Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mardin Şubesi, kentteki koronavirüs (Kovid-19) salgını tablosuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “normalleşme” süreci sonrası kısıtlamaların kaldırılmasıyla birlikte “kontrolsüz salgın yönetimine” geçiş yapıldığı vurgulandı.
Kentteki vaka sayılarında beklenenin çok üstünde bir artış yaşandığına dikkat çekilen açıklamada, “Salgının başında bütün planlamaların yapıldığı ve önlemlerin alınmasında belli bir seviyeye gelinen ilimizde, ‘Normalleşme!’ sonrası salgın yönetimi kontrolden çıkmış ve toplam vaka sayımız 5 bine yaklaşmıştır” bilgisine yer verildi.
Kentte pandemi hastanesi ilan edilmeyen hastanelerde dahi salgına yakalananların yatışlarının yapıldığı ifade edilen açıklamada, “Hastanelerdeki servis ve yoğun bakımların neredeyse tamamı dolmuş ve artık hastaların başka illere sevk edilmesi söz konusudur.
Bu durum hem başka hastalığı olan kişilerin hastanelere başvurmasını kısıtlamakta hem de hastanelerde yatışlı olan hastaların aldığı sağlık hizmetinin kalite ve niteliğini azaltmaktadır. Ayrıca artan vaka sayıları nedeniyle tedavide kullanılan bazı ilaçların ve sağlık emekçilerine yönelik kişisel koruyucu donanımların temininde de aksaklıklar ortaya çıkmaktadır” denildi.
“Sağlık emekçilerinin vakalar ile temaslarının artmasına paralel olarak enfekte olan sağlıkçı sayımız da 200’ü bulmuştur” bilgisinin paylaşıldığı açıklamada, kentte son olarak 150 vakanın tespit edildiği ve test sayısında da düşüş yaşandığı kaydedildi. Açıklamada, gerçek vaka sayısının, tespit edilenin çok üzerinde olduğuna işaret edilerek,“Diğer bölge illerindeki sağlık emekçileri örgütlerinden aldığımız bilgi itibariyle sadece bölgedeki vaka sayısının binin üzerinde olduğunu tespit ettiğimiz günlerde bile Sağlık Bakanlığı’nın bin vaka açıkladığını görüyoruz.Sağlık Bakanlığı tarafından günlük verilen tablodaki vaka sayılarının sadece hastaneye yatışı yapılan vaka sayısı olabileceği konusunda ciddi tespitlerimiz var. Ayrıca, özünde vakaların kaynağını bulmaya yönelik yapılması gereken filyasyon çalışmaları da maalesef ki etkinliğini yitirmiş durumdadır. Tespit edilen temaslılara test uygulanmayıp, kişiler sadece karantinaya alınmaktadır.Ancak, insanların ekonomik ve psikolojik durumlarının önemsemeden 14 gün karantinaya alınması nedeniyle artık vakaların gerçek temaslıların bilgisini vermediğini, temaslıların karantina uygulamalarını yerine getirmediklerini görüyoruz. Sağlık emekçilerinin enfekte olmasının ve ne yazık ki hayatlarını kaybetmelerinin yanında halk da artık psikolojik, ekonomik ve sosyal yönden bir bıkkınlık yaşamaktadır” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: “Pandemi sürecinde atılan adımların ekonomik ve politik kaygılardan kaynaklı olduğunun, bir yandan çökmüş olan ekonominin düzeltilmeye çalışıldığının, diğer yandan da pandeminin bir ‘siyasi zafer’ ile taçlandırılmak istendiğinin farkındayız. Unutulmamalı ki pandeminin zaferi olmaz. Sürecin bu şekilde yürütmenin bedeli hepimiz için çok ağır olmaktadır. Ölümler ve entübe edilen hasta sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Oysaki her ölüm yitip giden bir can, entübe hasta ise nefes almaya muhtaç bir insan demektir. Alınan önlemler ekonomik ve politik kaygılardan öte bilimsel verilere göre yürütülmeli, ekonomi değil halkın sağlığı öncelenmelidir. Bilgiler şeffaf ve açık bir şekilde paylaşılmalıdır. Halkın ‘evde kal’ çağrılarına ve karantina şartlarına uyması için iktidarın gerekli ekonomik düzenlemeleri yapması gerekir ki; bu zaten sosyal devlet olmanın bir gereğidir.
‘her şeyi ben bilirimci tavrı ve sırf muhalif gördükleri için sağlık örgütlerinin önerilerine kayıtsız olma halini terk etmeleri ve sağlık örgütlerini, il pandemi kurullarına alarak, pandemi ile mücadele sürecine dâhil etmeleri gerekir. İl pandemi kurullarının, verileri ve mevcut durumu il düzeyinde günlük açıklayarak halkı bilgilendirmesi ve halkın salgın ile mücadeleye katılımını sağlaması gerekir.”