Kuzey Irak’ın sınır hattında bulunan Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyüne yönelik 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk 34 katledildi. O günden bugüne geçen 10 yılda, Roboskî’de beklenen adalet sağlanmadı.
İktidarın önce “operasyon kazası” diyerek, daha sonra “tazminat” ile üstünü örtmeye çalışan AKP, “Ankara’nın karanlık dehlizlerinde kaybolmayacak” demesine rağmen katliamın failleri yargılanmadı, Roboskî dosyası mahkemeler arasında yıllarca mekik dokumaktan öteye geçmedi.
Faillerin yargı eliyle cezasız bırakılmasına rağmen Roboskî’li aileler adalet arayışından vazgeçmedi.
Adaleti görmeden ölenler
Bedeni parçalanan çocuklarının faillerinin yargılanması için tek bir talep etrafında bir araya gelen birçok kişi, adalet sağlanmadan yaşamını yitirdi. İlk olarak katliamın ikinci yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen anmada kalp krizi geçiren Vedat Encü’nün 43 yaşındaki halası Miran Encü yaşamını yitirdi.
Katliamda yaşamını yitiren 18 yaşındaki Özcan Uysal’ın babası Salih Uysal da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi. Anne Türkan Uysal, oğlunun ardından babasının her gün “failler neden yargılanmıyor” diye sorduğunu hatırlatarak, “Ondan sonra toparlanamadı. Kendine çok dert ve sıkıntı yaptığı içinde kalp krizi geçirdi. Salih hep ‘Failler bulunmalı ve yargılanmalıdır’ diyordu. Ama daha failler bulunmadan yaşamını yitirdi” ifadelerinde bulundu.
Oğlu Özcan’ın doğum gününden 3 gün önce katledildiğini anlatan anne Uysal, “Oğlum doğum günümü her şeye rağmen kutlayacağım diyordu. Doğum günü için kaçağa gitmişti. Oğlum öldürülünce mezarına hediyelerle gittim” şeklinde konuştu.
Hamza Encü’nün annesi Kadriye Encü de 23 Ekim’de yaşamını yitirdi. Katliamın ardından 34 insan için adalet talep eden ve Roboskîli ailelerin sesi olan Kadriye Encü, yaşamını yitirdiği güne kadar faillerin yargılanması için mücadele etti. Annesinin mücadelesini sürdüren kızı Taybet Encü, “Annem sürekli ‘Hiçbir zaman kardeşinizin davasından vazgeçmeyin. Hesap sorun’ derdi” sözleriyle, annesinin adalet mücadelesini vasiyet olarak bıraktığını söyledi.
Taybet Encü, annesinin “Eğer bir gün ölürsem, cesaretli olun ve benim yerimi doldurun. Hiçbir zaman kardeşinizi unutturmayın” sözlerini hatırlatarak, “Annem çok mücadele etti ama adalet mücadelesi yarım kaldı. Kardeşimin failleri bulunmadı. Annemin vasiyeti benim bu mücadeleyi sürdürmemdi. Ben annem kadar cesur olabilir miyim bilmiyorum? Ancak asla bu davadan vazgeçmeyeceğim” diye belirti.
Haber: (MA / Zeynep DURGUT)