Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, 2015 tarihinde “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla açılan ateş sonucu 16 yaşındaki Mazlum Turan’ın öldürülmesine ilişkin sanık polis hakkında verilen 10 yıl hapis cezasını bozdu. Mazlum’un öldürülmesinin “hukuka uygun” bulan mahkeme, sanık polis “ceza verilmesine yer olmadığı” yönünde karar verdi.
Mardin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Kızıltepe ilçesinde 28 Ağustos 2015 tarihinde “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla açılan ateşle öldürülen 16 yaşındaki Mazlum Turan’ın cinayeti sanığı polis memuru Süleyman Esenboğa hakkında bir süre önce yapılan yeniden yargılamada “Silahlı Kasten Yaralama Sonucu Öldürme” suçundan 10 yıl hapis cezası vermişti. Sanık polis Esenboğa’nın avukatı bunun üzerine kararı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşımıştı.
Mahkemenin 1’inci Ceza Dairesi’nde, dün istinaf başvurusu duruşmalı görüldü. Turan ailesinin avukatı, mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Sanık polis Esenboğa ve avukatı ise duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada söz verilen sanık Esenboğa, önceki savunmalarını tekrar ederek, “Ben öncelikle polis memuru olarak kanuna uygun riayet ettiğimi beyan ediyorum, polisin meşru hakkının kullanılması kapsamında görevimi yaptım” diye kendini savundu. Esenboğa, beraat talep etti.
Esenboğa’nın avukatı benzer yönde savunma yaparak, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrar etti.
Savcı: Kanunun hükmünü yerine getirdi
İstinaf Mahkemesi savcısı, daha önce yerel mahkemenin Mazlum Turan’ın “hedef gözetilerek” öldürüldüğü yönündeki tespitinin aksine, “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu (PVSK) madde 16 uyarınca sanığın silah kullanarak kaçmak isteyen maktulü durdurma kastı ile ateş ettiği, sanığın eyleminde TCK madde 24’te düzenlenen kanun hükmünün yerine getirilmesi şeklindeki hukuka uygunluk nedeninin bulunduğu, ancak sanığın bu hukuka uygunluk nedeni kapsamında sınırı kast olmaksızın aşıp dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranıp taksirle hareket etmek suretiyle Mazlum Turan’ın ölümüne neden olduğu” iddiasında bulundu.
Savcılık, polis memuru Esenboğa’nın “Kanunun hükmünü yerine getirdiğini” ileri sürerek, sanığın “TCK’nın 24 ve 27/1 maddeleri delaleti ile TCK’nın 85/1 ve 53/6 maddeleri uyarınca” cezalandırılmasına karar verilmesini istedi.
Polise ceza verilmedi
Turan ailesinin avukatlarının mazeretini kabul etmeyen mahkeme ise, mağdur tarafın yokluğunda kararını verdi. Olayda aracın arka camından girerek, Turan’ı ensesinden vuran kurşun için “sert bir cisme çarparak seken kurşun” iddiasında bulunan mahkeme, Turan’ın kullandığı aracın “bombalı araç olabileceği” değerlendirmesinde bulundu.
Mahkeme, sanık Esenboğa’nın olay sırasında içine düştüğü hal nedeni ile “kaçınılmaz bir hataya düştüğü” iddiasında bulundu. Mahkeme, Turan’ın öldürülmesini “hukuka uygun” bularak, sanık polis memuru Esenboğa’ya “PVSK madde 16 ve TCK 30/3-4, 24/1 ve CMK madde 223/3-b” gereğince ceza verilmesine yer olmadığı yönünde karar verdi.
Dava süreci
Mardin 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi sanık polis Esenboğa hakkında 2019 Ocak ayında aldığı kararında “Taksirle ölüme neden olma” suçundan 3 yıl hapis cezası vermişti. Mahkeme, verdiği bu kararında “takdiri indirim” ve “iyi hal indirimi” uygulayarak, cezayı 1 yıl 10 ay 15 güne indirmişti. Turan ailesinin avukatları ile önceki savcının itirazı üzerine Mardin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, verilen cezada indirim yapılmasına yer olmadığı ve verilen cezanın da eksik olduğu gerekçeleri ile kararı bozmuştu.
10 yıl ceza verilmişti
Yeniden başlayan yargılamada Mardin 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kurulması ile birlikte dosya da bu mahkemeye gönderilmişti. Dosya savcısı değişirken, önceki savcının sanığın “kasten adam öldürme” suçundan müebbet hapis istemi yönünde verdiği mütalaa, yeni gelen savcı tarafından bozularak, sanığın “kanun gereğini yerine getirdiği” iddiası ile beraatına karar verilmesini istemişti. Bunun üzerine Turan ailesinin avukatları, savcının “tarafsızlığını yitirdiği” gerekçesi ile dosyadan men edilmesini istemişti. Ancak, mahkeme heyeti talebi savcının yanında müzakere ederek, reddi yönünde karar vermişti. Devam eden yargılamada mahkeme Esenboğa hakkında “Silahla Kasten Yaralama Sonucu Öldürme” suçundan 12 yıl hapis cezası vermiş, cezada indirime giderek 10 yıla indirmişti.
Yerel mahkeme ‘hedef gözeterek’ demişti
Yerel mahkeme daha sonra açıkladığı gerekçeli kararında ise, “Eylemin kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarını oluşturacağı söylenemese de, sanığın söz konusu eylemi hedef gözeterek gerçekleştirmesi, kullanılan silahın niteliği, elverişliliği, sanığın bulunduğu konum, mesleği ve görev yeri itibariyle eğitimli kişi olması ve sanığın ve maktulün hareketli bir halde bulunması, ilk atıştan sonra eylemine devamla hedef gözeterek araca doğru ikinci atışı yapması, kaçış istikametine doğru ateş etmesi sonucunda mermilerden en azından birinin maktule isabet edebileceğini öngördüğü ancak buna rağmen yaralama eylemine devam ettiği” değerlendirmesinde bulunmuştu. (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)