Bu sorunun elbette güncel bir amacı mevcut. Kadın mücadelesinin mevcut durumuna ve geleceğine dair tartışma yürütmek önemli. Bu, belli oranda yapılıyor da. Herkes kendi cephesinden kadın mücadelesinin bulunduğu noktaya yönelik belirlemeler yaparak, çeşitli formüllerle geleceğe ilişkin bir yol açmaya çalışıyor. Bu formüllerden biri de “Kadın İttifakı” üzerinden tanımlanıyor. Tanımlanıyor diyoruz ancak ortada net ve somut bir tanım bulunmadığını söyleyebiliriz.
Bu sayımızda, konunun daha iyi anlaşılması açısından, “Kadın İttifakı” üzerine yazılan kimi yazı ve röportajlardan alıntılar verelim. Bir dahaki sayımızda bunlar üzerinden bakış açımızı ve bu tarife dair soru işaretlerini ortaya koyalım.
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların ikincil konuma itilmeleri, emeğin sömürülmesi, baskı ve şiddet görmesi tüm kadınlar açısından ortak mücadele gerekçesidir. Bu nedenle Kadın İttifakı’nın gündeme alınması germektedir. Kadın İttifakı, Demokrasi İttifakı’dan çok daha geniş toplumsal bir potansiyele sahip. Yeter ki bu potansiyel, harekete geçirilebilsin, örgütlü bir güç haline dönüştürülsün. Demokrasi İttifakı’nda yer alacak olan siyasi partilerde mücadele eden kadınların, ittifak çalışmalarının siyasi partilerle sınırlı kalmaması için özel bir çaba göstereceklerine ve geniş katılımlı bir Kadın İttifakı kurmak için harekete geçeceklerine inanıyorum.
Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanan, bunun için mücadele eden, kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaç edinen, yoksulluğun kadın halini bilen-yaşayan ve emeğin sömürülmesini kabul etmeyen tüm kadınlar, bu ittifakın doğal bileşenidir… Kadın İttifakı toplumsal barış ittifakıdır.” (Gültan Kışanak, 2022, MA’ya verdiği röportaj)
“Erkek egemen düzenin ortaya çıkışıyla denk bir tarihsel birikimi barındıran kadın özgürlük mücadelesinin ayırt edici yanı mücadele ettiği sistemin yöntemleri olan merkeziyetçiliğe, tekçiliğe, ayrımcılığa karşı yatay, çoğulcu, farklılıkları gözeten ve dayanışmayı esas alan bir yapıda olmasıdır. Bu karakteri ile de erkek egemen kapitalist düzenin ve yürütücüsü durumundaki iktidarların ortaya çıkardığı çok boyutlu krizlerden varoluşu tehdit altından olan toplumsal dinamiklerin yürüttüğü mücadelelerle ilişkilenir, onları besler, öncülük eder. Bir yanda mevcut sistemden beslenen ve onu yeniden üreten erkek egemen otoriter iktidar yapıları ve devletler diğer yanda yerelden evrensele özgün renkleriyle dalga dalga büyüyen kadın özgürlük mücadelesi, içinden geçtiğimiz tarihsel momenti en iyi tarifleyen tablo budur.” (Canan Çalağan-14 Nisan 2024, Kadın Eki)
“Kadın ittifakı ya da kadın dayanışması diyebileceğimiz ama ismi ne olursa olsun kadınların erkek ittifakına karşı demokrasi, adalet, özgürlük mücadelesi yürütenlere yön verebileceğimiz bir ittifaktır kuracağımız.” (HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Özlem Gündüz, 1 Şubat 2022)
“HDP zaten bir ittifak partisi, çok farklı kesimlerden kadın arkadaşlarımız bir araya gelip ortak mücadele yürütüyor. Zaten demokratik ulus perspektifiyle yaklaşan ve bunu kadın öncülüğünde gerçekleştiren bir partiyiz, bunu nasıl geliştireceğimizin tartışmasını yürütüyoruz. 8 Mart’ta da olduğu gibi tüm kimlikler bir tarafa bırakılır, kadın kimliğiyle sokağa çıkarız. Bunu geliştirmenin şuan hem tartışmalarını hem de çalışmalarını yürütüyoruz.”(Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran‘ın MA’ya verdiği röportaj, 13 Mart 2022)
“Mücadele ettiğimiz küresel ataerkil sistem oldukça örgütlü hareket etmektedir. Öyleyse bizim de kendimizi en az onun kadar, hatta daha fazla örgütlü kılmamız gerekmektedir. Bunun içinse parçalılıkları aşacak, kadın mücadeleleri ortaklaştıracak, kadının kolektif anlam, karar ve eylem gücünü açığa çıkaracak yeni bir bakışa ve ilişkiye ihtiyaç vardır.
Kadın ittifakları yerel ile uluslararası, tikel ile evrensel arasındaki optimal dengeye dayalı olarak bütün bileşenlerin kendi özerkliğini ve özgünlüğünü korumakla birlikte ortak mücadelenin içinde aktif yer almasıdır. Bununla birlikte kadınlarının öncelikle temel sorunlarını birlikte tartışıp, bu sorunların çözülmesi için ortak kararlar alması ve bu kararları birlikte pratikleştirmesi demektir. Yani ortak mücadelenin temelinde kadınların kolektif çözüm gücünü açığa çıkarıp uygulamak vardır. Bunun üzerinden küresel düzeyde örgütlülükler yeni stratejiler açığa çıkabilir.” (Dilan Dirayet Taşdemir, 14 Nisan 2024, Jin Dergi)