Yaşamının önemli bir bölümünü devrimci mücadele içinde geçiren, 12 Eylül Askeri Faşist Cuntasının akabinde yaşanan bir çatışmada esir düşen sonrasında Amed 5 No’lu zindanının ağır koşullarını direnişin ön saflarında yaşayan Serdar Can, 90’ların ortalarından itibaren kalemi ve yüreği ile mücadelenin yılmaz bir neferi olmuştur.
Nenesinin anlattıklarından dinlediği Ermeni Soykırımının vahşet, acı ve zulüm dolu öykülerini kaleme alan ve bu coğrafyada Ermeni ve Rumlara yönelik katliamlara ve yaşananlara büyük bir duyarlılık geliştiren Serdar Can, bunu da yüreği ve kalemiyle toplumsal belleğe kazımıştır.
Serdar Can nenesinin Ermeni kimliğinden Ermenilere yönelik vahşet, sürgün ve katliamların hikayeleriyle büyürken diğer yandan asimilasyona uğratılan Kürt kimliğine sahip çıkmış ve Kürtlerin bu coğrafyadaki binlerce yıllık geçmişine gözlerini çevirmiştir.
“Üç Bin Yılın Öyküsü” Serdar Can’ın Kürtlerin bu coğrafyadaki bu hikayesinin bir özeti niteliğindedir adeta.
Partizan geleneğinin önemli emektarlarından Serdar Can’ın aramızdan ayrılışının ikinci yıl dönümünde Partizan okurları olarak yoldaşımızın ailesini ziyaret ettik. Aile ile Serdar ve mücadelesi üzerine sıcak bir sohbet ortamında paylaşımlarda bulunduk.