Güncel

Son bir yılda en az 66 çocuk işçi hayatını kaybetti

İSİG Meclisi, eğitim öğretim yılı başlangıcında yayımladığı çocuk iş cinayetleri raporu yayımladı.

İSİG Meclisi, 2024-2025 eğitim öğretim yılının 9 Eylül Pazartesi günü başlaması ile birlikte çocuk iş cinayetleri raporu yayımladı. İki çocuk işçilik raporu hazırlayan İSİG Meclisi MESEM’li çocukların ölümü ve çalışma koşullarına dikkat çekmek için bu doğrultuda bir de kampanya düzenlediğini duyurdu.

Son bir yılda en az 66 çocuk işçinin hayatını kaybettiğini belirten İSİG Meclisi 66 çocuktan 24 çocuğun tarım sektöründe, 17 çocuğun sanayi sektöründe, 13 çocuğun inşaat sektöründe ve 22 çocuğun hizmet sektöründe çalışırken hayatını kaybettiğini belirtti.

2023 Eylül-2024 Ağustos eğitim öğretim yılında meydana gelen çocuk işçi ölümleri hakkında olumsuz anlamda önemli değişimler olduğunu belirten İSİG Meclisi “tek ayrıcalıklı sınıfın çocuklarımız olacağı bir ülkeyi, dünyayı kuracağız” diyerek hazırladıkları raporu yayımladı.

Son bir yılda en az 66 çocuk işçi hayatını kaybetti

Yüzde 24’ünü yerel kaynaklardan ve bize gelen bildirimlerden öğrendiğimiz kadarıyla 2023 Eylül-2024 Ağustos döneminde en az 66 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.

Her ne kadar yasalarımızda belli tanımlamalar olsa da bizler uluslararası tanımı baz alıyoruz. Çocuk işçi olarak kastettiğimiz yaş grubu 18 yaşını doldurmamış olan çocuklarımız. Bunun yanında resmi bir kurum olmamamızın getirdiği kısıtlardan dolayı ölen çocukların yaşını ay ve gün olarak tespit etmemiz mümkün değil. Basında yer alan 18 yaşında ölen işçileri “yaşını doldurmuş” olarak kabul ediyoruz. Ancak bazen yaşını doldurmamış olan çocuklar için de 18 yaşında denebiliyor. Bu yüzden ayrıca 2023 Eylül-2024 Ağustos döneminde 18 yaşında olan 17 işçinin daha hayatını kaybettiğini belirtmeliyiz. Bu işçilerin de bir kısmı “çocuk işçi” tanımlaması içinde yer alabilir…

Çocuk işçi ölümlerinde artık ilk sırada kırlar (tarım) değil kentler yer alıyor

Son bir yılda tarım sektöründe 24 çocuk (20 işçi ve 4 çiftçi), sanayi sektöründe 17 çocuk, inşaat sektöründe 13 çocuk ve hizmet sektöründe 12 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Oransal olarak baktığımızda tüm çocuk işçi ölümlerinin yüzde 36’sı tarımda meydana geldi. Haziran ayında açıkladığımız son 11 yılı kapsayan çocuk iş cinayetleri raporunda ise bu oran ortalama olarak yüzde 55’ti. Yani ilk raporlarımızı çıkardığımız dönemde (2013 yılında) yüzde 65 civarında olan tarımdaki çocuk işçi ölüm oranı bugün yine ilk sırada olmasına rağmen yüzde 36’ya gerilemiş durumda.

Kırsal yoksulluğun devam etmesine rağmen çocuk işçi ölümlerinin kentlere kaymasının bazı nedenleri var. Zira kırsal yoksulluk bitmediği gibi derinleşerek devam ediyor. Ne var ki, kentsel yoksulluğun derinleşmesi, özellikle MESEM’de gördüğümüz üzere bizzat devlet politikalarıyla kitleselleştirilen çocuk işçilik ve tüm Anadolu kentlerinde yoğunlaşan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) gerçekliği artık çocuk işçi ölümlerini kent merkezlerine ve çeperlerine taşımış durumda. Tarım işçisi çocuklar tamamen sosyal hayattan dışlandığı ve yerleşim merkezleri dışında hem yaşadıkları hem çalıştıkları alanda çevrelendiklerinden ötürü ölümleri devlet ve sermaye tarafından “görünmez” kılınıyordu. Oysa çocuk işçiler artık her yerde, kentlerin merkezinde, AVM’lerde, sokakta, şantiyelerde, sanayide ve OSB’lerde. Her ailede veya sülalede bir çocuk çalışıyor, her sokakta tanıdık bir çalışan çocuk var. Üretimden gelen bu gerçeklik çocuk işçiliği “görünür” kılıyor ancak çocuk işçilik; eğitim, öğrenim, yetişecek eleman argümanlarıyla “meşrulaştırılmaya çalışılıyor” ve ölümler maskeleniyor.

