Türk devletinin, son süreçteki “kriz ve yönetememe” hali içerisinde “sınırların içinde” ve “ötesinde” başta Kürt olmak üzere yükselttiği saldırganlıkla ilgili açıklama yapan, TKP-ML MK-SB, “Bulunduğumuz her alanda, başta gerilla alanları olmak üzere TC faşizminin bu saldırganlığına karşı aktif olarak Kürt ulusunun yanında olacağımızı ilan ediyoruz. Bulunduğumuz bütün alanlarda faşizmin saldırganlığına karşı her türlü militan, meşru eylemlilik süreci içinde olalım. Meydanları ve sokakları faşizme dar edelim” dedi.
tkpml.com sitesinde yer açıklama şu ifadelere yer verildi:
“TC faşizmi yaşadığı ağır ekonomik kriz ve yöneteme halini bir kez daha Kürt ulusunu hedefe koyarak gizleme hedefindedir. Bir kez daha Kürt halkı şeytanlaştırılmakta, sınır içi ve sınır dışında imha, gözaltı ve tutuklama saldırılarıyla birlikte şovenizm, işgal ve ilhak, hakim sınıflar arasında bir çimento işlevi görmektedir.
Faşizm yönetememe krizi derinleştikçe, seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp tutuklamakta, yerlerine kendi memurlarını atamaktadır. Binlerce insan, eşbaşkanından milletvekillerine, üye ve taraftarlarına kadar faşizmin zindanlarına atılmış durumdadır. Demokratik kitle örgütleri, dernekler kriminalize edilmekte, basılmakta ve kapatılmaktadır.
Bu saldırılara paralel T. Kürdistanı’nda gerilla güçlerine yönelik imha saldırıları aralıksız sürdürülmektedir. Faşizm, tekniğe dayalı savaş üstünlüğünü alabildiğine kullanmaya çalışmakta, Kürdistan dağları bombalanmaktadır. Bununla yetinmeyen faşizm, sınır ötesi saldırılarını da artırmış durumdadır. Neredeyse gün aşırı Irak Kürdistanı ve Medya Savunma Alanları, TC faşizminin uçak saldırılarına maruz kalmaktadır. Bu saldırılarda onlarca kişi katledilmiştir. Saldırılarından sonuç alamayan ve gerillanın iradesini kıramayan faşizm, kara harekatına girişmiş ve Medya Savunma Alanlarına yönelik bir işgal saldırısına girişmiştir. Ne var ki; bu işgal saldırısı, gerilla güçlerinin direnişi karşısında Heftanin’de çakılı kalmıştır. Bu durum faşizmi daha da pervasızlaştırmış, Kobane’de hava saldırısıyla 3 Kürt kadın, Süleymaniye’de ise hava saldırısında aralarında çocukların da olduğu 2 sivil katledilmiştir.”
Açıklamanın devamında, faşizmin Kürt ulusuna sadece tutuklama ve imha saldırılarıyla yönelmediği gerilla cenazelerinin kargoyla ailelerine gönderilmesinden, kaldırımlara gömülmesine, mezarlıklara yönelik saldırılara kadar psikolojik savaş taktikleriyle saldırdığı, imha ve tutuklama saldırılarına paralel yürütülen psikolojik savaşa işbirlikçileştirme, ajanlaştırma, koruculaştırma, yozlaştırma saldırılarını da eklemek gerektiğinin altı çizildi.
“Türk hakim sınıfları Kürt ulusunun sınır ötesindeki kazanımlarına yönelmiştir”
Açıklamanın devamında faşizmin tüm bu saldırganlığına şimdi de korona virüs salgınının eklendiğini, T. Kürdistanı’nda salgınının yayılması karşısında hiçbir önlem alınmadığı gibi, Cizre örneğinde olduğu gibi tamamen intikamcı yaklaşmakta, virüsün Kürt ulusuna saldırısının bir aracı olarak kullanıldığı dile getirildi.
“Faşizmin bu saldırganlığı sadece AKP-MHP ve Ergenekon artığı faşist kliğin politikası olarak değerlendirilmemelidir. TC’nin Kürt ulusuna yönelik saldırganlığı hakim ulus şovenizmi ve ırkçılıktan beslenmektedir. Türk hakim sınıfları açısından Kürt ulusunun bırakalım Özgürce Ayrılma Hakkı mücadelesini, en demokratik talepleri için mücadelesi bile “bir bekaa sorunu” olarak görülmektedir.” sözlerine yer verilen açıklamada, Türk hakim sınıflarının bir devlet geleneği olarak şimdi de Kürt ulusunun sınır ötesindeki kazanımlarına yöneldiği, Rojava’ya yönelik imha ve işgal saldırılarının hedefinde, sadece Rojava’da Kürt ulusunun kazanımlarının ortadan kaldırılmasının olmadığı, aynı zamanda Rojava Kürdistanı’nı işgal ve ilhak edilmek istendiği, bu işgal ve ilhak politikasının bir sonraki hedefinin de Irak Kürdistanı olduğuna dikkat çekildi.
Açıklama şu sözlerle sona eriyor:
“…
Faşizmin bu saldırganlığı sıkışmışlığıyla doğru orantılıdır. Sona yaklaştıkça daha fazla saldırganlaşmakta, daha fazla tutuklama, bombalama, imha saldırısına yönelmektedir. Ne var ki saldırganlığın ecele faydası yoktur. Faşizm döktüğü kanda, saldırganlığının boyutunda boğulmaya mahkumdur.
Bizler bulunduğumuz her alanda, başta gerilla alanları olmak üzere TC faşizminin bu saldırganlığına karşı aktif olarak Kürt ulusunun yanında olacağımızı ilan ediyoruz. Bulunduğumuz bütün alanlarda faşizmin saldırganlığına karşı her türlü militan, meşru eylemlilik süreci içinde olalım. Meydanları ve sokakları faşizme dar edelim.”