H. Merkezi: TTB’nin 11 Genel Merkez yöneticisinin gözaltına alınmasına ilişkin tepkiler çığ gibi büyüyor. Siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarından tepkiler gelmeye devam ediyor.
TTB’nin 11 Genel Merkez yöneticisinin gözaltına alınmasına ilişkin, HDP, KESK Yürütme Kurulu, HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Adana’da bulunan sivil toplum kuruluşları ve siyasi örgütler, eski Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Gençay Gürsoy, THİV ve İstanbul Tabip Odası tepki gösterdi.
HDP, “İktidar barışa savaş açtı”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu “İktidar barışa savaş açtı”
Başlıklı yazılı bir açıklama yaparak, TTB Genel Merkez üyelerinin gözaltına alınmasını kınadı.
İktidarın son olarak “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyen, ölümün değil yaşamın yanında duran hekimleri hedef aldığını belirten HDP MYK, Türk Tabipler Birliği (TTB)’nin 11 Genel Merkez yöneticisi hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını söyledi. “İktidar apaçık bir şekilde ‘savaşa hayır’ diyen herkese, barışa savaş açmıştır” diyen HDP MYK, Erdoğan’ın iktidarını tahkim etme ve sürdürme yolu olarak savaşı seçtiğine dikkat çekti. TTB’nin açıklamasının doğal ve doğru olduğunu kaydeden HDP MYK, “Hekimler, ettikleri yemin ve meslek etiği gereği insani değerlere sahip çıkmış, barışın yanında durmuştur. Hekimlerin varoluş nedeni insanları yaşatmaktır” dedi.
“Savaşı savunmak suçtur”
Gözaltına alınan TTB merkez yöneticilerinin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulunan HDP MYK açıklamasını şu şekilde sonlandırdı; “AKP Genel Başkanı’na ve iktidarına bir kez daha hatırlatıyoruz: Savaşa karşı çıkmak, yaşamı savunmak suç değildir. Savaşı savunmak suçtur”
Ayhan Bilgen, “Doktorlardan ölü seviciliği bekliyorlar”
HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, partisinin grup toplantısında Türk Tabipler Birliği’ne yönelik baskın ve gözaltıları kınadı. Bilgen, üyeleri gözaltına alınan Türk Tabipler Birliği’ne yönelik baskını kınadı. Bilgen, “Doktorlar insanları yaşatmak için var. Doktorlardan ölü seviciliği bekliyorlar. Doktorlar insanlar ölmesin, dediğinde birileri rahatsız olup operasyon yapıyor” dedi.
Adana’dan TTB’ye destek, “TTB yöneticilerinin gözaltına alınması kabul edilemez”
TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasını protesto eden Adana’daki sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, TTB’nin yalnız olmadığını belirterek, asıl zaferin savaş değil, barış olduğunu kaydetti.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerinin gözaltına alınması, Eğitim Sen Adana Şube binasında yapılan basın toplantısıyla protesto edildi. Toplantıya DİSK, KESK, TMMOB, Adana Tabip Odası, HDP, HDK, CHP, Halkevleri, Adana Barosu, Pir Sultan Derneği Adana Şubesi, Bulamlılar Derneği, İHD Adana Şubesi katıldı.
Kurumlar adına açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, TTB yöneticilerinin evlerinin basılarak gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Adana Tabip Odası Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten’de, TTB’ye yapılan operasyonun darbe döneminde dahi uygulanmadığına dikkat çeken Ökten, “Tamamen anti demokratik bir uygulamadır. Sadece barışı savundukları için gözaltına alınmışlardır. Onların her zaman yanındayız ve her zaman barışı savunacağız. TTB bizim onurumuzdur” dedi.
Adana Baro Başkanı Veli Küçük de, “TTB, mesleki ve insani hassasiyetiyle savaşa, kan ve gözyaşına karşı olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Günümüzde zafer; savaş değil, barıştır ve asıl kahramanlık savaşı övmek değil, barışın yanında durmaktır. TTB’nin yanındayız” diye konuştu.
ZMO Adana Şube Başkanı Semih Karademir ise, TMMOB’un da TTB’yi desteklediği için hedefe konulduğunu vurguladı. Karademir, “TTB yalnız değildir. Bugün burada hep birlikte omuz omuzayız. Yarın yine omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
KESK, “Yeminine bağlı kaldığı için hekimler cezalandırılamaz”
Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu Türk Tabipler Birliği’ne yapılan baskına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. KESK Yürütme Kurulu, TTB’ne yönelik baskın ve Merkez Yürütme Kurulu’nda olan 11 hekimin gözaltına alınmasına tepki göstererek, “Hekimlerin görevi yaşatmaktır. Yeminine bağlı kaldığı için hekimler cezalandırılamaz. İstiyorlar ki, tüm toplum tek sıra halinde arkalarında dizilsin. Dizilmeyeceğiz” dedi.
