H. Merkezi: 33 devrimcinin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı davasının 3. duruşması bugün görüldü.
Urfa’nın Hilvan ilçesindeki hapishanede, Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya geçtiğimiz günlerde tutsak edilen ailelerin avukatlarından Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar ile katliamda yaşamını yitiren Hatice Ezgi Sadet’in ablası Özgen Sadet, katliam tanıkları Havva Cuştan ve Mazlum Demirtaş katılamadı. Duruşmada katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, yakınları, yoldaşları ve yaralananların yanı sıra HDP Milletvekili Dilek Öcalan, CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Yüksel direnişçisi Veli Saçılık da katıldğı belirtildi.
Jandarmadan tehdit; “Copluları çağırmayım şimdi”
Duruşma salonu önünde davanın başlaması beklenirken insanların acılarıyla adete “dalga” geçer gibi jandarma “sanıkların” ismi saydı. Normalde mübaşirlerin yaptığı işi üstlenen jandarma, sanıkların olmadığını bildiği halde “Yakup Şahin, İlhami Balı, Deniz Büyükçebi burada mı” diye sordu.
Jandarmanın bu tavrı üzerine aileler tepki göstererek, “Onlar bizim evlatlarımızın katili. Siz bizim acımızla dalga geçiyorsunuz. Zaten tek tutuklu sanık Yakup Şahin, onu da bizden kaçırıyorlar” dedi.
Öte yandan, salona girerken jandarma çantaları almak istedi, aileler vermeyince kısa süreli tartışma yaşandı. Jandarma, parmak sallayarak aileleri tehdit etti, “Copluları çağırmayım şimdi” şeklinde tehdit eti.
Av. Kazım Bayraktar, “SEGBİS kararının arkasında Adalet Bakanlığı’nın olduğunu düşünüyoruz”
Duruşma başlarken, 10 Ekim Ankara katliamı davasının da tutuklu sanığı olan Yakup Şahin, bu duruşmaya da getirilmedi. Mahkeme heyetinin önce duruşmaya getirilmesi kararı aldığı, ancak sonrasında hiçbir itiraz olmadığı halde SEGBİS ile bağlanmasına karar verdiği Şahin, tutuklu bulunduğu Sincan Hapishanesi’nden SEGBİS ile bağlandı.
Duruşmanın başında sanığın SEGBİS ile ifadesinin alınmasına itiraz eden avukatlar, duruşmaya getirilmesini istedi.
Avukat Kazım Bayraktar, önceki duruşmada sanığın getirilmesi kararı alındığını ancak sonrasında heyetin hiçbir itiraz olmadığı halde bu karardan vazgeçerek, SEGBİS ile bağlanmasına karar verdiğini hatırlattı. “Nasıl gelişmeler olduysa, bunlar adil yargılama konusunda kaygı uyandırıyor” dedi.
Kararı savcılık talebiyle alan mahkemenin kendilerine sormamasını eleştiren Kazım Bayraktar, “SEGBİS kararının arkasında Adalet Bakanlığı’nın olduğunu düşünüyoruz. Sanıkların duruşmaya getirilmesi bakanlığın görevleri arasında” dedi.
Sanığın neden getirilmesini istediklerini açıklayan Av. Bayraktar, “Yüz yüze olmak sanığın tüm hareketlerini izleyebilmektir, bunlar çok önemlidir. Soruyla cevap arasındaki süre çok önemlidir. Anında gösterilmesi gereken deliller vardır” dedi.
Av. Nuray Özdoğan “insan öldürme” davası değil insanlığa karşı suç davası
Av. Nuray Özdoğan, sanığın SEGBİS ile bağlanması kararının OHAL’e dayandırıldığını ancak davanın OHAL ile ilgisinin olmadığını söyledi. Salonu göstererek güvenlik sorunu olmadığını belirten Özdoğan, davanın sadece “insan öldürme” davası değil insanlığa karşı suç davası olduğuna dikkat çekti.
Sanık Şahin’in avukatı, “Savunma yapmayacağız, sanığa bırakıyoruz”
Sanık müdafi olarak barodan atanan avukat ise “Biz bu davaya yetki ile görevlendirildik. Savunma yapmayacağız, sanığa bırakıyoruz. Takdiri de mahkemeye bırakıyoruz” dedi.
