Covid-19 ülkeye girdikten hemen sonra “önlemler” de devreye girdi. İlk başta yoğun bir karantina sürecine girildi, işletmeler kapatıldı insanlara “Hayat Eve Sığar” denildi! Fakat hayat eve hiç sığmadı! Hayatın eve sığmaması için birçok neden var, mesela geçim sıkıntısı!
Örneğin bu süreçte işletmeleri kapatılan ve hala kapalı olan küçük esnaf ve çalışanları için hayat eve hiç sığmıyor. Hayat yoksulluk, iflaslar ve intiharlarla geçiyor!
Pandeminin ilk zamanlarında küçük büyük bütün işletmeler kapatılmış ve “önlemler” en azından daha “eşit” bir şekilde alınmıştı. Fakat sonrasında yaz ayları gelince, büyük otel ve turizm şirketleri ile AVM’ler zarara girmesin diye halk sağlığı görmezden gelinerek, hiçe sayılarak açıldı. Peşinden kafe, bar ve restoranlar da açıldı. Vaka sayılarında patlama yaşanınca yeni bir ‘yasaklar’ sürecine daha girildi ama bu sefer oteller, turizm işletmeleri ve AVM’ler açık kalırken, esnafa illallah dedirten bir kısıtlama kararı ile kafe, bar ve restoranlar tekrar kapatıldı! O süreçten beri de kapalılar.
Pandeminin başından beri kapalı olanlar ve ikinci dalgadan bu yana tekrar kapatılmış olan işletmelerin sahipleri ve çalışanları ise ciddi maddi sıkıntılar içerisindeler. Esnafın bir kısmı battı, her gün bir intihar haberi geliyor, çalışanlar ise pandemi döneminde başka bir iş bulamıyor ve yoksulluk içerisinde!
İşte bu çifte standart ve ekonomik çıkmazlara karşı Ankara’da Kafe, Bar, Restoran Çalışanları ve İşletmecileri Dayanışma Platformu (KaBaRe) kuruldu. Çeşitli eylemlilikler ve sosyal medya aracılığıyla seslerini duyurmaya, kendilerine uygulanan bu çifte standarda karşı durmaya çalışıyorlar.
Kısa süre önce kurulan ve o günden beri ellerinden geldiğince seslerini duyurmaya çalışan KaBaRe Platformu’ndan, Neylan Solmaz Saçılık ile sohbet ettik ve bu platformu ona sorduk, ondan dinledik.
-Merhabalar Neylan sohbetimize öncelikle seni tanıyarak başlayalım dilersen.
Merhaba, ben Neylan Solmaz Saçılık. Evliyim bir kızım var. Aslında drama öğretmeniyim fakat son iki yıldır yeni açtığımız kafeyi işletiyorum.
-KaBaRe Paltformu’nun içerisinde olan esnaflardan birisin, öncelikle şunu sormak istiyorum bu platform fikri nasıl ve neden ortaya çıktı?
Kafe, Bar ve Restoran işletmecileri ve çalışanları olarak, ortak sorunlarımız öncesinde de vardı. Pandemi süresince uygulanan yasaklar bu sorunları artık dayanılmaz hale getirdi. Bizler de ortak mağduriyetlerimizi ve taleplerimizi daha gür sesle ifade edebilmek ve çözüm bulabilmek için bir araya gelerek KaBaRe Platformu’nu kurduk.
-Bir ihtiyacın ürünüydü fakat kuruluşu ve örgütlenmesi biraz gecikti sanki. Sizce bu gecikmenin nedeni neydi?
Pandemi nedeniyle işletmelerimiz kapatıldığında, hastalığın yayılımını engellemek konusunda hepimiz sorumluluk aldık ve yasaklara uyduk. Sonrasında devletten, hem işletme sahiplerinin hem de işletmelerde çalışarak geçimini sağlayan personellerin mağduriyetini giderecek destek paketleri bekledik. Platformu kurma ve eyleme geçme konusundaki gecikmenin nedeni de sanıyorum bu beklentiydi.
Hem bu beklentinin boşa çıkması, hem de kapalı tutulan işyerlerimizin kira, fatura, vergi gibi borçlarının katlanarak çoğalması bizi iflasın eşiğine getirdi. Bir çok işletme kapatmak zorunda kaldı, bizlerse birlikte hareket ederek ayakta kalmaya çalışıyoruz.
-Bize biraz KaBaRe’nin içeriğini anlatır mısın? Nasıl bir bileşen?
KaBaRe; kafe, bar ve restoran çalışanları ile işletmecilerinin kurmuş olduğu bir platform. Herhangi bir siyasi yapı ya da yasal üyelik söz konusu değil. Tamamen hak arama amaçlı kuruldu ve katılımcıları da gönüllülerden oluşan esnaf ve çalışan topluluğu.
