Getirildiği İzmir Kırıklar 1 No’lu F Tipi2nden Kocaeli 1 No’lu F Tipi hapishanesindeki tutsak Partizan resmiye Vatansever’e yaşadıklarını anlatan Haydar Sönmez, devletin son dönemlerde sürgün sevklerle birçok keyfi tutumu da yaşama geçirdiğini dile getiriyor.
Resmiye Vatansever’in elimize ulaşan mektubunda konuya ilişkin bölümler şöyle:
“Bu dönem alanda sürgünlerle karşılaştık. Haydar Sönmez’in Kırıklar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi İzmir’e götürüldüğünü biliyorsunuz zaten. Ben de kendisinden fax aldım. Yaşadıklarını kısaca anlatmış. Asker eşyalarını almasına izin vermemiş. Sonrasında Kocaeli 2 No’lu Hapishanesi eşyaları kendisinden habersiz ailesine teslim etmiş. Ailesinin kendi imkanlarıyla eşyaları Haydar’a göndermesi de sorunu çözmemiş. Zira hapishanelere pek çok eşyanın dışarıdan alınması yasak. Eşyaların bir grubu bu nedenle alınmamış. Dışarıdan alınabilen fakat sayı sınırına tabi tutulan kitapları ise kendisine ait olmasına rağmen yeni alınıyor gibi muameleye tabi tutulmuş. Dergi arşivi ise muhtemelen hiç alınmaz.Bunları anlatma sebebim maddi ve manevi kayıpların telafisinin tam mümkün olmamasından dolayı. Biliyorsunuz Bakırköy’de de başta kitap ve her türlü yazılı materyale yönelik bir tutumla sürgünün startı verilmişti. İçinden geçtiğimiz dönemin bu politikası ile kişi başına indirgenmiş bir 19 Aralık uygulaması yapılıyor. Aradaki fark geçmişteki örneklerde sınırlı bir zaman diliminde topyekün bir uygulamaya başvurulurken şimdi az sayıda kişiye ve zamana kişiye ve zamana yayılmış şekilde yapılması.Bunun sadece kitap yayın ve eşyalar boyutunu örneklemiş oldum. Fakat hasta ve çocuklu tutsaklara, düzenli vir geliri olmayan yoksul tutsaklara yapılması örnekleri de var. Konuyu dağıtmak ve başlı başına anlatıya dönüştürmek istemiyorum. Haydar’ın yaşadıkları bu konularda ailelerin sorgulayıcı yaklaşmaları gerektiğini gösterdi. Zira sadece sürgünlerle değil bazen idareler rutin ziyaretler sırasında da tutsaklara ait eşyaları ziyaretçilere teslim etmek isteyebiliyorlar.Bizlerin bilgisi olup olmadığını kontrol etmeksizin ailelerin böylesi teslimatları kabul etmemeleri gerektiğini düşünüyorum. Sizler bu konudaki bilgileri ayrıntılı olarka öğrenirsiniz zaten. Ayrıca farklı çözüm önerileri de gelebilir.Ben şimdilik ilk aklıma gelenleri paylaşmak istedim.”
