GüncelKadın

Rojbin Çetin maruz bırakıldığı işkenceyi anlattı

Dün akşam saatlerinde TJA aktivisti Rojbin Çetin’in evine yapılan baskın esnasında polisler tarafından maruz bırakıldığı işkenceyi anlattı. 

Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Rojbin Çetin daha önce yargılandığı bir dosyadan Diyarbakır’daki evine dün akşam saatlerinde yapılan polis baskınıyla işkence edilerek gözaltına alındı.
Evinde yapılan işkencenin ardından Diyarbakır İl “Emniyet” Müdürlüğü’ne götürüldüğü öğrenildi. Rojbin evine JÖH ve PÖH tarafından baskın yapıldığını tahmin ettiğini, köpeklerin üstüne saldığını ve köpeklerin bacağını ısırdığını söyledi.
Baskın sırasında yaşananları avukatı aracılığıyla aktaran Rojbin şunları söyledi: “Kapıyı kırdılar. Ben zaten önce fark etmedim ne olduğunu. İçeriye köpeklerle girdiler ve köpekleri üzerime saldılar. Biri üst bacağımdan diğeri de öbür bacağımdan tuttu. Bacağımı kurtarmaya çalıştım, beni duvara sıkıştırdı.
‘Köpeklerinizi çekin, neden böyle girdiniz içeriye’ bağırdım ama onlar sadece izliyor. Sanırım gelenler JÖH ve PÖH’tü. Hepsi kar maskeliydi. ‘Yat yat’ diye bağırdılar ben de yatmayacağımı söyledim.
Köpekler neredeyse etimi koparıyordu, bir ayağımla vurduktan sonra köpekler çekildi. Ondan sonra yere yatırdılar, ben yere yatmıyordum, onlar saçlarımdan tutarak bastırdılar. Darp ediyorlardı. Bir taraftan silah dipçikleriyle, tekmelerle vuruyorlardı. Bağırdılar ve hakaret ettiler.”
Baskın esnasında kendisine “Arada konuş” dediklerini söyleyen Rojbin,
“Ben de ‘ne konuşacağım sakin olun niye böyle yapıyorsunuz’ diyorum. Bir taraftan ‘senin neler yaptığını biliyoruz, sen müebbetten kurtulamazsın’ dediler. O esnada da başımı korumaya çalışıyordum, vuruyorlar, darp ediyorlardı. Ben kafamı kaldırdıkça gözümü tekmelemeye başladılar.
Kollarımı arkadan bağlamaya çalıştılar.
Ben direniyordum. Onlar ayaklarıma kollarıma basıyorlardı, dudağımı patlattılar. Ben avukatımı istediğimi söyleyince, ‘Avukatın biziz bizimle sohbet edeceksin’ deyince bende ‘Ben parti yöneticisiyim, siz nasıl yaklaşıyorsunuz. Belediye başkanlığı yapan bir insanım bana nasıl böyle bir muamele yaparsınız’ diye sordum” sözlerine yer verdi.
Rojbin konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Evde kimse yok, sesimi yükseltiyorum komşular duysun diye. Silahları kafama doğrultmuşlar ‘sen niye bizimle konuşmuyorsun, biz daha seni sorguya çekmedik ki bu daha nedir ki’ dediler. Sonradan gözlerimi bağladılar. Vuruyorlar, su döküyorlar. İki tane kadın polis vardı biri konuşmuyorum diye sürekli beni darp etti. Her tarafımı morarttılar.
‘Biz biliyoruz, sen dağda ne kadar kaldın’ gibi her türlü şeyi söylüyorlardı. Ben susunca, hakareti arttırdılar. ‘Sen kanser hastasısın nasıl bu tedaviyi görüyorsun, nasıl bu kadar şeyi yaparsın’ gibi bir sürü şey söylediler. ‘Seninle ilgili elimizde neler neler var’ dediler.
Ben ‘birinin gözetiminde arama yapın’ dedim çünkü kimseyi getirmemişlerdi. Biri ‘acaba evde bir şey bulabilir miyiz’ diyor bir diğeri ‘ya ne ki biz koyarız’ diyor. Ben hiçbir şey imzalamadım. Ama ne koydular bilemiyorum kendileri tek başlarına evi didik didik aradılar. Yaptıklarını duyuyorum zaten gözlerim kapalıydı.
Köpek ısırığı derin bir şekilde açılmıştı. Köpek etimi koparıyordu. Kendi savunmamla köpekleri uzaklaştırdım. Sonrasında yine devam ettiler, kabza vuruyorlar tekmeliyorlar, tükürüyorlardı. Ellerimi hissetmiyorum dedim.
Kıyafetlerimi istedim gözlerim kapalı kıyafetlerimi giyinmemi istediler. Ben direndim böyle giyinmeyeceğim dedim. ‘Seni çırılçıplak aşağı indiririz’ diye tehdit ettiler.
Sonra iki kadın polis eşliğinde elbiselerimi giydim. Yani neye uğradığımı şaşırdım. Çok korkunç düzeyde işkence yaptılar evde. Kafama silah dayamışlardı ‘sesini çıkarırsan sana daha beterini yaparız’ diye tehdit ediyorlardı.
‘Evin 5’inci katta olsaydı direkt oradan atlardın biz de seninle uğraşmazdık. Bizimle konuş bak daha önce belediye başkanlığı yapmışsın’ diyorlardı. Şu an ayağım çok kötü. ‘Sonra çıkarken de kesinlikle kafanı kaldırma, bağırma öyle yaparsan seni bitiririz.’
Üzerimdeki elbiseleri ve şalvarımı yırttılar. Beni yarı soyup muhtemelen fotoğraf çektiler çünkü fotoğraf çekme sesi duydum. Psikolojik baskı yapıyorlardı ‘seni bitireceğiz’ gibi buna benzer bir sürü tehditte bulundular. ‘Bunlar çok dirençli, kadınları çok dirençli ne yaparsanız yapın konuşmayacağım’ diyor biri alaycı bir sesle, tahrik eden söylemler de vardı.
Sağlık ocağına götürüldüm. Kollarımı açmalarını istedim çünkü kan gitmiyordu, mosmor olmuştu. Doktora söyledim, sonrasında Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne götürdüler.
Doktor, ‘ben bu haliyle muayene edemem’ dedi. Polislerin çıkmasını istedim. Doktora her şeyi anlattım. Zaten bacağıma köpek ısırığından dolayı pansuman yapıldı, kanaması durdu.” (Jinnews)
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu