Hapishanelerde siyasi tutsakların, 27 Kasım 2020 itibariyle “PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde süreklileşen tecridin sonlandırılması” talebiyle, kendilerine yönelik salgın sürecinde artan hak ihlallerini de protesto amacıyla başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi sürüyor.
Gruplar halinde beşer gün boyunca sürdürülen eylem 36’ncı gününde.
Her geçen gün farklı hapishanelerde bulunan çok sayıda tutuklunun açlık grevine katıldığı bildiriliyor.
27 Kasım’dan bu yana yedi grupta 2 bin 500’e yakın tutuklu açlık grevinde yer aldı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Hapishane Komisyon Üyesi Yusuf Çakas, tutuklu yakınlarının yaptıkları başvurular üzerinden yaklaşık 100 cezaevinde açlık grevi eylemi gerçekleştirildiğini, her grupta 300 ile 350 civarında tutuklunun yer aldığını ifade etti.
Açlık grevleri eylemleri bir sivil itaatsizlik durumudur. İktidarın, tutukluların taleplerinin hukuki olması nedeniyle bunu yerine getirmesi noktasında adımlar atması gerekiyor. İnsanlar hukuksuz, imkansız bir taleple greve başlamadılar. Biz sivil toplum örgütlerinin de rolü çok önemlidir. Sivil toplum, hukuk zemininde yapılan bir talep neticesinde hukuki taleplerinin yerine getirilmesini dile getiriyor. Önceki açlık grevlerinin birçoğunda ölümler yaşandı. Ölümlerin yaşanmasını istemiyoruz. Hukuksal bir talep için ölümler yaşanmasın ve talepler bir an önce yerine getirilmelidir.
Tutsaklarınların eylemlerini sürdürmeye kararlı olduklarını belirten avukat Çakas, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin ortaklaşması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
Komisyonların kurulması ve bu komisyonlarda alınan kararların basınla paylaşılması noktasında birçok çalışmamız var. Yine birçok hukuk örgütünün açıklamayı düşündüğü raporlar var. Bunları bir bütün olarak değerlendirmek gerekiyor. Yani açlık grevleri noktasında sivil toplum harekete geçmiş durumda. Bizler de hukuki taleplerin, aile başvurularının yerine getirilmesi noktasında diğer kurumlarla birlikte hareket etme noktasında çalışma planımız var.
2020 yılının ‘cezaevlerinde hak ihlalleri yılı’ olarak geçtiğini dile getiren Çakas, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu konuda yüzlerce rapor yayınlandı. Kamuoyu da bunun farkında. Geçtiğimiz günlerce çıplak arama meselesi tartışıldı. Kötü muamele meseleleri, pandemi gerekçesiyle ailelerle görüştürülmeme durumu, benzer koğuştaki tutukluların birbirini görememesi, cezaevinde bir tecrit halinin yaşanması, hijyene ulaşamama, sağlık koşulları gündeme geldi. 2020 yılında cezaevinde yaşamını yitiren 40’a yakın tutuklunun olduğu belirtiliyor. 2020 yılı, bir hak ihlalleri yılı oldu. Hem açlık grevlerinin hem de bütün hak ihlallerinin sona ermesi noktasında tüm toplumu 2021 yılının güzel bir yıl olması için duyarlı olmaya davet ediyoruz.