GüncelManşet

(Panorama) Doğanın talanına, ranta karşı ekolojik isyanın çığlığı!

2014 yılını geride bırakırken, ekolojik isyanın deneyimlerinin yılı oldu diyebiliriz. TC’nin çeşitli araçlarla ülkenin her alanını talan politikaları ile yok ettiği bu yılda, doğayı ve yaşam alanlarını savunan eylemler, direnişler ve nöbetler örgütlendi. 2014 yılı, Karadeniz’de HES’lere ve termik santrallere karşı verilen mücadeleden, T. Kürdistanı’nda önemli bir deneyim bırakan Hevsel direnişine; Yırca zaferinden iptal edilen olumsuz ÇED raporlarına kadar mücadelenin sokaktaki ısrarı ile yoğruldu.

Yıl boyunca yapılan eylemler, örülen direnişler, günlerce süren nöbet eylemleri sokağın gücünü gösterdi. Başta köylüler, kadınlar olmak üzere direnişin öncülüğünü yapan yaşam savunucuları, gerek sokakta gerekse de hukuk alanında önemli kazanımlar elde etti.

2014, “Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık avlandığında, beyaz insan paranın yenmediğini anlayacaktır“ şiarıyla doğanın talan edilmesine karşı örülen direnişlerin, yaşam alanlarını sahiplenme mücadelesiyle birleştiği bir yıl oldu. Çevre mücadelesine damgasını vuran önemli bazı direnişlerin yanı sıra değişik bölgelerde köylülerin, birçok kentte mahalle halkının yaşam alanlarına; parkına, bostanına, ormanına, zeytinine, ağaçlarına sahip çıkarak direndiği “lokal” diyebileceğimiz birçok direniş de önemli deneyimler bıraktı.

2014’ün daha ilk aylarından itibaren AKP hükümetinin çevreye dönük saldırılarına tanık olmaya başladık. Ocak ayında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1/25 bin ölçekli İmar Planı çerçevesinde Bozcaada’yı imara açtı. Aynı süreçte, Artvin Arhavi’de yapılmak istenen HES’lere karşı İstanbul ve Ankara’da binlerce kişi meydanlarda bir araya geldi.

Çevre talanına ve HES’lere karşı mücadelenin önemli başlıklarından biri olan ÇED raporlarının onlarcası iptal edilirken; onlarcası için düzenlenmek istenen toplantılar yapılamadan dağıldı, bir kısmı ise iptale rağmen uygulandı.

Mersin Akkuyu ÇED raporu örneğinde ise, Rosatom Şirketi’nin bölgede ÇED raporu dahi almadan Nükleer Santral inşaatıyla ilgili faaliyetlere başladığı bilirkişi raporuyla doğrulandı.

Çevre katliamına ve HES’e karşı mücadelede birçok direnişe ev sahipliği yapan yılın ilk aylarında, başta Karadeniz olmak üzere devlet; jandarma eli ile köylüye saldırdı, köylüler pek çok defa gözaltı terörüne maruz kaldı. Şubat ayına gelindiğinde ise, Zonguldak’ta köylüler köylerine yapılmak istenen HES’lere karşı direnişi büyütürken, Rize’de Andon Deresi için mücadele eden köylüler devlet şiddetinin hedefindeydi, saldırıya uğradı ve gözaltına alındılar.

 

Hevsel, direnişin adresiydi

Mart’ta, Amed Hevsel direnişi, coğrafyamıza çevre mücadelesi bağlamında, önemli bir mücadele deneyimi bıraktı. İmara açılmak istenen tarihi Hevsel Bahçeleri’nde ağaç katliamı, bölge halkı ve devrimci kurumların 20 gün süren direnişi ile durduruldu. “Ağacıma, toprağıma, tarihime, geleceğime dokunma” şiarıyla bir araya gelen binlerce kişi, nöbet çadırları ile gece gündüz 8 bin yıllık Hevsel’i sahiplendi. Kurulan çadırlarda halaylar çekildi, söyleşi ve paneller yapıldı, direniş bir yaşam biçimi haline getirildi. Doğa ve yaşam alanlarını sahiplenme mücadelelerinden ortak olarak yansıyan bu kültür, Gezi’nin öğrettikleriyle yoğruldu.

Saldırılar Karadeniz’den T. Kürdistanı’na devam ediyordu. Rize’nin İkizdere ilçesinde köylüler, yapılmak istenen HES’lere karşı askerin coplu saldırısına direndi, biri gazeteci 6 kişi gözaltına alındı.

Nisan ayını kapsayan bu süreçte, T. Kürdistanı’nda, insansızlaştırma ve talan politikalarının ayak sesleri, Lice’den gelmeye başladı. Lice Abalı Karakolu’nun yapımına karşı yüzlerce kişi aylarca sürecek nöbet eylemine başlamak için çadır kurdu. Diğer yanda Dersim’de doğaya ve kültüre dönük saldırılara karşı verilen mücadele, meyvelerini vermeye başladı. Pülümür Vadisi’ndeki Dokuzkaya HES projesi iptal edildi. Bir süredir gündemde olan Sinop’taki Nükleer Santral için ilk somut adımlar Nisan ayı içinde İnceburun’da 245 bin ağacın katledilmesiyle başladı.

 

“Çözüm süreci”yle saldırılar arttı

T. Kürdistanı’nda karakol-kalekol ve HES yapımları hızlandırıldı, Dicle ve Botan vadileri ile bu vadilerdeki tarihi kalıntıları yok edecek olan Cizre Barajı için de ilk adım atıldı. Hakkâri-Çukurca’da Zap Nehri üzerinde ise Üzümcü (Dize) köyünde HES yapımı çalışmalarına Mayıs ayında başlandı.

Siirt’te yapımı süren karakol, kalekol, baraj ve HES’lerin yanısıra, orman tahribatlarına karşı Şirvan ilçesine bağlı Kasımlı (Tewan) köyü yakınlarında nöbet eylemi başlatıldı. Aynı tarihlerde Ordu Fatsa’daki 2 dereden biri olan Bolaman/ Şahsen deresi üzerinde yapılacak HES’e karşı mücadele sonucu inşaat durduruldu. Bir başka kazanım haberi ise, Akdeniz’den geldi. Antalya Alakır Nehri ve vadisinin tamamını kapsayan ve 1’inci derece Doğal SİT alanında yapılmak istenen HES yapımı durduruldu.

Karakol-kalekollar diyarına çevrilmek istenen T. Kürdistanı, yağma ve talan, asimilasyon için hatırlanırken, büyük bir “ihmalkârlıkla” Ağustos ayında Siirt’te Alkumru Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin kapaklarının açılması sonucu Botan Nehri’nde yükselen sularda 5 kişi yaşamını yitirdi.

 

Yırca’da direniş kazandı

Çevre mücadelesinin, yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesiyle birleştiği ve yıla damgası vurduğu Yırca direnişi bizlere önemli bir deneyim bıraktı. Soma’nın Yırca köyünde rantın adı olan Kolin Şirketler Grubu, mahkeme kararını beklemeden bir gecede Termik Santral yapmak için 6 bin ağaç katletti.

Direnişe geçen köylüler, şirketin özel güvenlik görevlileri tarafından darp edildi. Ardından Yırca zeytinliğinde, ağaç katliamının önüne geçmek için Yırca köylüleriyle birlikte diğer illerden gelenlerin aylarca sürecek direnişi başladı.

Köylülerin direnişi üzerine “yürütmeyi durdurma” kararı çıktı ancak bu kararlara güvenmeyen Yırcalılar direnişlerini devam ettirdi. Aylarca zeytinlikte devam eden direniş, fiili-meşru mücadelede sokağın önemine bir kez daha işaret etti. Bu direniş ve zafer, meşru mücadele deneyimi olarak 2014 yılının sayfalarına not edildi.

Yırca’da mahkemenin, Termik Santral projesini tamamen iptal etmesiyle direniş zafere ulaştı. Bu önemli direniş zaferle biterken, İzmir Urla’da da bir kazanım elde edildi. Ovacık köyünde binlerce ağaç kesimine karşı köylüler direnişe geçti ve İzmir 2. İdare Mahkemesi, RES (Rüzgâr Enerji Santrali) için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Yine İzmir Çınardibi köyünde köylülerin mücadelesi sonucu 9 köyü kapsayan büyük RES projesi iptal edildi.

2014 yılının sonlarına yaklaşırken; direniş haberleri, İstanbul Üsküdar’da Validebağ’dan gelmeye başladı. Üsküdar’da bulunan birinci derece SİT alanı Validebağ Korusu’nda, Üsküdar Belediyesi’nin ve İBB’nin yürürlüğe koymaya çalıştığı “çılgın projeler” kapsamında, yeşil alan talan edilmeye başlandı. Polisi ve zabıtaların gazlı, coplu saldırıları devreye girmesine rağmen İstanbul’un çok az kalan yeşil alanına sahip çıkan çevreciler ve bölge halkı direnişe geçti. Validebağ Korusu’ndaki inşaatın mahkeme süreci bitene kadar durdurulmasına karar verildi, ancak inşaat hala sürüyor.

 

Erdoğan’ın “çılgın projelerinin” adı İstanbul’da talan oldu

R. T. Erdoğan’ın “çılgın proje” dediği 3. Köprü ve 3. Havalimanı İstanbul’da doğa katliamının, rantın adı oldu. 3. Köprü’ye, Alevi katliamının baş aktörü Yavuz Sultan Selim adı tepkilere rağmen konulurken; Kuzey Ormanları ve binlerce çeşit endemik bitki yok olmaya başladı. Çeşitli çevreci örgütlerin, bilim insanlarının açıklamalarına, verilen mücadeleye rağmen “çılgın projeler”; “Her ağacın yerine 5 fidan dikeceğiz” diyen “cahiller”in safsataları eşliğinde devam edildi.

İstanbul’un akciğerlerine karşı başta Kuzey Ormanları Savunması olmak üzere birçok platform tarafından önemli mücadelelere imza atıldı, sokaklar eylem alanına çevrildi. Proje durdurulamadı ancak çevre mücadelesi için önemli duyarlılıklar oluşturuldu. Toparlarsak, 2014; doğa ve çevre talanına, HES’lere, kalekol-karakol yapımına karşılık çevrecilerin, köylülerin, emekçilerin mücadele ve direnişlerine sahne olan, bu anlamda oldukça zengin deneyimleri takvim yapraklarına sığdıran bir yıl oldu.

2014; rant uğruna talana, yaşam alanlarının yok edilmek istenmesine, saldırılara karşılık ekolojik isyanın yılı oldu.

 

[widgetkit id=1014]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu