Diyarbakır’ın Lice ilçesinin kırsal Sığınak (Banaderan), Merdinya, Koçeran, Denglava ve Yaprak (Tûtê) mahallelerinde 9 Temmuz günü başlatılan askeri operasyon sırasında 2 bini ekili yaklaşık 4 bin dönüm arazi ateşe verildi. Yürütülen operasyon sırasında helikopterlerden köylülerin üzerine ateş de açıldı. Açılan ateş sonucu Mehmet Hüseyin Mercan (45) isimli kişi yaralandı. Onu hastaneye kaldırmak isteyen 3 yakını ise askerlerce gözaltına alındı.
Mercan’ın tedavisi kaldırıldığı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürerken, dün bölgeye giden HDP heyeti, bölge halkından yaşananları dinleyip, bölgede incelemelerde bulundu.
Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan köylüler, yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Helikopterden üzerlerine ateş açıldı
Sığınak Mahallesi sakinlerinden Hacı Mehmet Kapan (70), 9 Temmuz günü tarlalarında ekinlerini topladıkları sırada 4 helikopterin üzerlerinde uçmaya başlaması üzerine korkuya kapılıp, can havliyle sağa sola kaçıştıklarını anlattı. O esnada üzerlerine ateş açılması sonucu yeğeni ve damadı olan Mehmet Hüseyin Mercan’ın (45) ağır yaralandığını söyleyen Kapan, oğlu Mehmet Ali Kapan (37) ve torunu Kadri Mercan (22) ile yaralanan yeğenini hastaneye götürmeye çalışırken yolda askerler tarafından gözaltına alındıklarını belirtti.
Kapan, gözaltına alındıkları sırada yere yatırıldıklarını ve askerlerce “terörist” denilerek ölümle tehdit edildiklerini ifade etti.
Komutan “neden öldürmediniz” diye kızdı
Yol üstünde yarım saat boyunca yüzükoyun yere yatırıldıklarını, ardından bir tepeye çıkarıldıklarını söyleyen Kapan, burada da yaklaşık bir saat boyunca yere yatırılmış halde bekletildikten sonra helikopterle askeri karakola götürüldüklerini kaydetti. Kapan, götürüldükleri karakolda bulunan komutanın “Neden bunları öldürmüyorsunuz, sağ getiriyorsunuz” diyerek, kendilerini gözaltına alan askerlere kızdığını söyledi.
Karakolda 12 saat sorgulandıktan sonra haklarında 119 sayfa tutanak hazırlandığını ve “PKK’li oldukları” iddiasıyla tutuklanmalarının istendiğini ifade eden Kapan, sonrasında oğlu ve torunu ile birlikte sevk edildikleri adliyede savcılık tarafından serbest bırakıldıklarını aktardı.
İtfaiyenin gelmesi engellendi
Yünlüce (Mele) Mahallesi sakinlerinden Feyzi Yalçın (44) ise, ekili arazilerinin bulunduğu Sığınak Mahallesi yakınlarında çatışma yaşanmasının ardından yangın çıktığını dile getirdi. Yangını söndürmek için itfaiyeyi aradığını, ancak itfaiyeden “Yangından haberdarız. Jandarma yangını söndürmek için alana gitmemize izin vermiyor” yanıtı aldıklarını belirten Yalçın, bunun üzerine kendi imkanlarıyla yangını söndürmek için uğraştıklarını kaydetti.
‘Gözlerimle gördüm, çakmakla ateşi askerler yaktı’
Yalçın, “Kendi imkanlarımızla yangına müdahale ettik. Traktörlerle toprağı kazıp yangının önünü kesmeye çalıştık. Bu sefer askerler izli mermi atarak bizim karşı tarafımızda yangın çıkardılar. Bazı arkadaşlarımız geri çekildiler. Ardından 20-30 askerler gidip buğday tarlalarının içine girdiler. Kendi gözlerimle gördüm, çakmakla ateşi askerler yaktı. Sonra iki helikopter geldi. Biri bizim üzerimizde tur atarken, diğeri askerlerin olduğu yere indi. Askerler bindi ve gittiler” diye konuştu.
Yalçın, askerlerin çıkardığı yangın sonucu 2 bin dönüm ekili arazi olmak üzere toplam 4 bin dönüm arazinin yanıp kül olduğunu söyledi.
Ekinleri yanan Mahmut Kapan (45) da, ekinlerini toplamak üzere getirdiği biçerdöver tarlasının yanı başındayken ekinlerinin yakıldığını dile getirdi.
600 dönüm buğday ektiğini belirten Kapan, askerler tarafından uzaklaştırılmalarının ardından tarlasının yakıldığını söyledi. (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)