütün dünya kadınlarının kendi coğrafyalarının sorunları ve talepleriyle şekillendirdikleri eylemler oluverdi.Yine “kadın emeğinin görünür olması”, “eşit işe eşit ücret “ve “8 Mart’ın ücretli tatil olması” talepleriyle gerçekleştirilen 8 Mart kadın grevleri; ilk kez Meksika’da başlayıp giderek Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok coğrafyayı sarmış durumda…
Dolayısıyla bu 8 Mart’ta da emperyalizmin tüm saldırılarına inat; haklarımız, hayatlarımız, onurumuz ve geleceğimiz için,
kendi renklerimiz ve taleplerimizle sokakları gökkuşağına çevirirken, aslında her gün süren direnişlerimizi eş zamanlı görünür
kılıyor, öfkelerimizi ve taleplerimizi hep bir ağızdan haykırarak mücadelemizi ve kazanımlarımızı büyütüyoruz…
YAŞASIN 8 MART!
8 MART’I RESMİ TATİL YAPACAĞIZ!
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET!
Yeni Kadın” dedi.