Türkiyeli ve Kürdistanlı göçmenlerin Avrupa’daki demokratik sesi olan ATİK’in 25. Kongresi’nde karar altına alınan, Avrupa’da artan ırkçılığa ve faşizme karşı mücadele kampanyası tüm örgütlü alanlarda çeşitli çalışmalarla sürdürülürken, ATİK İsveç Komitesi iki aşamalı olarak daha öncesinde duyurusunu yaptığı bölgesel kampanyanın ilk ayağını gerçekleştirdikten sonra ikinci aşamasını da gerçekleştirdi.
Kampanyanın ikinci aşaması olarak belirlenen “Irkçılığa ve Faşizme Karşı Dayanışma Konseri“ ATİK’in İsveç’teki çalışmaları kapsamında bir ilk olarak gerçekleşti.
19 Ekim 2019 tarihinde yapılan etkinliğin açılışı sunucu tarafından yapılan konuşma ve 1 dakikalık saygı duruşuyla gerçekleşti. Yapılan açılış konuşmasında Avrupa’da ve dünyada gelişen ırkçılığın ve faşizmin nedenleri, ırkçıların-faşistlerin kimi ülkelerdeki durumları, Avrupa’da yaşayan göçmenlere ırkçı politikaların yansımaları aktarıldı.
Devamında Kemalist-faşist diktatörlüğün Rojava’ya dönük saldırıları ve nedenlerine kısaca değinildi. Son olarak “20 yıl önce 12 Ekim’de evinin önünde vurularak öldürülen anti-faşist Björn Söderberg’in ırkçılara karşı cesurca mücadele etmesi ve onları teşhir etmesi hepimize ırkçılığa ve faşizme karşı mücadelede örnek olmalıdır.“ denilerek ilk konuşmacı olan ATİK Eşbaşkanı kürsüye davet edildi.
Konuşmasına Rojava’daki işgal ve direnişe dair başlayarak ATİK’in perspektifini sunan eşbaşkan, herkesi yapılan yürüyüş ve mitinglerde yer almaya ve faşizmin saldırılarına karşı dayanışmayı büyütmeye çağırdı.
Konuşmasının devamında Avrupa’da gelişen ırkçılığın ve faşizmin tarihsel gelişimini, günümüzdeki temel politik dayanaklarını, kapitalizmin içinde bulunduğu sorunları ve bunların ırkçı politikalar üzerinden kitlelere yansıma biçimini anlatarak sürdürdü.
Her alanda ırkçılığa karşı mücadele etmenin, ırkçılığa karşı yerel ve göçmen kurumlarla dayanışmayı büyütmenin zorunluluğuna işaret etti. Son olarak da böylesi etkinliklerin devam etmesi, farklı biçimlerde daha geniş kesimlerle yapılması gerektiğine de vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı.
ATİK Eşbaşkanı’nın konuşmasını bitirmesiyle birlikte sahneye uzun süredir ATİK bünyesinde sanatsal çalışmalarını sürdüren devrimci müziğin son yıllardaki tanınmış grubu olan Grup Umuda Haykırış çıktı.
Hem Susma adlı albümünden çalıp söyledikleri havalarla hem de devrimci müziğin bilinen marşlarından hazırladığı repertuvarla ve sona doğru da çektirdiği halaylarla Grup Umuda Haykırış, kitleyi coşturmasını bildi.
Grup Umuda Haykırış’ın ardından verilen 15 dakikalık aranın sona ermesiyle kürsüye konuşmacı olarak katılan HDP Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen davet edildi. Konuşmasında devrimci saflarda artan yozlaşmanın, mücadeleye yabancılaşmanın ve politik değişimlerin bir an önce tasfiye edilmesi, tersine faşizme ve kapitalizme karşı dayanışmanın ve kararlılığın mücadele ederek büyütülmesi gerektiğini belirtti.
GKTM temsilcisinin konuşmasını sonuçlandırmasıyla kürsüye bir diğer misafir konuşmacı olan İsveç Alevi Federasyonu Eşbaşkanı ve Avrupa Alevi Kadınlar Birliği Genel Başkanı davet edildi. ATİK’in İsveç’te ırkçılığın arttığı ve güncel bir sorun olduğu dönemde böylesi bir etkinliği gerçekleştirmesini çok anlamlı bulan eşbaşkan, İsveç’te %2 civarında olan ırkçı oyların radikal İslam’ın gelişmesiyle birlikte arttığı ve ifadesini İsveç demokratları’nda bulduğunu belirtti.
ABF Eşbaşkanı ve AAKB Genel Başkanı olan misafir konuşmacının ardından kürsüye Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Onursal Başkanı Turgut Öker davet edildi. Konuşmasına ATİK’in İsveç’te ilk defa örgütlenmesine değinen Öker, böylesi dönemlerde örgütlenmenin anlamına değindi.
AABK Onursal Başkanı Turgut Öker’in ardından sahneye son olarak sanatçı Ferhat Tunç davet edildi. Gerek konuşmalarıyla gerek çalıp söylediği havalarla kitlenin büyük beğenisini toplayan Ferhat Tunç’un ardından etkinlik sonlandırıldı.
Etkinlikte ayrıca, ODAK’ın ve ATİK bünyesinde faaliyet yürüten Yeni Kadın’ın iletmiş olduğu dayanışma mesajları da okundu. (Haber Merkezi)