“Gelecek güzel günleri bugünden yaratma, kazanma, halk gençliğinin örgütlü mücadelesini büyütüp geliştirme iddia ve kararlılığındayız. Yeni Demokrat Gençlik olarak tüm ezilenlerin Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ını kutluyoruz. Yaşamak için mücadele çağrımızı yineliyoruz.” denilen açıklamada, 1 mayısın işçi ve emekçileirn dünyanın dört bir yanında yürüttüğü mücadeleelr sonucunda 1886 yılında bilrik mücadele ve dayanışma günü ilan edildiği dile getirildi.
Açıklamada, hak gasplarının her geçen gün daha fazla arttığı, ekonomik krizin faturasının halka kesilmeye çalışıldığı, koronavirüsün ölüm tehdidi ile yüz yüze kaldındığı bir dönemde bir mayısa gidildiği, egemenlerin, her türlü hak arama mücadelesinin önünü kesmeye yönelik devrimci, demokrat, yurtsever güçlere saldırıları artarak devam ettiği ifade edildi.
“1 Mayıs yaklaşırken çok boyutlu saldırı altında kalan ezilen kesimlerin mücadelesini ortaklaştırmanın ve asıl hedefe gözlerimizi dikmenin elzemliği kendisini daha da belirginleştiriyor. “Ölecek olanın tam olarak ölmediği, doğacak olanınsa tam olarak doğmadığı’ denebilecek sürecin içerisinde krizler büyümektedir. Dünya çapında yaşanan kriz, işsizler ordusunu gün geçtikçe büyütürken zengin ile yoksul arasındaki uçurum gittikçe derinleştirmektedir. İnsanlara geleceksizliği sunan sistem intihar eden gençlerin, emekçilerin sorumlusudur. Kar uğruna doğanın yağmalandığı kapitalist-emperyalist sistem gelecek nesillere yıkıntıdan başka bir şey bırakamaz. “ sözlerine yer verilen açıklama, şu ifadelerle sona erdi:
“Bugün, hiçbir alt yapısı sağlanmadan binlerce öğrenciye uzaktan eğitim verilmeye çalışılmaktadır. Çözüm diye sunulan bu yöntem en başından beri sakat ve belirsiz olmasına rağmen imkan eşitliği bulunmayan düzen içerisinde iyi bir sonuç almasının imkanı yoktur.
YÖK, kendi “yetemeyişinin” farkında olarak üniversite öğrencilerine okullarını dondurabilmeyi bir lütuf gibi sunmaktadır. Geleceğimiz zaten yeterince çalınmıyormuş gibi ömürlerimizden de 1 yılın silinmesini rahatlıkla ifade edebilmekteler.
Tüm bunlarla birlikte diyebiliriz ki; ezilenlerin mücadele ve dayanışmadan başka kurtarıcısı yoktur. “