KESK Yürütme Kurulu şunlara değindi; “Üzülerek belirtmek istiyoruz ki, ülkemiz doludizgin uçuruma doğru itilmektedir. Gidişattan kaygı duyanların sıra kendilerine gelmeden emek, demokrasi ve barış talebi etrafında bir araya gelmeleri ve mücadele etmeleri dışında bir yol, bir seçenek yoktur. Başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve özgürlükleri, hukuku askıya alarak suç işleyen iktidarı bu politikalardan derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Gözaltına alınan TTB yöneticileri derhal serbest bırakılmalı, başlatılan işlemler sonlandırılmalıdır”
Prof. Gençay Gürsoy; “Endişeyle takip ediyorum”
TBB’nin 11 Genel Merkez yöneticisinin gözaltına alınmasına ilişkin T24’e değerlendirmelerde bulunan eski Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Gençay Gürsoy şunları söyledi:
“Türk Tabipleri Birliği kurulduğundan beri dünyadaki benzer örgütlere paralel olarak yaşamı, barışı, demokrasiyi, insan haklarını savunan bir meslek örgütüdür. Bu son gözaltı kararıyla ilgili açıklama ise neredeyse 200 senelik uluslararası metindir. Bu meslekle ilgili Dünya Tabipler Birliği’nin de ajandasında olan, onun da metinlerinden biridir. İfade ettiği tek şey, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu meselesidir.
Şimdi iddia ediliyor, ‘Bu savaş değildir, operasyondur’ diye. Bu terminolojiyi Türk Tabipleri Birliği’nin böyle kullanması zorunluluğu yoktur. Sonuç olarak askeri birlikler orada, ölümler ortada. Türk Tabipleri Birliği’nin hekimlik mesleğine dayanan bu açıklamayı yapmasından doğal bir şey olamaz. Ama öyle bir dönem yaşıyoruz ki artık bu tip gözaltılar rutin hale gelmeye başladı. Eski bir Türk Tabipleri Birliği Başkanı olarak maalesef endişeyle, hüzünle karşılıyorum.”
THİV, “TTB yöneticileri serbest bırakılsın”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), TTB yöneticilerinin gözaltına alınmalarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
THİV, TTB yöneticilerinin serbest bırakılmasını çağrısında bulunarak, “Sadece ve sadece varlık sebeplerinin inkârı anlamına gelen savaş ve çatışma ortamlarına karşı oldukları, savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu gerçeğini bir kez daha ifade ettikleri ve buna yol açan sebeplerin ortadan kaldırılmasına yönelik çaba gösterdikleri için TTB yöneticilerinin hedef gösterilmeleri ve hemen akabinde gözaltına alınmaları kabul edilemez. Dahası, doğrudan kendi varlık sebeplerinin gereğini yerine getiren TTB yöneticilerinin herkesin tanıklığında hedef haline getirilmesi, esas olarak bir suçtur” dedi.
İstanbul Tabip Odası, “VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ!”
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu yazılı bir açıklama yayımlayarak, “Günlerdir TTB’ne yönelik saldırı, itibarsızlaştırma, sindirme kampanyasının yargı ayağı da bugün devreye girdi” dedi.
İstanbul Tabip Odası’nın yaptığı açıklama şu şekilde; “TTB’nin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” başlıklı hekimliğin binlerce yıllık değerlerini savunmaktan başka hiçbir ifade içermeyen basın açıklamasını hedef haline getirenlere, içinde hiçbir suç unsuru olmayan açıklama için soruşturma açanlara, her birinin adresi belli arkadaşlarımızı ifadeye davet etmek yerine evlerini bastırarak gözaltına aldıranlara, yıllardır siyasi iktidarın bütün olanaklarını kullandığı halde TTB seçimlerini kazanamayıp muhbirliğe soyunanlara cevabımızdır:
Biz hekimiz, sağlıkçıyız.
Tıbbın kurucuları İstanköylü Hipokrates’ten, Bergamalı Galenos’tan bu yana burada, bu topraklarda VARDIK, VARIZ, VAR OLACAĞIZ!
Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak İNSAN YAŞAMINI sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de, yarın da savunmaya devam edeceğiz.”
İHD İstanbul Şubesi, “TTB’ne yönelik saldırılar durdurulsun”
İHD İstanbul Şubesi’de yazılı bir açıklama yayımlayarak, “TTB’ne yönelik saldırılar durdurulsun. Gözaltına alınan TTB yöneticileri derhal serbest bırakılsın” dedi.
İHD İstanbul Şubesi, “İnsan hakları savunucuları olarak bizler de her koşulda yaşam hakkını savunuyoruz. Yaşam hakkını tehdit eden savaşlar ve çatışmalar da dâhil her tür duruma itirazımız var. Yaşamı savunan TTB’nin ve bu savunusuna uygun hareket eden yöneticilerinin yanındayız” dedi.
