EmekGüncel

SÖYLEŞİ | “İşçi Sınıfı Tek Yumruk Olursa Kazanacaktır!”

Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi 2022 yılında zemin kaplama ürünleri imalatı yapan Tarkett işyerinde örgütleme çalışması başlattı.

Kısa bir süre içerisinde burada gerekli çoğunluğu sağlayıp Bakanlığa başvuru yapıldı ve yetki alındı. Ama diğer tüm patronların yaptığına benzer şekilde patron itiraz etti ve süreç yargıya gitti. Bu süreç bir yıldan fazla bir sürdü. Yılsonunda yetki alındı ve taslak patrona sunuldu. Toplu iş görüşme müzakereleri başladı. Ancak bu müzakerelerde bir sonuç çıkmadı ve işçiler sendika ile birlikte greve çıkma kararı aldı.

Tarkett’te işten çıkarılan ve işyeri sendika temsilci olan Murat Alan ile bir söyleşi yaptık.

– Merhaba, kendinizi tanıtıp çalışma koşullarınızdan bahsedebilir misiniz?

– Merhabalar, ben Murat Alan. Tarket’te temsilci olarak görev yapıyorum. Biz sürece şöyle başladık, yüzde 51 yetkimizi 36 kişiyle aldık. Ama bu süreç içerisinde patron teker teker arkadaşları çağırıp belli haklar vererek işten attı, tazminatlarını verdi, haklarını verdi. Sayımız bayağı düştü.

İçeride tozlu ortamda falan çalışıyoruz. İş güvenliği önlemleri kısmen alınıyor. Bunların yeterli olmadığını biz görebiliyoruz. Çünkü oldukça tozlu bir ortamda çalışıyoruz. Sonuçta yine aynı toz maskesi takıyoruz. Toza maruz kaldığımızı işten çıkarken fark edebiliyoruz. Bu da bize öksürük olarak, hastalık olarak geri dönüyor. Sonuçta burası PVC’li üretim yapan, kimyasal ürünlerle üretim yapan bir yer.

– Sizi sendikaya yönlendiren ne oldu? Hangi ihtiyacın ürünü olarak ortaya çıktı örgütlenmek?

– Bizi somut olarak sendikaya yönlendiren şey maaşlarımızın çok düşük olmasıydı. Patron “size bu yıl ikramiye vereceğim” deyip vermiyordu. “Bayram parası vereceğim” deyip vermiyordu. Biz de bunu garanti altına alabilmek için sendikaya başvurmak zorunda kaldık. Bunu yetkili bir hale getirelim istedik.

– Yetkiyi aldınız? Sonrasında neler yaşandı?

– Yetkiyi aldık evet. Yetkiyi aldıktan sonra teker teker arkadaşlarımızla görüşüp tazminatları ödenerek, bunlara tazminat vaatleri vererek, bir kısmına fazladan ücret ödenerek işten çıkmalarını sağladılar. Yetkiyi düşürmeye çok uğraştılar ama şu anda geldiğimiz noktada grevdeyiz.

– Yasal olarak grev süreci işliyor.

– Diğer ülkelerde de fabrikaları olduğunu bildiğimiz için sosyal medya üzerinden genelde tacizde bulunuyoruz. Buna da karşılık veriyorlar tabii ki.

– Nasıl bir karşılık?

– Onların sayfalarına sürekli yorumlar yazıyoruz. Yorumları kapatıyorlar. Süren grev ve direnişimizle ilgili yazıyoruz, burada grev olduğunu söylüyoruz. Her şeyin güllük gülistanlık geçmediğini anlatıyoruz. Bu anlatımlarımıza hemen engel koyuyorlar.

 “Sendikalaşmak zorunda olduğumuzu gördük!”

– Bugün grevin 21. günü. Beklentiniz, öngörünüz ne? Bir görüşme var mı?

– Geçen hafta kısmen bir görüşme oldu. Kısmen görüşme derken, sadece rakam oyunları oynamışlar, bunu fark ettik. Rakam oyunlarında bize verdikleri sıfır, rakamla hiçbir değişikliği olmuyor. O yüzden kabul etmedik.

