3. Havalimanı işçilerinin egemenlerin saraylarını sarstığı günlerden geçiyoruz. Peki bu sarsıntı, bu dipten gelen ve su yüzüne vuran dalga geçici mi? Ya da egemenlerin söylemiyle “abartılıyor”, su bulandırılıyor mu? “Su” yeni bulandırılmıyor! “Su” hep bulanıktı zaten! Milyonlarca, hatta milyarlarca insanın alınterine, kanına göz diken emperyalist-kapitalist sistem, dünya halklarını yoksulluğa, savaşlara, çatışmalara, susuzluğa ve nefrete mahkum ederken ve her fırsatta kendini güçlendirmeye çabalarken “su” asla berrak olamazdı/olamayacak! Dünya halklarının alınterini çalıp, onları gözyaşı ve kana boğarken kimsenin “berrak su” bekleme hakkı yoktur! Ülkemizde de inkar edilen ekonomik krizin gölgesinde patronların zararlarını devlet eliyle halka ödetmeye çalıştığı, gözlerini işsizlik fonuna diktiği, bankaların egemenlere döviz rezervi sağlamak için yeni hortumlama yöntemlerini devreye soktuğu, büyük şirketlerin konkordato ile zararlarını halka yükledikleri bir ortamda kim ne derse desin; ne kriz kısa vadelidir ne abartılıyordur nede “birilerinin suyu bulandırmasına” ihtiyaç vardır! Tahtakurularıyla yaşamak zorunda bırakılan işçiler, kendisini yakarak iş isteyen ya da oğluna pantolon alamadığı için çareyi intiharda bulan işsizler, kana bulanan Kürt ve Ortadoğu coğrafyasındaki gelişmeler ülkenin yeni bir fırtınaya gebe olduğunu gösteriyor! Egemenler bu fırtınadan en az zararla çıkmanın derdinde ve telaşın-dalar, bu yüzden bu denli saldırganlar, düşmanlar! Bu fırtınayla derdi olan devrimciler ve ilericiler; ezilen işçi ve emekçilerin fırtınasına çevirmeli, işsizlerin lanetini bu fırtınaya eklemelidir. İşte o vakit, bu fırtınadan ne saraylar kurtulur ne de çukur ağızlı burjuva medya şarlatanları..
İlgili Makaleler
Diğer içerik
Kapalı
-
Özgür Gelecek Sayı 315 Çıktı!18 Eylül 2024