Yeni bir Newroz’u karşılıyoruz. Newroz’un direnişçi ruhuyla Kürt ulusu faşist Türk devletine karşı yüz yıldır bu coğrafyada direniyor. Aynı direniş ruhuyla Leyla Güven’in 130 gün önce hapishanede başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi, dalga dalga dünyanın dört bir yanın da kitlesel direnişe dönüştü. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrite son verilmesi için sınırlı sayıda insanın katıldığı direniş, bugün Türkiye hapishanelerinde 7 bin tutuklunun katıldığı kitlesel bir direnişe dönüşmüştür. Direniş, ülke sınırlarını da aşarak başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok coğrafyasında giderek yaygınlaşan destek eylemleri eninde sonunda tecriti parçalayacaktır.
Türk devletinin Kürt düşmanlığı devam ediyor. 31 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kala AKP ve MHP ortak koalisyonu yerel seçimlerde HDP’nin ne olursa olsun belediyeleri kazanmaması için HDP’ye karşı özel bir kampanya açmış bulunuyorlar. HDP, her yerde ablukaya alınmıştır. İl ve içe binalarına yapılan baskınlar, çalışanların göz altına alınması, tutuklamalar, seçim afişlerinin panolardan kaldırılması, Erdoğan’ın emriyle TV’lerde seçim reklamlarına getirilen yasaklar, bu ablukanın sadece küçük bir parçasını oluşturmaktadır.
R.T. Erdoğan, daha seçim kampanyası başlamadan ve sonrasında HDP’nin T. Kürdistanı’nda kazanacağı tüm belediyelere ”kayyım atayarak” kazanılan belediyelerin ”geri alınacağını” şifresiz bir şekilde miting ve TV’lerde durmadan dile getirmektedir. İçişleri Bakanı Soylu ise Batı illerinde belediye meclis üyelikleri için aday olanların yer aldığı listelerde yer alan HDP’li adayları, çıktığı TV programlarında açık isim vererek tutuklayacağını söylemekten çekinmiyor. Öyle ki, 13 Şubat 2019 tarihinde çıktığı CNN Türk’te, ellerinde bir PKK’lının olduğunu ve bunu sadece kendisinin ve R.T. Erdoğan’ın bilgisi dahilinde olduğunu belirtmekten çekinmemektedir.
AKP iktidarı 1990’lara dönmek için yerel seçimlerin sonuçlarını bekliyor. Köyleri boşaltmak, sokağa çıkma yasağı, faali belli infazlar, Kürtleri bekleyen yeni saldırı konsepti olarak yürürlüğe konacaktır.
AKP iktidarı son çırpınışlarını yaşıyor. AKP baskıyla, tutuklamalarla, tehdit ve şantajlarla iktidarını sürdürüyor. Açık faşizmle yönetilen ülkemizde AKP, kendisi ve yandaşları dışında kimseye hayat hakkı tanımıyor. Kürtlere açık olarak ”ülkeyi terk edin” tehdidinde bulunuyor. AKP, başta Kürtler olmak üzere, devrimcilere, komünistlere, demokratlara ve Alevilere saldıracaktır. Bu saldırılar, resmi devlet güçlerinin yanında AKP’nin silahlandırdığı sivil-militarist güçler üzerinden de yapılacaktır.
Türkiye’yi 31 Mart yerel seçimleri sonrasında büyük bir ekonomik kriz bekliyor. Ekonominin çökmesi ile, kapanan fabrikalar, iflas eden küçük çaplı üretim yerleri, üretemeyen köylülükle birlikte, kitlesel işsizlik ve yoksulluk tüm toplumu saracaktır.
Hepimizi büyük sorumluluklar bekliyor. Güçlü ittifaklar oluşturulmak zorundadır. AKP’nin saldırılarına karşı kitlelerin yanında olmak, kitlelerle bütünleşmekten geçiyor. Olası yeni Gezilere karşı hazırlıklı olunmalıdır.
Leyla Güven ve Yoldaşlarının Direnişi Tecritti Parçalayacaktır!
Bir Özgür Gelecek okuru