İstanbul: Gazeteci, aydın Hrant Dink bundan 13 yıl önce kurucusu olduğu Agos gazetesine giderken bir faşistin kurşunuyla katledildi. Üzerinden 13 yıl geçen cinayetle ilgili etkin bir soruşturma yürütülüp sorumluları ortaya çıkarılmadı.
Bugün Hrant’ın katledilişinin 13. yılında biraraya gelen yüzlerce kişi ‘Hrant için adalet’ diye haykırdı. Anma töreninda anmanın yapılacağı alan yoğun polis ablukasına alınırken, anmaya gelenler otobüste GBT uygulamasına maruz kaldı.
Anmaya gelen yüzlerce kişi ellerinde Ermenice, Kürtçe ve Türkçe birçok döviz taşıdı. Agos gazetesi balkonunda Hrant’ın arkadaşları Hrant’ın katledildiği saatte onun konuşmasının bir ses kaydını yayınladılar.
Anma töreni, Toplumsal Bellek Platform’undan, Ankara’da, 1994’te kaçırılarak öldürülen avukat Yusuf Ekinci’nin oğlu Sertaç Ekinci’nin yaptığı konuşmayla başladı.
Sertaç Ekinci yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Türkiye halklarının, ezilenlerin bir araya gelmesi en büyük korkularıdır. Oysa Hrant bize birbirimiz sevmeyi ve Anadolu’yu baştan öğretti. Sivas’ın ücra köyünde oturan Türk köylüsünün yıllar sonra oraya geri giden ve orada ölerek gömülen Ermeni kadının cenazesine sahip çıkmasını anlatarak, Ermeni sorununun başkalarının değil, bu ülkenin sorunu olduğunu ve kendi doktorumuzun sadece kendimiz olduğunu anlatarak.. İşte bu yüzden tehlikeliydi ve ortadan kaldırılmalıydı. Tıpkı ondan önce gelen yüzlerce aydının öldürülmesi gibi. Musa Anter, Uğur Mumcu, İlhan Erdost, Tahir Elçi ve daha niceleri döndükleri için değil tam da bu ülkenin ezilenlerini bir araya getirdikleri için öldürüldüler.”
Ekinci konuşmasına şu şekilde devam etti:
“Hrant Dink, bu ülkenin en çok ihtiyacı olan kardeşliğin sembolüydü. Sanırım bizden alınışının en büyük nedeni de buydu. Çünkü, bu ülkenin karanlık kalplilerinin ağızlarından düşürmedikleri birlikten çok, bölünmüşlüğe ihtiyaçları var. Biliyorlar ki, ancak bu şekilde kendi atlarını rahatça oynatırlar. Türkiye halklarının, ezilenlerinin bir araya gelmesi, en büyük korkularıdır.”
Partizan okurlarının da kitlesel bir şekilde katıldığı anmada halkların kardeşliği vurgusu öne çıktı.
“Çünkü bu toprakların yarası hiç kapanmadı”
Ortak basın metnini Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan(TİHV) Şebnem Korur Fincancı okudu. Fincancı adalet mücadelesi için yüzlerce insanın bu ülkede katledildiğini ama mücadeleyi yürütenlerin asla pes etmediğini vurgulayarak şunları belirtti:
“Hakikat arayışı bitmiyor, bitmedi hiç. Cumartesi annelerini meydanlardan sürseler de, hakikati haykıranları hapsetseler de, insanlığa karşı suçlarla sindirmek için üzerimize gelseler de, hakikati haykırmaktan vazgeçmemişti ya Hrant, vazgeçmeyeceğiz öyleyse hiçbirimiz. Kötülüğe karşı nefret değil bizimkisi. Bitimsiz bir mücadele. Kötülüğün sıradanlığına kapılmasın insan, hakları için mücadele etsin, boyun eğmesin erke.”
Fincancı, Hrant Dink’in katledildiği saat ve tarihin ‘zaman durdu’ olarak niteledi. Aradan geçen 13 yıl boyunca ‘hayallerimizden hiç vazgeçmedik’ diyen Fincancı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Sonra 19 Ocak 2007, saat 3’ü 5 geçe zaman durdu hepimiz için. Şaşkındık, birlikte kurulan hayallerin sıcaklığı hala yüreğimizde… O hayallerden hiç vazgeçmedik, adım adım ilerledik o günden bugüne.”
“Hrant için, adalet için”
Fincancı bu toprakların ‘yarasının hiç kapanmadığını’ da belirterek geçtiğimiz gün kaybolan Keldani çifti hatırlattı. Bunlara karşı ‘yaraları onarmak boynumuzun borcu’ diyen Fincancı şunları ifade etti:
Kılıçtan geçirmek, çöllere sürmek yetmedi, her gün yeniden yaşasın o güvercin tedirginliğini Türkiyeli Ermeniler diye elinden geleni ardına koymadı devlet erki. Yaşadıkları mahallelerin adı Bozkurt, caddesi Ergenekon, okulları Talat Paşa nam, soykırım Osmanlının ama iade-i itibar Türkiye Cumhuriyetinin oldu. Birlikte yaşamayı, çok dilli, çok kültürlü olmayı başaramadığımız gibi yarattığımız kuraklıktan da utanmaz olduk. Sıra Kürtlere geldiğinde havan mermileri ile delik deşik ettikleri evlerin duvarlarına yazılama yaptı devletin memuru.
Yarın yüzleştiğimizde, küçük Eichmann’lar yalnızca emre itaat ettiklerinden dem vurup sıradanlaştırmaya çalıştığında kötülüğü, utanmak için geç değil, evet ama kötülüğü tanımalı ve sahiplerini bir bir ortaya koymalıyız. Hrant için, adalet için!”
Fincancı son olarak “Buradayız, vazgeçmiyoruz Ahparig” diyerek konuşmasını sonlandırdı.