İşçi Emekçi Birliği yaptığı açıklamada, “Asgari ücret görüşmeleri fiilen üçlü danışma kurulu toplantısıyla başladı. Sermaye temsilcileri, devlet ve işçi konfederasyonlarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda basına yansıdığı kadarıyla iyi niyetler ve karşılıklı görüş alışverişi yapıldığı söyleniyor. Asgari ücret görüşmelerinin ilk oturumu da 10 Aralık’ta yapılacak” dedi.
Açıklamada, “Bizler biliyoruz ki; işçi ve emekçiler, fabrikalarda, işletmelerde sesini yükseltmezse asgari ücret sefalet ücreti olarak kalmaya devam edecek.
Sermayenin sözcülüğünü yapan siyasi iktidar bir yandan dünyanın 17. ekonomisiyiz açıklamaları yapıyor, diğer yandan ise tüm zenginlikleri yaratan işçi ve emekçilere “dişinizi sıkın kriz var” diyerek sefaleti dayatıyorlar.
Şirketler devasa büyüme rakamları açıklarken, büyüyoruz nutukları atılırken milyonlara dayatılan bu sefalette neyin nesidir diye sormak gerek.
Yanıtı ise basit; zenginlik bir avuç sermayedarın elinde toplanıyor, milyonların ise yoksulluğu her geçen gün derinleşiyor. Ağır çalışma koşulları, sefalet ücreti dayatması yetmezmiş gibi bir de krizin faturası sırtımıza yükleniyor.
OVP ile yeni vergi yükleri başta olmak üzere bir dizi saldırıyı devreye soktular, sokmaya devam ediyorlar.
Meclis alt komisyonundan geçen 2025 yılı bütçesi ise bizleri yeni saldırıların beklediğinin sermaye ve iktidar tarafından ilanıdır.
Bütçenin neredeyse %90 bizlerden kesilen doğrudan ve dolaylı vergilerden oluşuyor. Bütçeden en büyük pay ise savaş ve saldırganlığa, diyanete, sermaye çevrelerine ayrılıyor” şeklinde sözler kaydetti.
İEB açıklamaya “2025 yılı bütçesi işçi ve emekçiler için yıkım anlamına gelen saldırıların açık ve aleni ilanıdır.
Birde asgari ücret adı altında dayatılan sefaletle bütünleşince hayatımız hepten yaşanılmaz hale gelecek demektir.
Çalışanların %65’inin asgari ücretli olduğu, asgari ücretin ise sefalet ücreti olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
Göstermelik görüşmelerle bizleri oyalayarak sefalet ücretini dayatmak için oluşturulan komisyonda işçi ve emekçiler gerçek manada temsil edilmiyorlar.
Devlet, TİSK ve işçileri temsilen masada oturduğu ifade edilen TÜRK İş bürokratları bu oyunun baş aktörleridir.
İşçi sendikaları konfederasyonlarının başını tutan bürokratlar şimdiye kadar isçilerin çıkarına hiçbir adım atmadılar, atmalarını da beklemiyoruz.
Asgari ücretin sefalet ücreti olmaması bizlerin elindedir. İnsanca yaşamaya yeten ücret için yapmamız gereken şey örgütlenmek ve mücadele etmektir.
Sermaye, devlet ve sendika bürokrasi eliyle bizlere dayatılan sefalet koşullarına karşı her yerde komitelerimizi, birliklerimizi kurarak gücümüzü göstermektir.
İşçi Emekçi birliği olarak, tüm işçileri, emekçileri asgari ücret adı altında dayatılan sefalet ücretini kabul etmemek için mücadeleye davet ediyoruz.
Bizlerin sırtından servetlerini büyütenlerin sömürü ve baskı düzenine karşı sınıf birliğimizi güçlendirerek geleceğimizi kazanmak için seferber olmaya çağırıyoruz.
Biz birlik olmazsak onlar yine bildiğini okuyacaklar. Birlik olursak bizi sefalete mahkum eden saldırılarını, asgari ücret görüşmesi adı altında sergiledikleri oyunu bozarız.
Gelecek bizim ellerimizde, gelecek örgütlü birliğimiz ve mücadelemizde” şeklinde yaptığı çağrı ile sona erdi.