Osmanlı’nın dağıldığı bir süreçte Ermeniler, modern Türk kimliğinin ve ulus devlet inşasının önünde engel olarak görüldükleri için soykırıma maruz kaldı. Nüfusun yüzde 20’sine tekabül eden Hıristiyan ve Museviler tasfiye edildi, geri kalanlar ise kovuldu. Böylelikle Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesi tamamlanmıştı. 1914-1923 yılları arasında Hıristiyanların temizlenmesinde yedeklenen Kürtler, 1920’lerin başından itibaren hedef haline getirildi.
Sadece Suriye topraklarında bir milyon iki yüz bin Ermeni katledildi. Mucize eseri kurtulanlar ise Kürt ve Arap aşiret ve ailelerin yanına “besleme” olarak alındı. Büyük bir kısmı Araplaştı bir kısmı Kürtleşti. Rojava Devrimi’yle birlikte Ermeniler yeniden örgütlenip, bir kez daha soykırım saldırılarına karşı direnişe geçti.
Angêra ve Lûsîn
Angêra Anûs ve Lûsîn Hagobiyan. İkiz kardeşler, Ermeni soykırımdan kurtulanların torunları. Onlar gerilla. Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Taburu’nda yer alan ikiz kardeşler.
JİNHA’dan Sorgul Şêxo’ya konuşan Anûs ve Hagobiyan, Osmanlı’dan Türk devletine soykırım saldırılarının devam ettiğini belirterek, “Dünyanın neresinde olursak olalım kadınları ve insanlarımızı korumaya hazırız” dedi.
Bu acı unutulmaz
Kuzey-Doğu Suriye’deki Şehit Nubar Ozanyan Ermeni Taburu, Ermeni halkının, kültürünün, tarihinin, varlığının ve kimliğinin korunması için 24 Nisan 2019’da kuruldu.
İkiz kardeşlerden Angêra Anûş büyüklerinden soykırım hikayelerini dinleyerek büyüdüler: “Dedem bize katliamı hep anlatırdı. ‘24 Nisan 1915’i hiç unutmam ölülerimizin kemikleri sokağa atıldı. Aydınlarımız, akademisyenler, öğrenciler asıldı ve katledildi. 1,5 milyon kadın, çocuk, yaşlı katledildi. ‘Susadık’ diyen kadınlar götürüldü ve nehirlerin önünde katledildi. Kanları suya karıştı. Osmanlı soykırımında kadınlara tecavüz edildi ve ellerine işaret konuldu ki tekrar satılsın. Bu acı unutulmaz’ derdi. Bakurê Kurdistan’dan Kuzey ve Doğu Suriye’nin Halep şehrine kadar Ermeniler katliamlarla karşı karşıya kaldılar. Bir asır sonra katliam aynı coğrafyada başka isimlerle devam ediyor.”
Türk devletinin varlığını başka halkları yok etme üzerine kurduğunu anlatan Angêra Anûs, “Ermeni ve Rumlar ileri görüşlüydü, bu nedenle toplumun aydınları ve alimlerini katlettiler. O dönem Osmanlılar diyorlardı ki; ‘Ermeni ve Rumlar gelişirse Türkler geride kalır, gizli kalır’. O kadar ırkçı ve milliyetçiler ki tek bayrak, tek dil, tek din dışında hiçbir şeyi kabul etmiyorlardı” diyor.