-Belli eylemlilikleriniz var ve bizler de bu eylemlilikleri takip ediyoruz, sesinizi duyurmaya çalışıyoruz. Bu eylemlilik süreci ve çalışmalarınız nasıl gidiyor, nasıl devam ettirmeyi düşünüyorsunuz?
İlk etapta, haftanın ilk ve son günü yani pazartesi ve cuma günü, saat 18:00-19:00 arasında işyerlerimize gelerek ışıklarımızı açıp sessizce bekledik. Son beş dakika kala, alkışlarımızla eylemimizi sonlandırdık. Sosyal medya hesaplarımızdan eylemlerimizi ve taleplerimizi paylaşarak kamuoyuna, basına ve tabi ki yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Sizler de bize ulaştığınıza göre sanıyorum başarılı da olduk.
-Son olarak KaBaRe Platformu’nun kurulma amacı olan birçok sorununuz var ve bunun yansıması olarak da belli somut talepleriniz var. Bu talepler neler?
Öncelikle uygulanan ayrımcı tutuma itiraz ediyoruz. Şuan pandemi nedeniyle kısıtlama getirilen tek sektörüz. Bu da sanki hastalığın yayılımında birinci derece faktörmüşüz izlenimi yaratmaktadır. Bizler her türlü hijyen, mesafe ve maske kurallarına dikkat ederek işlettiğimiz işyerlerimizin bu şekilde günah keçisi ilan edilmesini kabul etmiyoruz!
Yasaklar nedeniyle işletmelerimiz kapalı, hiçbir gelir elde edemiyoruz, fakat; kira, vergi, fatura ve diğer borçlarımız katlanarak artmakta. Yeniden açıldığımızda, hepimiz öncesinde yığılan borçlarımız nedeniyle büyük zorluklar yaşayacağız. Kira borçlarımız nedeniyle mülk sahiplerinin vicdanına bırakılmak istemiyoruz! Kapalı tutulduğumuz süre boyunca bu tür ödemelerden muaf tutulmak, işletmelerimize ve çalışanlarımıza da devletten ciddi anlamda bir destek bekliyoruz.
Esnafın dayanacak gücü kalmadı,bu işletmelerde çalışarak geçimini sağlayan; müzisyen, garson, ahçı, komi ve diğer personelin dayanacak gücü kalmadı! Bir çok işletme iflas nedeniyle kapandı, bir çok yerden geçim sıkıntısı nedeniyle intihar haberleri geliyor! Bu anlamda yetkililerden acil destek ve işletmelerimizin yeniden açılmasına dair, somut adımlar atılmasını talep ediyoruz.
Biz KaBaRe Platformu olarak, #kapatmayadasahipçık diyoruz.”
Türkiye’nin birçok ilinde sokaklara çıkan, taleplerini ve sorunlarını dile getiren esnaf ve çalışanlar artık ciddi anlamda yaşamlarını sürdüremez haldeler. Kafe ve bar çalışanlarının büyük bir kısmını da üniversite öğrencileri oluşturuyor ve bu durum özellikle devletten burs veya kredi alamayan öğrencileri büyük bir ekonomik zorluk içerisinde bırakıyor.
Öğrenciler dışında bu işletmelerde çalışarak geçimlerini sağlayan ahçılar, müsizyenler, garsonlar var. İçerisinden geçilen süreçte evlerine ekmek götüremiyor ve hemen hiç birisi böbürlenilerek duyuruları yapılan, pirim amaçlı kullanlan, devlet ödeneklerinden de yararlanamıyor!
Devlet ve şu anki iktidar sahipleri, her zaman olduğu gibi varoluş amacını yerine getirerek; gençleri, küçük esnafı, işçiyi, halkı değil şirket sahiplerini, zenginleri, büyük burjuvaziyi koruma altına almış durumda!
Buna karşılık tıpkı bu süreçte mağdur olan, görmezden gelinen her kesim gibi kendi öz örgütlülük ve platformlarını kuran kafe, bar ve restoran işletmecileri ile çalışanları ciddi bir çalışma örüyorlar. Ankara’da özellikle Çankaya ilçesinde kafanızı ne tarafa çevirseniz KaBaRe’nin bir afişi ile karşılaşıyorsunuz, sosyal medya üzerinde görsellerini ve sokak eylemliliklerini duyuyor, görüyorsunuz …
Şimdilik sadece Ankara içerisinde bir oluşum, fakat platform çok kısa sürede ciddi bir görünürlük kazandı ve haklı talepleriyle seslerini yükseltti. Farklı illerden (Adana, Antalya gibi), eylemlere eş zamanlı katılımlar oluyor. Platformun ilerleyen süreçlerde daha da genişlemek gibi bir düşüncesi de mevcut.