Elazığ 1 No’lu Hapishanesin’de olan tutsak Partizan Ahmet Elma gönderdiği mektupta, pandemi sürecine dair düşüncelerini yazarken, neredeyse hiçbir hapishanede olmayan hak gaspı yaşandığını dile getirerek, “Doğrusu zor bir süreçten geçiyoruz. Yaklaşık bir yılına giren pandemiden dolayı insanlar yaşamını yitirmeye devam ediyor. Her ne kadar kimi ülkeler tarafında aşı bulunduğuna ve uygulamaya başlandığı haberleri yapılıyor olsa da aşının salgın hastalığı tedavisi konusunda henüz net bir verinin olmadığı ayrıca virüsün mutasyona uğradığı ve bu nedenle de üretilen aşıların hastalığı tedavide yetersiz kalacağı gibi bir durum da söz konusu. Bu durumda bir süre daha pandemi koşullarında yaşayacağımızı gösteriyor.” Şeklinde başaldı.
Ahmet Elma, “Bu da var olan ekonomik ve siyasal krizi daha da derinleştiriyor. Bu krizden çıkmak adına egemenler ve iktidarlarınca alınan önlemler ve açıklanan paketlerin içeriğine baktığımızda tamamıyla sermayeyi kurtarmaya dönük olduğu ve her krizde olduğu gibi bu krizin faturasını da işçi sınıfına, emekçilere ve geniş halk yığınlarına çıkarttığı bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
Elma, “Nitekim daha yakın sürece kadar her fırsatta “ Hiç kimse ülkemize demokrasi, insan hakları ve özgürlükler dersi veremez.” diyen AKP Genel Başkanın R.T. Erdoğan bu günlerde sıklıkla ekonomi ve hukuk alanında yeni reformlar yapacağından söz etmeye başladı. Bu da yapacağı “reformların” esas itibariyle halkların lehine değil bilakis krizin faturasını daha rahat halka çıkarmanın derdinde olduğu açıktır. Nitekim yapacağı reformlar noktasında ilk etapta sermaye çevreleriyle görüşmeleri ( TUSİAD, TOBB, MUSİAD vb.) aslında reformları kimler için yapacağının açık bir fotoğrafıdır.
Kısacası yapacağı düzenlemelerle yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarını güvenceye almaktadır” diyerek, bunun da işçi sınıfına, emekçilere ve geniş halk yığınlarına daha fazla baskı ve saldırı anlamına geldiğini dile getirdi.
“Bu sistemi değiştirmek adımlarımızı hızlandırmamız gerekir diye düşünüyorum”
Mevcut sistem içerisinde egemenlerin ve iktidarlarının yapacakları reformlar ancak kendi geleceklerini kurtarmak ve restore edebileceğini dile getiren Elma, “Dolayısıyla işçi sınıfına, emekçilere ve geniş halk kitlelerine acı reçeteler sunduğu bu sistemin (düzenin) kendisini değiştirmek üzere adımlarımızı biraz daha hızlandırmamız gerekir diye düşünüyorum. Tabi dışarda tablo böyle olunca içerde de fatura bize çıkarılıyor. Pandeminin başladığı süreçten geldiğimiz bu sürece kadar bir çok hakkımız gasp edilmiş durumda.” dedi.
“Keyfi uygulamalar devam ediyor 2 ayda 1 kitap”
Elma tutsakların bir çok hakkının gasp edildiğini dile getirerek,
“Pandeminin başladığı tarihten itibaren sportif etkinlik, sohbet, ziyaret vb. etkinliklere çıkartılmadığımız gibi okuma hakkımız da engellenmektedir. Daha öncesinde kişisel kitaplarımıza belirlenen -ki o da hukuki değil- 7 adet kota sınırlaması ve 15 günlük aralarla ulaşabiliyorduk. Ancak koronavirüsün başladığı Mart 2020’de salgın hastalık gerekçe gösterilerek belirli bir süre hiç değişim yapılmadı. Ağustos gibi kişisel kitaplarımızın değişimi yapılacağı söylense de bu sefer de farklı bir uygulamaya gidildi.
Şöyle ki Hapishane Eğitim Kurulu Başkanlığı almış olduğu kararda iki(2) ayda bir defa olmak üzere sadece bir (1) adet kitap değişimi yapılması noktasında karar aldı. Bu uygulamanın da kaldırılması için gerekli yasal itirazlarımızı yaptık fakat henüz bir sonuç alamadık. Keza 27 Aralık itibariyle BİK’te reklam ve ilan almadığı gerekçe gösterilerek Evrensel Gazetesi verilmiyor. Bu ve benzeri keyfi uygulamalar devam ediyor.