MESEM, mesleki eğitim değil sermaye için bedava işçiliktir

MESEM 2016 yılı sonuna kadar var olan ‘Çıraklık Eğitim Merkezleri’nin devamı niteliğindedir. Yani (4+4+4 modeliyle birlikte) eğitim sisteminin içine daha fazla entegre edilmiş ve kitleselleştirilmiş bir çocuk işçilik sisteminden bahsedebiliriz. MESEM kapsamında yaklaşık 1,5 milyon öğrencinin olduğu açıklandı. Bu öğrencilerin yaklaşık 300 binini ise 18 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Yani çocuk işçilik “bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma” uygulamasıyla meşrulaştırılıyor.

MESEM’ler sermayenin ucuz emek rezervlerini doldurmanın dışında doğrudan patronlara finansman desteğinin de bir aracıdır. 2024 yılında bedavaya çalıştırılan öğrenci-işçiler için patronlara 1 milyar 698 milyon TL ödenirken, son üç yılda MESEM programlarına aktarılan kamu kaynağı 15 milyar liraya yaklaştı.

MESEM’lerde yoğunlaşan “çocuk işçiliğin nesnel zeminini yoksulluk oluşturmaktadır”. Türkiye’de zaten binlerce çocuk aileleri geçinemediği için çalışmak zorundaydı. Bazen yazın çırak olarak bazen okul sonrası atölyeye giderek bazen de okulu bırakarak çalışıyorlardı. 2021 Eylül ayından itibaren ise derinleştirilen yoksullaştırma politikaları ile Türkiye’de her yaştan insan hızla ücretliler ordusuna katıldı.

MESEM aracılığıyla ortaokulu bitiren öğrencileri örgün eğitimden kopararak haftanın (resmi olarak) dört günü bedava işgücü olarak patronların sömürüsüne sunan MEB şimdi de yaz döneminde “beceri geliştirme programı” adı altında 7. ve 8. sınıftan itibaren tüm öğrencilerin katılabileceği “zanaat atölyeleri” açıyor. On şehirde -İstanbul, Ankara, İzmir, Erzurum, Konya, Mersin, Rize, Samsun, Sivas ve Şanlıurfa- 196 okulda başlatılacak pilot uygulamayla mesleki eğitim yaşı (12-13 yaşa) düşürülüyor.

Kız çocukları, göçmen çocukları ve yaş grupları üzerine

Kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklı olarak ölümleri tüm iş cinayetlerinde ölen kadınların ölümlerinin iki katıydı (yüzde 16). Ancak çocuk işçi ölümlerinin kentsel alana kaymasıyla birlikte geçen yıl ölen kız çocuğu ölüm oranı yüzde 8 olarak gerçekleşti.

Yanlış dış ve iç politikalar sonucu Türkiye’de yaşayan mülteci/göçmen sayısının, kaydı bulunmayanlarla birlikte 10 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Göçmen çocuklar ise günübirlik ve güvencesiz şekilde işgücü piyasasına dâhil oluyor. Son 11 yılda göçmen çocuk işçilerin tüm çocuk işçi ölümlerindeki oranı yüzde 10-12 aralığındayken geçen yıl yüzde 8 (3 çocuk Suriyeli, 1 çocuk Iraklı, 1 çocuk Türkmenistanlı) olarak gerçekleşti.

Yaş grubu olarak baktığımızda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 66 çocuğun 22’si 6-14 yaş arasındadır. Oysa 14 yaş ve altı çocukların yasal olarak çalışması tamamen yasaktır. Çalışması belli koşullarda “yasal” olan 15 yaşın üstündeki çocuklar ise kimya, metal, inşaat gibi ağır ve tehlikeli işkollarında, kanunen yasak işlerde de çalıştırılmaktadır.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu