Mahsa Amini’nin katledilmesinin ardından İran ve tüm dünyada protestolar devam ederken, İran’ın Kızıl Yolu (Maoist Grup) da süreci değerlendirdi. İran’da büyük bir savaşın yaşandığını ifade eden İran’ın Kızıl Yolu (Maoist Grup), bunun halkın ve halk karşıtlarıyla, özgürlüğün tiranlık ve diktatörlükle, bilgeliğin cehaletin egemenliğiyle savaşı olduğunu vurguladı.
Mahsa’nın Kürdistanlı bir kadın olduğu ifade edilen değerlendirmede, Kürt halkının İslam Cumhuriyeti’ne, Humeyni ve Hamaney’in diktatör yönetimine karşı direniş ve mücadelenin sembolü olduğuna dikkat çekildi.
Maoist Grup, Saqez’de başlayan ayaklanmanın kısa sürede İran’ın tüm kentlerini sardığı söyleyerek “Bu, İran halkının tüm sınıfları adına, özellikle de işçiler, çiftçiler ve İran toplumunun emekçi sınıfları adına; suçluların, hırsızların, para düşkünlerinin, yozlaşmış insanların, sahtekarların ve düzenbazların hükümetine karşı zorlu bir savaştır. Bu hareket, başında cani Hamaney’in bulunduğu bu zalim rejimin gövdesini sarsmıştır” dedi.
Maoist Grup’un diğer değerlendirme başlıkları şu şekilde:
“Kırk yıllık bir mücadele
Bu büyük kitle savaşının uzun tarihi, 1957 devrimine kadar uzanır. Tiranlığın ve taşeronluğunun özgürlüğe savaş açtığı ve onu geri püskürttüğü; 41 yıldır yönettikleri zamana. Mevcut mücadelenin ana yönü özgürlük, demokratik ve bağımsız bir hükümetin kurulması mücadelesi olmuştur.
İşçi sınıfların çocukları hareketin ana gövdesidir
Sokaklarda bu sisteme ve Hamaney diktatörlüğüne karşı slogan atan erkekler ve kadınlar, kızlar ve oğlanlar, emekçi kitlelerdir ve bunların başında işçi sınıfı ve çiftçiler ile orta sınıfın alt ve orta katmanları yer almaktadır. Bunlar ülkenin ana nüfusunu oluşturmaktadır. Varlıklı sınıfların varlığı hala çok belirgin değildir ve varlıklı katmanlar henüz olması gerektiği gibi bu sınıflara katılmamıştır.
Üniversite Öğrencileri
Öğrenci hareketinin uzun bir süre çeşitli nedenlerle gerilemesinin ardından öğrencilerin mücadeleye katılması mevcut özgürlük hareketine yeni bir renk kattı. İran’ın birçok üniversitesinde öğrenciler mitingler ve yürüyüşler düzenleyerek polis güçleri ve Besic ile çatıştı.
Mücadele biçimi
Şimdiye kadar bu mücadele nispeten barışçıl ve bir dereceye kadar savunmaya yönelikti, ancak olup biten her şey barışçıl ve savunmaya yönelik olmaktan çıkıp şiddete ve saldırganlığa dönüştü. Artık çoğu çatışmada kitlelerden duyulan cümle şudur: “Bu sefil yaratıkları öldürün!”
Ve İran’ın bu kadın ve erkekleri, hükümetin bu paralı askerlerini ve kitlelerin düşmanlarını cezalandıranlardır.
Hareket biçimleri
Bu hareketin ana biçimleri toplanma, yürüyüş ve slogan atmadır. Sloganlar genellikle en başından beri İrşad Devriyesi, polis güçleri ve Basij ve hükümet aleyhinde olup; “Khvand kaldırılmalıdır”, “Diktatörlüğe ölüm” ve “Hamaney’e ölüm” ve “Velayet-i Fakih ilkesine ölüm” her zaman bu sloganların başında gelmektedir.