– Sendikayı kabul ediyor ama…

– Sendikayı kabul ediyor ama “bir şey vermem” yani. “Sendikalı olun ama benden hiçbir şey istemeyin” diyor. Hatta bunu şöyle yapıyor: Şart da koyuyor. Diyor ki; “Ben sendikayı kabul ediyorum. 3 yıl boyunca benden hiçbir şey beklemeyin.”

– Sendikalı olmanın karşılığı olarak bir bedel mi ödetilmiş oluyor?

– Karşılığı olarak aynen. Sendikaya da bedel ödetmiş oluyor. Bize de bedel ödetmiş oluyor.

– Şirket uluslararası çapta bir şirket sanırız…

– Bu firma 36 ülkede fabrikası olan bir firma. Özellikle Fransa ve İsveç’te. Biz bu firmanın başındaki yetkilileri “linkedin”den bulduk. Ve bunlara sürekli mesaj atıyoruz. Bu mesajları atmamız onları rahatsız ediyor. Buraya geri dönüş sağlıyorlar. Geri dönüş sağlamasa da bizimle az da olsa temas kurmasından belli oluyor zaten. CEO bizimle temas kurmaya başladı. Bu “tacizlerimizden” dolayı oldu. Yani kurduğumuz basınçtan dolayı.

– Dışarıda işçiler olarak ne yapıyorsunuz? Bildiğiniz gibi bu bölgeye yakın yerlerde başka işçi direnişleri de var. Karşıda Asplastik, Polonez var. Fernas işçileri Ankara’ya yürüyorlar. Genel olarak işçi sınıfında bir hareketlenme var. Bunu nasıl görüyorsunuz?

– Bunun en başında zaten ekonomik yaşam var. Diyorlar ki, 17 bin lira asgari ücret. Ben mesela 22 bin lira alıyorum. Biraz önce bir arkadaşım dedi ki, “bir tık üstü”. “Bir tık”ı geçti artık. Bir tıkla falan alakası yok. Yani 17 bin lira veya 22 bin lira bugünkü Türkiye’nin yaşam şartlarında hiçbir şey yani.

– Ekonomik taleplerin dışında aynı zamanda siz içeride sendikalı bir şekilde örgütlü de çalışmak istiyorsunuz.

– Tabii ki biz örgütlü çalışmak istiyoruz. Niye örgütlü çalışmak istiyoruz? Verdikleri vaatleri unutuyorlar bir zaman sonra. Bu unutulmasın, bunu bir garanti altına alalım diyoruz. Bunun için de garantör olarak da sendikayı gördük. Sendikalaşmak zorunda olduğumuzu gördük.

 “Tek yumruk olmak önemli olan!”

– Peki, tüm işçi direnişlerinin ortak hareket etmesi, daha fazla dayanışma içinde olması nasıl sağlanabilir?

– Bu kesinlikle önemli. Şöyle bir örnek vereyim. Bize yakın bir fabrika, fabrikanın adını tam olarak bilmiyorum. Burada, bu sitenin içerisinde bir fabrika. Maaşlarına zam yapmışlardı. Bizim direnişi görerek maaşlarına % 20 zam yapmışlar. Yani sendikalaşmanın önüne geçmek istedikleri apaçık ortada. Niye? Çünkü sendika, işçi için garanti oluyor. O garantiyi almasınlar istiyor işveren de, sendikayı da o yüzden istemiyorlar.

– Son olarak hem işçilere hem genel kamuoyuna bir çağrınız var mı?

– Bize bugüne kadar hep sivil toplum örgütleri geldiler, ziyarette bulundular. Ben işçi sınıfının hiçbir şeyden korkmaması gerektiğini söylüyorum. Bize başka firmadan gelip, sendikalaşmak için o sürece giren insanlar oldu. Beş günde falan onu bertaraf etmiş işveren. Biz on kişi çıktık dışarı, bize şaşırdılar, bize destek çıktılar. “Helal olsun” diyorlar yani. Bu da şunu getiriyor bize, işçi sınıfının ne kadar güçlü olduğunu ve başarabileceğini gösteriyor aslında bu.

Burada tek yumruk olmak önemli olan. İşçi sınıfı tek yumruk olursa kazanacaktır illa ki. Yaşasın sınıf dayanışması diyorum. Eğer sınıf dayanışması gerçekten yaşanırsa işçi sınıfı kazanacaktır.

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu