Diyarbakır’daki Dört Ayaklı Minare’nin altında vurularak öldürülen avukat ve Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin hayat arkadaşı Türkan Elçi, eşi hayattayken başladığı hukuk fakültesinden mezun oldu. Tahir Elçi’nin dava dosyasına hukuki yardım sağlamaya hazırlanan Elçi, “Orada bulunmam benim açımdan bir zorunluluk, bir görevdir” dedi.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a konuşan Türkan Elçi, avukat olma isteğini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları anlattı. Eşinin ölümünün ardından okula bir yıl ara verdiğini söyleyen Türkan Elçi, öğretmenlikten istifa edip bir müddet İngiltere’de kaldıktan sonra Türkiye’ye geri döndüğünü ve İstanbul’a yerleştiğini, okulu bitirmeye karar verdiğini anlattı.
Ekim ayında görülecek Tahir Elçi’nin davasında dosyaya hukuki yardım sağlayacağını belirten Türkan Elçi, “Daha ötesinde manevi boyutu düşünüldüğünde orada bulunmam benim açımdan zorunluluk, bir görevdir. Dosyayla yakından ilgilenen kendi alanlarında yetkin hukukçu arkadaşlarımızın katkılarıyla da güçlü bir savunmanın yapılacağına da eminim” dedi.
Türkan Elçi paralel baro düzenlemesiyle ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu:
“Sistemin her şeyi bölüp parçalayarak yönettiği gibi baroları da o şekilde bölüp parçalama amacıyla yasayı düzenlemeye çalıştığı yönünde haklı kuşkular var. Avukatların etnik köken, siyasi düşünce, cemaat gibi saiklerle bir araya gelip baro kurduğunu bir anlığına düşünelim. Adaletin uygulanmasının gerekliliğine inanan, hukukun üstünlüğünü savunan, savunma mekanizmasının gölgelenmesi söz konusu olacağı yönündeki kuşkuların ne kadarı yersiz sizce?
Her alanda ötekilerin olduğu gibi “öteki baroların” da hasıl olacağını düşünmek çok mu uzak bir ihtimal? Temennimiz odur ki, kuşkuların sadece kuşkuyla sınırlı kalması.”