Açıklamada, “Türkiye ve Kürdistan halkları üzerinde sömürü-işgal-talan siyaseti sürdüren faşist iktidar, iktidarını korumak için yeni bir saldırı sürecini başlattı. Halklarımızın üzerindeki koyu baskı politikaları, bugüne kadar sürdürdükleri katliam uygulamaları artık egemenliklerinin devamı için yetmemektedir. NATO zirvesinde işgal siyasetini sürdürebilmek için el etek öpen faşist Erdoğan, içerdeki katliam politikalarını yeni bir aşamaya çıkardı. 17 Haziran sabahı AKP-MHP faşist iktidarı tarafından örgütlenen planlı saldırı bunun ilanıdır” diye kaydetti.
Faşist iktidarın bu katliam ile startını verdiği yeni saldırı sürecinde çöküşünü durdurmayı hedeflediğini vurgulayan HBDH, “Ellerinde kalan şey sadece ve sadece baskı katliam ve işkence politikaları. Ve açıktır ki iktidarlarını korumak için sonuna kadar gideceklerini ve insanlık dışı her yöntemi deneyeceklerini ilan ediyorlar” diye belirtti.
Faşist iktidarın amacının işçi sınıfı ve ezilen halklar üzerinde 2015 sürecindeki gibi bir korku iklimi yaratmak istendiğinin altı çizilen açıklamada, “Çöküş dinamiği içindeki faşist iktidarın tek derdi egemenliğini koruyabilmektir. Bu amacının önündeki en büyük engeller olarak gördüğü toplumun dinamik kesimlerini sindirmeye çalışıyor. Bu saldırının ve arkasından yapmayı planladıklarının açık amacı kesin olarak budur” dedi.
“Ama kim sinecek ya da kim çökecek… göreceğiz” ifadelerini kullanan HBDH Yürütme Komitesi, açıklamanın devamında, “Bu saldırı Türkiye ve Kürdistan topraklarında ilk defa yaşanmıyor.
Faşist iktidar yoksul Kürdün, sömürülen işçinin kanı üzerinde egemenliğini sürdürüyor. Döktüğü kanla kendine yeni başarılar kazanmak istiyor ama artık bu kan onu da boğacak kadar yükselmiş durumda. Ki artık teker teker boğuluyorlar. Oluk oluk kan akıtacağını söyleyenler ülke ülke kaçıyorlar. Hepsi ama hepsi yani yardakçılarıyla beraber tüm saray şürekası aynı sonu yaşayacaklar. Ve hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki bu kanda boğulacak, Yıkılacaklar! ” dedi.
Açıklamanın devamında,
“Bizler HBDH güçleri olarak bu faşist iktidarı yıkmak, işçi sınıfı ve ezilen halkların özgürlüğünü kazanmak için dağlarda, şehirlerde ve tüm mücadele alanlarında sürdürdüğümüz savaşta tek bir geri adım atmayacağız. Biz ‘Deniz Gezmiş’in yolundaydı onun yolundan gitti… Deniz bir gitti bin gelecek’ diyerek faşizme meydan okuyan anaların evlatları, binlerle gelecek Deniz Poyraz’ın yoldaşlarıyız. Diz çökmeyiz, durmayız, sinmeyiz, bitmeyiz!
“Bu saldırının sorumlusu faşist devlettir! Hesabını vermelidir! And olsun ki verecektir! Hesap sorulmalıdır. And olsun ki sorulacaktır, soracağız! Söylenecek kelimeler ve öne konulacak hedef bunlardır. Gerisi ister artık kokuşmuş. Provokasyon edebiyatları ister sağduyu soslu korku çığlıkları olsunü boştur, anlamsızdır. Gün geri çekilme günü değil ileri atılma hesap sorma günüdür. Faşizmden hesap sorulmalı, faşist devlet yıkılmalıdır! Bu katliam düzeninin sonunu getirmenin başka yolu yoktur! Tüm birleşik devrim güçleri ve tüm savaşçılarımız bu doğrultuda harekete edecek ve faşizmden hesap soracaktır.
“İleri gitmeden, hesap sormadan, cüret etmeden kurtuluş yok! Bu zulüm biz bitirmeden bitmeyecek! Özgür günler ancak onun için ileri atılanlarla, faşizmi yıkmak için kavgayı büyütenlerle gelecek.
“HBDH bayrağı altında birleşin! Hesap sorun! İleri atılın! Dağlarda ve şehirlerde denizlerce büyüyen birleşik devrim mücadelesine katılın destek verin, çabalarınızı çoğaltın.
“Deniz Poyraz şahsında tüm ölümsüzlerimizin yüce anıları önünde bir kez daha söz veriyoruz ki anılarına bağlı kalacak ve bu katliam devletini yıkacağız.”