İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, hapishanelerde meydana gelen ölümlere ilişkin İHD Genel Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.
Açıklama yapan İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, 399 açık ve kapalı hapishanede 349 bin 893 kişinin bulunduğunu, 2023 yılı başından bu yana 2’si kadın 13 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Çevirmen, 4 tutsağın hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdiğine, 4 tutsağın ise ateşli silahla öldürüldüğüne dikkat çekti. 6 tutsağın şüpheli şekilde hayatını kaybettiğini belirti.
Hatay Hapishanesi’nde 3 kişi hayatını kaybetti
Çevirmen, Hatay T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde 6 Şubat tarihli Maraş depreminin ardından çıkan isyan sonucunda 12 kişinin yaralanarak hastaneye kaldırıldığını, 3’ününün ise yaşamını yitirdiğine dikkat çekti. Çevirmen, Hatay T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde katledilen Tabip Alan’ın ailesi tarafından verilen bilgilere dair şunları aktardı:
“Ailesi, Talip Alan’nın depremin olduğu gün telefonla aradığını ve bir sorundan bahsetmediğini, ertesi günü isyan haberi duyduklarını ve kendisinden 3 gün haber alamadıklarını, 9 Şubat Perşembe günü avukatının aradığını ve Samsun Hapishanesine sevk edildiğini bilgisini verdiğini, ancak aynı gün saat 16.00’da hiç alakası olmayan bir yerden Muş Cezaevinden arandıklarını ve ‘Cenazenizi Adana Adli Tıp Kurumundan alın’ denildiğini, Adana Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gittiklerini ve kendilerine bir ölüm belgesi verildiğini, ters kelepçe takıldığını, kaburgalarının kırıldığını, gözünün üstünde morluk olduğunu, kolda kırık olduğunu, yüzünde bot izlerinin olduğunu cenazesini yıkayanların gördüğünü, bir mermi göğüs kısmından girdiğini, kendi ile aynı koğuşta olan bir mahpusun ailesine verdiği bilgilere göre de isyana hiçbir şekilde dahil olmadıklarını aktarmışlardır. Mahpusun ailesi bugüne kadar aranmamış bir soruşturma sürecinin olup olmadığı konusunda bilgi verilmemiştir. Gerek İçişleri Bakanlığı gerek Ceza ve Tevkifevleri tarafından da Hatay’da meydana gelen ölümlere dair soruşturma süreciyle ilgili bir bilgi paylaşımı yapılmamıştır.”
Kandıra’da ‘şüpheli’ ölüm
Çevirmen, Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutsak bulunan 26 yaşındaki Duygu Koral’ın ‘şüpheli’ bir biçimde yaşamını yitirmesine dair de ailesinin anlatımlarına dikkat çekti. Ailenin “21 Mart 2023’te Kocaeli Devlet Hastanesinden cenazelerini aldıklarını ve yola çıkardıklarını, vücudunda darp izleri ve kesikler olduğunu, kafasının arkasında da durmak bilmeyen bir kan akışı olduğunu, Duygu’nun tek kişilik hücrede tutulduğunu ve kesinlikle intihar ettiğine inanmadıklarını” şeklindeki aktarımlarını anlatan Çevirmen, şu hatırlatmada bulundu:
“Kandıra Kapalı Hapishanesinde tutulan Garibe Gezer’de yaşamını yitirmeden önce infaz koruma memurları tarafından cinsel şiddet gördüğüne dair şikayet dilekçesi vermiş olmasına rağmen şiddet iddialarına ilişkin yetkili makamlar tarafından etkili bir soruşturma yapılmamış ve 9 Aralık 2021 tarihinde tutulduğu hücresinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmişti.”
‘Kötü muameleye son verilsin’
Aydın E Tipi Hapishanesi’nde ‘şüpheli’ şekilde yaşamını yitiren Yılmaz Ekinci’ye ilişkin bilgi veren Çevirmen, “Ekinci’nin gardiyanlar tarafından işkence gördüğüne dair görüntüler ortaya çıkması sonucunda dava açılabilmişti. 28 Mart 2023 tarihinde görülen davada mahkeme tarafından tanıkların dinlenmesi, olay yeri keşfi, ATK ve reddi hakim taleplerinin tümü reddedildi” diye konuştu.
Hapishanelerde yaşanan tüm ölümlerin önlenebilir olduğunu vurgulayan Çevirmen, Türkiye’nin tarafı olduğu uluslar ve uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa’da tutsakların yaşam hakkının denetim altında tutuldukları kamu idaresi bünyesinde olduğunu hatırlatarak bu hakkın insan onuruna yaraşır biçimde uygulanmasını talep ederek şunları kaydetti: “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve kendi iç hukukundaki emredici nitelikteki kanun hükümleri gereğince özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin insan olmaktan kaynaklı haklarının korunması devletin sorumluluğundadır. Ancak devlet bu sorumluluğu yerine getirmediği gibi failleri de korumaya devam etmektedir. İnsan Hakları Derneği olarak hapishanelerde yaşanan işkence ve kötü muamele uygulamalarına son verilmesini, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden görevliler hakkında şeffaf soruşturma süreçlerinin yürütülmesini ve cezasızlık politikasından vazgeçilmesini, Ceza İnfaz Kurumlarının sivil toplum örgütleri ve ilgili meslek örgütlerinin denetimine açılmasını talep ediyoruz”
‘ATK’ya güvenimiz yok’
İHD Genel Başkanı Keskin ise, Duygu Koral’ın ‘şüpheli’ biçimde yaşamını yitirmesine ilişkin şunları kaydetti: “Kandıra cezaevi sabıkalı bir cezaevi. Daha önce Garibe Gezer orada yaşamını yitirdi. ‘İntihar’ dediler. Bizler Garibe’nin şiddet gördüğü görüntülere ulaştık ama hakkında takipsizlik kararı verildi. Gardiyanlar, Koral’ın sürekli gardiyanlara saldırdığını söylüyorlar. Gardiyanlar, ‘biz Koral’ın kapısını açamadık. Kapı içeriden kilitliymiş’ diyor. Hiçbir cezaevinde içeriden kilitlenen bir kapı olamaz. Bunların hepsi yalan bilgi. Bizim elimizde şüphe uyandırıcı fotoğraflar var. Otopsi raporunu bekliyoruz. Bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız. Kendisini duş başlığına astığını söylüyorlar ama nasıl astığında dair bilgi yok. Biliyorsunuz ATK bir devlet kuruluşu bu nedenle ATK’ya güvenimiz yok. Bu nedenle bağımsız raporları bağımsız kuruluşlara da göstereceğiz. Bu dosyanın sonuna kadar takipçisi olacağız.” (MA)