Hapishanelerdeki PKK/PJAK siyasi tutsaklar, 27 Kasım itibariyle “PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecridin sonlandırılması” talebiyle, kendilerine yönelik salgın sürecinde artan hak ihlallerini de protesto amacıyla süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine başlamıştı.
Gruplar halinde beşer günlük sürdürülen açlık grevi eylemi 25’inci gününde devam ediyor. Eyleme, her geçen gün farklı cezaevlerinde bulunan çok sayıda tutuklunun katıldığı bildiriliyor.
Diğer yandan başta hak savunucuları olmak üzere çeşitli kesimlerden tutukluların taleplerinin kabul edilmesi yönünde çağrılar gelmeye devam ediyor.
HDP Ağrı İl Eşbaşkanı Cemal Akar, Hapishanelerde sürdürülen açlık grevi eylemlerini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
2018 yılında DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevlerinin kamuoyunda oluşturduğu baskı sonucu Öcalan’ın yıllar sonra ailesi ve avukatlarıyla görüştüğünü hatırlatan Akar, yapılan görüşmelerin bir kez daha sekteye uğratıldığını kaydetti.
Akar, “AKP-MHP hükümeti tekrardan aynı tecridi uyguluyor. Cezaevlerinde başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevlerinin tecridi kırma anlamında çok önemli sonuçlar vereceğini düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın dört duvar arasındaki mücadelelerini selamlıyoruz” dedi.
Pandemi sürecinde cezaevlerinde siyasi tusaklara yönelik artan baskı ve hak ihlallerine de değinen Akar, “Özellikle Patnos Cezaevi’nde sıkıntılar yaşanıyor. Tutuklulara duş bile alınamayacak bir su, içme suyu olarak veriliyor. Siyasi tutukluların haklarının derhal verilmesi, sağlıklı koşullarda yaşamlarının sürdürülmesi gerekiyor. Açlık grevine giren tutukluların talepleri karşılanmalıdır” diye belirtti.
Son olarak taleplerin karşılanması konusunda demokrasi güçlerine de çağrı yapan Akar, şunları söyledi:
Tutukluların mücadelesini dışarda desteklemek ve halka sunmamız gerekiyor. Bu sadece cezaeviyle sınırlı kalmamalıdır. Dışardaki bütün demokrasi güçlerinin bunu desteklemesini umuyoruz. HDP dışındaki muhalefetin ciddi anlamda destek vermesi gerekiyor. Hükümetin de bu duruma hemen bir çözüm bulmasını istiyoruz. AKP-MHP hükümetine ve Adalet Bakanı’na sesleniyoruz; tecrit bir insanlık suçudur. Derhal kaldırılması ve cezaevlerindeki siyasi tutukluların koşullarının düzeltilmesi gerekiyor.