Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, koronavirüs salgını nedeniyle yaşamını yitiren ve enfekte olan sağlık emekçilerine ilişkin önlem almaya çağırdı.
TTB açıklamasında, Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’nun yaşamını yitirdiği 1 Nisan 2020 tarihinden bugüne kadar, COVID-19 nedeniyle 14’ü hekim 24 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği, yüzde 38’ini hekimlerin oluşturduğu 3474 sağlık çalışanının COVID-19 tanısı aldığı belirtildi.
“Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu’nun yaşamını yitirdiği 1 Nisan 2020 tarihinden bugüne kadar, 24 sağlık çalışanı hayatını kaybetmiştir. Yaşamını kaybeden 14’ü hekim 24 arkadaşımızın yanı sıra, binlerce hekim ve sağlık çalışanı hastanelerde, ASM’lerde ve filiyasyon sırasında enfekte olmaktadır.” diyen TTB, yaşananların esas sorumlusu, sağlık çalışanlarının zor çalışma koşullarını görmezden gelen, çalışma koşullarını ve çalışma düzeninini salgınla mücadeleye uygun hale getirmeyen, gerekli önlemleri zamanında ve etkin olarak almayan, gerekli denetimleri yapmayan, kişisel koruyucu donanımları zamanında sağlamayan hükümet ve Sağlık Bakanlığı olduğu belirtildi.
TTB, raporunda, Covıd-19 salgınının başladığı ilk günden itibaren Türkiye’de sağlık çalışanlarının hastalanma durumuyla ilgili bilgiler, talep ediliyor olmasına karşın, Sağlık Bakanlığı tarafından meslek örgütlerine ve sendikalara bildirilmemekte olduğu dile getirilerek,
“Bu tutum, sağlık çalışanlarının yaşam ve sağlık haklarını yok sayan, önemsemeyen, siyasi bir tutumdur. Bunun en son örneği Zonguldak Valisi’nin açıklamalarında net olarak görülmüştür. Hekimler ve diğer sağlık çalışanları
kendilerini yok sayan, suçlayan bu tavra yabancı değildir.AKP iktidarı yıllardır sağlık alanındaki tüm olumsuzlukları hekimlere ve sağlık çalışanlarına yüklemiş, halkla hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmekten kaçınmamıştır.
Bu politikanın, şiddeti meşrulaştırması sonucunda, onlarca arkadaşımızın ölümüne neden olduğu unutulmamalıdır. Bizleri yok sayan, görmezden gelen bu anlayış devam etmekte ve bizlerin ölümüne, hastalanmasına neden olmaktadır.
Tedavi gören bütün hekim ve sağlık çalışlarının bilgisine sahip olan Sağlık Bakanlığı veri açıklamayınca Türk Tabipleri Birliği olarak kendi sınırlı olanaklarımızla ve “en az sayı olarak açıklanabilecek” rakamları tespit etmeye çalıştık.
Bu çalışmada Türk Tabipleri Birliği tarafından, Tabip Odaları aracılığıyla, illerde ulaşılabilen sağlık kurumlarından hasta sağlık çalışanı sayıları derlenerek, COVID-19 salgınında genel durum değerlendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın sınırlılıkları yazının sonundaki notlar bölümünde belirtilmektedir” denildi.
Raporun, 44 ilde kamu ya da özel ayırt edilmeksizin tüm sağlık kurumlarını kapsamakta olduğu dile getirilerek, tanı almış hekim sayısına 37 ilde ulaşılmış, üç ilde sağlık çalışanlarının meslekleriyle ilgili ayırım yapılamadığı, toplam 3474 sağlık çalışanının COVID-19 tanısı aldığı bilgisine ulaşılabildiği dile getirildi.
Ardından, “Bunların %38’ini hekimler oluşturmaktadır (Şekil 1). Hekim dışı sağlık çalışanlarının meslekleri ebe, hemşire, sağlık teknisyeni, sağlık memuru, eczacı, diş hekimi, temizlik çalışanı, tıbbi sekreter, şoför ve mühendistir.
Tanı almış hekim sayısının en yüksek olduğu iller İstanbul, Ankara, Kırklareli, İzmir ve Adana’dır (Şekil 2). İstanbul’da 960’ı hekim olmak üzere toplam 2005 sağlık çalışanının hastalığa yakalandığı bilgisine ulaşılmıştır. Bu illeri sırasıyla 12 sağlık çalışanı ile Diyarbakır, 11 ile Kırklareli, 11 ile Antalya, 10 ile Bursa, 9 çalışan ile Samsun izlemektedir.
Tablo’da bu beş ilde sağlık çalışanlarının yüzde kaçının bu sorunları yaşadığı paylaşılmıştır. Hasta sağlık çalışanı sayısının en fazla olduğu beş il ile KKD’ye erişim sorunlarının en fazla olduğu beş il örtüşmektedir.
Şeklinde paylaşımlar yapıldı.