Avukatların talebinin ardından mahkeme heyeti başkanı, sanık Yakup Şahin’e “ifadeni cezaevinden mi vermek istiyorsun yoksa Urfa’yı mı gelip vermek istiyorsun” diye sordu. Aileler ve avukatlar heyet başkanına tepki gösterdi. Sanık Şahin, “Ben cezaevinden ifade vermek istiyorum” dedi.
Evinde bomba yapılmasına rağmen ifadeye çağırılmıyor
Yeniden söz alan Av. Kazım Bayraktar, Suruç ve 10 Ekim Ankara katliamlarının firari sanığı Deniz Büyükçelebi’nin eşi Şengül Büyükçelebi’nin verdiği bir ifadede, evlerine Yakup Şahin ve İlhamı Balı’nın sürekli gelip gittiğini, evde bomba yapıldığını söylediğini aktardı. Bayraktar, “Bu ifade çok önemli” dedi, Şengül Büyükçelebi’nin davada sanık olarak ifade vermesi gerektiğini kaydetti.
Dosyaya müdahale, baskı var
Bayraktar, yine sanık Yakup Şahin’in “Beni IŞİD’e örgütleyen kişi” dediği Şeyhmus Sarı’nın da sanık olarak yargılanması gerektiğini belirtti.
Av. Can Tombul ise dosya savcısının 4 kez değişmesini ve mahkemenin SEGBİS kararını hatırlatarak, “Bunlar dosyaya bir müdahalenin, bir baskının olduğunun göstergeleri” dedi. Tombul, dava öncesi dosya avukatları ile katliamda yaralananların tutuklandığını da hatırlatarak, toplumun adalet talebinin sarsıldığını ifade etti.
Sanık gelmeden aileler ve tanıklar ifade vermeyecek
Ardından müştekiler söz aldı. Müştekilerin tamamı sanığın duruşmaya getirilmemesine tepki göstererek, sanık gelmeden ifade vermeyeceklerini söyledi.
Nazegül Bahar Boyraz’ın eşi Bayram Boyraz, “Mahkemeniz sanığı neden duruşmaya getirmiyor, ben bunu anlamak istiyorum. Sanığı bizden neden kaçırıyorsunuz? Sokaktaki insanlar dahi duruşmadan bir şey çıkmayacağını bize söylüyorlar” dedi.
Emrullah Akhamur’un babası Mehmet Şerif Akhamur, sanığın duruşmaya getirilmesini istedi.
Sinem Kılıç, “Her duruşmaya 2000 km öteden geliyorum. Sanık Ankara’dan buraya getirilmiyor”
Katliamda annesi ve ağabeyini kaybeden Sinem Kılıç, “Ben her duruşmaya 2000 km uzaktan geliyorum. Ama siz sanığı Ankara’dan buraya getirmiyorsunuz. Biz adaleti aramak için buradayız, sanık gelene kadar da burada olacağız. Biz hiçbir düş yarım kalmayacak dedik, hala sözümüzün arkasındayız” dedi.
Fethi Aydın, “Bu davanın pelini bırakmayacağım”
Katliamda oğlu Çağdaş Aydın’ı kaybeden ve kendisi de yaralanan Feti Aydın, “Çocuklarımızı elimizden alan katiller neden burada değil? Benim çocuğum bu halka hizmet etmek istiyordu ama katledildi. Siz sanığa burada mı ifade vermek istersin yoksa orada mı ifade vermek istersin diye soruyorsunuz. Bu ne kadar keyfi bir tutumdur” diye konuştu. Aydın, “Suruç gazileri, yaralıları, avukatları neden tutuklanıyor bunu anlamak istiyorum. Sanık bu duruşmaya gelene kadar elbette ben de geleceğim ve bu davanın peşini bırakmayacağım” dedi.
Murat Yurtgül’ün annesi Nimet Yurtgül, sanık duruşmaya gelene kadar ifade vermeyeceğini söyledi.
Şemsi Yurtgül, “O katili burada görmek istiyorum”
Baba Şemsi Yurtgül de “Oğlumu öldürenlerden şikayetçiyim. Benim oğlumu neden öldürdüler? Suçu neydi? Sizin de çocuklarınız var. O katili burada görmek istiyorum” dedi.
Katliamdan yaralı kurtulan Gökçe Çetin de sanık duruşmaya gelene kadar ifade vermeyeceğini belirtti.
Hatice Ezgi Sadet’in annesi Sunay Sadet, “Suruç katliamından bu yana olmadık şey kalmadı. Bu duruşmaya sanık gelecek diye hazırlandık, yine getirmediniz. O sanığı burada görmek istiyorum” dedi.
