Kayyum Rektör Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmasının ardından yurdun dört bir yanında tepki eylemleri gerçekleşti.
Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul’da yapılan eylemlerde polisin uyguladığı şiddet kameralara yansırken memleketin de gündemine oturmuştu bu görüntüler. İstanbul’da yaşanan hak ihlallerinin yanı sıra Ankara’daki eylemlerde de polis, pek çok hak ihlaline sebebiyet vermişti.
Toplumsal Hukuk 7 Mayıs’ta Ankara’da yaşanan hak ihlallerine ilişkin bir değerlendirme raporu yayımladı. Rapor beş ana başlıktan oluşmakta.
1) Eylemlere yönelik polis saldırılar
2) 18 Şubat 2021 tarihinde üç üniversitelinin kaçırılması olayı
3) 26 Şubat 2021 tarihinde Toplumsal Hukuk üyesi Av. Tonguç Cankurt’un alıkonulması ve tehdit edilmesi
4) Farklı tarihlerde bildiri, afiş ve pankartla destek çağrısı yapan öğrencilerin gözaltına alınması
5) Üniversite öğrencilerine yönelik disiplin soruşturması
Ankara’da yapılan dört eylemde eylemcilerin demokratik hakları çerçevesinde eylem yaptıkları ve polisin herhangi bir hukuki dayanağı olmadan saldırdığı ve eylemcileri çeşitli düzeylerde yaralayacak boyutlarda şiddet uyguladığı belirtildi.
Polisin uyguladığı saç çekme, tekme ve yumruk, yere yatırıp dizle basma, çelme takma, hakaret gibi şiddet unsurları raporda yer alırken göz altına alınan eylemcilerin uzun süre avukatlarıyla görüştürülmemesi ve hatta bir gözaltında avukatların eylemcilerle hiç görüştürülmeyerek avukatsız ifadeye zorlanması, gözaltı araçlarının ve nezarethanelerin pandemi koşullarına uygun olmaması da ayrıca belirtilmekte.
Eylemler sırasında polisin görüntü almak isteyen basın mensuplarına yönelik keyfi baskısı ve engellemeleri de yine raporda yer almakta. Resmî gözaltı işlemi yapılmadan serbest bırakılma durumlarının da yaşandığı ve eylemcilerin hekim muayenesi hakkının gasp edildiği raporda ayrıca belirtilmektedir.
Boğaziçi eylemlerine katılan eylemcilerden üç tanesi 18 Şubat 2021 tarihinde evlerinin önünde GBT sorgusu bahanesiyle durdurulması ve sonrasında sivil araçlara yaka paça bindirilerek kaçırılması olayı raporda detaylı şekilde aktarılmaktadır.
Rapordaki üçüncü başlık ise kaçırılma olayıyla alakalı kaçırılan üniversitelilerle birlikte Ankara Valiliği’ne dilekçe vermeye giden Av. Tonguç Cankurt ve üniversitelilerin durdurularak dilekçe vermelerinin engellenmesini konu alıyor.
Polisin yaptıklarını hukuksuz olduğunu belirterek bu hukuksuzluğu kayıt altına almaya çalışan Cankurt’un polislerce alıkonulması ve tehdit edilmesi raporda aktarılmaktadır.
Dördüncü başlıkta ise üniversitelilerin Boğaziçi eylemler süreciyle ilgili astıkları afiş ve dağıttıkları bildiriler gerekçesiyle göz altına alınmaları aktarılmakta. Düşünceyi yayma özgürlüğünün açıkça ihlal edildiği yine raporda vurgulanmaktadır.
Son başlıkta ise eylemlere katılan üniversitelilere, kendi üniversitelerinden açılan disiplin soruşturmaları incelendi. Disiplin soruşturmalarının “Yükseköğretim öğrenciliği sıfatına, onur ve şerefine aykırı harekette bulunmak” suçlamasıyla açıldığının belirtildiği raporda soruşturmaların hukuki temellerinin olmadığı ve bu soruşturmaların açılmasının örgütlenme ve toplanma özgürlükleri ile ifade hürriyetini ihlal ettiği vurgulanmaktadır.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.