Savaşa Karşı Koordinasyon(SKK) “savaş değıl, önce barış, önce yaşam” başlıklı yayımladığı bildiride, egemenlerin savaş içerisinde sürdürdükleri düzenlerinin, insanı, hayvanı, doğayı öğüten değirmenin taşları olarak tanımlarken, değirmeni çevirenin de sessizlik olduğuna dikkat çekti.
H. Merkezi: Savaşa Karşı Koordinasyon yayımladığı bildiride, savaşın televizyonlarda gösterildiği gibi bir oyun olmadığını belirterek, “Savaş korkunç bir gerçek ve orada sadece ölüm var” diye ifade ediliyor. Savaşın hamasi milliyetçiliklikle üretilen, nefret ve düşmanlık diliyle katlanarak büyüyen bir ölüm olduğunun altı çizilen bildiride, “Nefretten ilham alan, düşmanlığı körükleyen bu dil, çıkardığı gürültüyle gerçeğin sesini kısıyor, toz duman arasında ölen çocuklarımızın yüzünü bile göremiyoruz. Sürekli bir tehdit algısı yaratılarak büyütülen düşmanlıkların nerede başlayıp nerede bittiğini bilemiyoruz artık” denildi.
“Göz yaşı ve ağıtların renginin olmadığını biliyoruz”
Savaşa Karşı Koordinasyon’un yayımladığı bildiride Ortadoğu’da süren savaşlara yönelik şu ifadelerde bulundu:
“Çocukların Filistinli, Suriyeli, Kürt, Arap, Türk oluşuyla; cinsiyeti veya rengiyle değil çocuk oluşuyla ilgiliyiz. Gençlerin, kadınların, erkeklerin, yaşlıların da öyle. Onları rakamlara indirgeyen ve bizden olmayanları “terörist” ilan ederek öldürmeyi meşru göstermeye çalışan, savaşı kutsayan dili reddediyoruz. Çünkü cenazelerin ardından dökülen göz yaşı ve ağıtların renginin olmadığını biliyoruz.
“Muktedirlerin sahnelediği bu oyunun kahramanları olmamaya davet ediyoruz”
Süper güçlerin akıllı füzeleri bombaları var; uçakları, gemileri var, dünyaya Ortadoğu’ya dair planları emelleri var. Herkese korku salan tehditleri meydan okumaları var. Ürettikleri ölüm makinelerini başka halkların topraklarında deneyerek, daha etkili, daha öldürücü diye pazarlamak için savaşa ihtiyaçları var. Bu büyük pazardan çıkarlar kapmaya çalışan daha küçük ama daha pervasız ve acımasız taklitçileri de var. Onlar da pazarlayacak ürünleri olduğuyla övünüp, pastadan pay kapma çabasındalar. Bu yüzden savaşa ihtiyaçları var. Bu hengamenin ortasında yaşamaya çalışan halklar ise sadece barış ve huzur istiyor. Topluma savaş ve ölümden başka vadedecek hiçbir şeyi kalmayan, ortak yanları içtikleri kan olan bu zalimleri tanıyoruz. O nedenle komşularımızı, yurttaşlarımızı, Anadolu ve Ortadoğu halklarını, bütün insanlığı, muktedirlerin maskelerinin ardını görmeye, yazdığı sahnelediği bu oyunun kahramanları olmamaya davet ediyoruz.
“Cesaretle dikilmeye kararlıyız”
Siyasal iktidarın ses kısma, bastırma mekanizmalarının savaşa karşı çıkmayı bile suç haline getirdiğini biliyoruz. Ancak nefes almamızı sağlayacak tek yol, barış için açacağımız kanallardır. Toprağı iğneyle kazmamız gerekse de, parmaklarımız patlayıp kanasa da bu kanalları açık tutacağız. Savaşın ve bize savaşı dayatanların karşısına çocuklara ve çocukluklarımıza sarılarak cesaretle dikilmeye kararlıyız. Bu ölümcül sisi dağıtıp, birbirimizin ve çocuklarımızın yüzüne ancak böyle bakabiliriz.”