Özel birlik ve polis güçlerinin ve Devrim Muhafızlarının, daha doğrusu şu anda tüm ana siyasi, askeri ve ekonomik ana damarları elinde toplayan Ölüm Kolordusu’nun müdahalesi, kitlelerin paralı askerlere ve bu Cehalet Kolordusu’na karşı saldırmasına ve suçlarını engellemesine neden oldu. Baskı güçlerinin motorlarını ve “rehber devriye” araçlarını ateşe verdiler ve onları yumruk ve tekmelerle dövdüler.
Hareketin küresel yansıması
Hareket tüm dünyada yankı bulmuş ve İran halkıyla birlikte dünyanın tüm ülkelerindeki İranlı göçmen kitlelerini harekete geçirmiştir. Birçok sanatçı ve sporcu Mahsa Amini’nin öldürülmesini kınamış ve kitle hareketinden yana tavır almıştır.
Hamaney ve muhafızları dehşet içinde!
Hamaney işçi sınıfından ve kitle hareketinden korkuyor. İşçi sınıfının ve İran halkının birleşmesinden, hareketin bir anda her yeri kaplamasından, evrenselleşmesinden ve daha da önemlisi devam etmesinden korkuyor. Bunlar Hamaney ve muhafızlarının baş düşmanlarıdır: Birleşen halk, tüm sosyal sınıfların evrensel hareketi ve bu hareketin devamı.
Çok iyi biliyorlar ki, halk birleşir ve evrensel hareket belli bir süreklilik kazanırsa ne onu kontrol edebilirler ne de kendi iç parçalanmalarını önleyebilirler. Hareketin devam etmesi, nihayetinde tiranlık bağlarının gevşemesi ve ölüm ordusunun yetersizliğinin ortaya çıkması, hükümet çetelerinin dağılması ve hükümetin içeriden daha fazla parçalanması anlamına gelir. Bunlar aynı madalyonun iki yüzüdür. Bu yüzden kendilerini birleşik, güçlü ve yenilmez göstermek istiyorlar. Böylece halk onlardan korkacak, onları deviremeyeceklerini ve köleliğe teslim olacaklarını sanıyorlar. Bu nedenle hızlı davranıyor hızlı ateş edip bazı insanları öldürüyorlar.
Hükümetin ilerlemesi ve geri çekilmesi
Hamaney’in hizbi ve çetesi ile iktidarın sözde sert çekirdeğinin geri adım atmayacak kadar aptal olduklarına şüphe yok. Şaşırmış ve hazırlıksız olmanın ve genellikle harekete hemen tepki verememenin ya da bu tür tepkilerin sonuçlarından korkmanın yanı sıra, şimdiye kadar ve çoğu zaman genel yöntemleri, yavaş yavaş kitle hareketinin gücünün bir kısmını tüketmesine izin vermek olmuştur. Ve sonra kitle hareketi yorulduğunda, -kendi bakış açılarına göre-, güçlerini ve planlarını organize ederek, topyekün bir karşı saldırı başlatacak ve azami baskı uygulayacaklardır.
Eziyet ve zorbalık cehennemine karşı mücadele
Bu çürümüş sistemin mumya kafaları ve az sayıdaki destekçileri İran’da büyük bir cehennem yarattılar; insanları vaat ettikleri “cennete” götürmek için cehalet, özgürlük katliamı ve zorbalık cehennemi. İran halkının şu anki mücadelesi bu cehenneme karşı ve özgürlük içindir ve özgürlük elde edilene kadar da devam edecektir.
Bu büyük ayaklanmanın ilerleyişi ve gelişimi hiç kuşkusuz bölge ve dünya ülkelerinin kitlelerini etkileyecek ve yeni değişimlere neden olacaktır.
Yaşasın kadınların kurtuluşu ve demokratik kadın hareketi!
Yaşasın kitlelerin kurtuluşu ve demokratik hareketi!
İslam Cumhuriyeti’ne Ölüm!
İşçi sınıfının önderliğinde Demokratik Halk Cumhuriyeti kuralım!”