Av. Arın Yeniaras, “Kardeşinin tabutunu taşıdığı için tutuklandı”
Anne Sadet’in ardından söz alan Av. Arın Yeniaras, “Özgen Sadet kardeşinin cenazesini taşıdığı için ‘örgüt üyeliği’nden tutuklandı, kayda geçmesini istiyorum” dedi.
Baba Ali Sadet de “Söyleyecek çok şeyim var ama öncelikle şu katilin duruşmaya getirilmesini istiyorum” dedi.
Duygu Tuna’nın babası Hasan Tuna, “Her duruşmaya geldiğimizde aynı şeyleri duyuyoruz; Davacı mısın? Elbette davacıyım, çocuğumu kaybettim ben orada. Sanığın buraya getirilmesini istiyorum” dedi.
Kenan Yıldızer, “Hukuksuzca tutuklanan avukatlarımız serbest bırakılıncaya kadar ifade vermeyeceğim”
Katliamda yaralanan Kenan Yıldızerler, “Amara Kültür Merkezi’nde insanlık suçu işleyen bu caninin mahkemeye getirilmesini istiyorum” dedi. Yıldızerler, avukatları Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar’ın davadan kısa süre önce tutuklandığını da hatırlatarak, “Hukuksuzca tutuklanan avukatlarımız serbest bırakılıncaya kadar ifade vermeyeceğim” dedi.
Mehmet Özkan, “3 mahkemedir yapılan psikolojik işkenceden başka bir şey değil”
Katliamda oğlunu kaybeden Mehmet Özkan, “Burada söyleyecek çok sözümüz var ama söylemiyoruz. 3 mahkemedir burada bize yaptığınız psikolojik işkenceden başka bir şey değildir” dedi. Özkan, mahkeme heyeti başkanına “Kendinizi bizim yerimize koyun, sizin çocuğunuz ölmüş olsaydı sanığa ‘gelmek ister misin istemez misin’ diye soracak mıydınız?” diye sordu.
Uğur Özkan’ın ağabeyi Süleyman Özkan ise “Cenazeye katıldıkları için tutuklanan avukatlarımız ve kardeşlerimiz serbest bırakılmalıdır. Bu katliamda zerre payı olan herkesten şikayetçiyim” dedi.
Katliam tanıklarına ve ailelere psikolojik işkence yapılıyor
Katliamda yaralanan Çağla Seven, “İlk defa bir duruşmaya katılıyorum. Girişte silahlar bize doğrultuluyor, telefonlarımız, çantalarımız alıkonuluyor. Çocuklarını bir kişinin üstü aranmadığı için kaybeden insanlar didik didik aranıyor. Bu psikolojik işkencedir. Elbetteki şikayetçiyim ve davaya katılmak istiyorum” dedi.
Katliamda babası İsmet Şeker’i kaybeden Yağmur Şeker, “17 yaşında beni babasız bırakan sorumlular buraya getirilmeli, bize neden sorusuna cevap vermeli” dedi.
Ramazan Aksu, “Sanığın arkasında olan herkes açığa çıkarılsın”
Katliamda oğlu Süleyman Aksu’yu kaybeden Ramazan Aksu Kürtçe konuştu. Aksu, “Sanığın duruşmaya getirilmesini istiyorum, sanığın arkasında olan herkesin açığa çıkmasını istiyorum” dedi.
Katliamda babası Cemil Yıldız’ı kaybeden Gamze Yıldız, “Bu oturum sizler için çok sıradan olabilir ama ölüm haberini aldığım babam için ve katliamda yaşamını yitiren insanlar için buradayız. Adaletin yerini bulması için sanığın yüz yüze yargılaması gerektiğini heyetinizin bizden iyi bilmesi gerekir. Sanık duruşmaya getirmelidir” dedi.
Suruç’ta yaralanan Koray Türkoğlu, “Bu yargılamada sanık, tanık, mağdur hepsi karıştı. İddia makamının tüm tavrı mağdurların aleyhinedir. Sanıkların buraya getirilmeden önce sizi akla ve vicdana davet ediyorum” dedi.
Ali Deniz Esen, “Vekalet verdiğim avukatlarım tutuklu, sanık sandalyesi boş”
Saldırıda yaralanan Ali Rıza Arslan, “Sanıkların olmadığı bir duruşmada, bizden beyan sormayın, önce sanıkları buraya getirin” dedi.
Yaralılardan Ali Deniz Esen, “Vekalet verdiğim avukatlarım tutuklu, sanık sandalyesi boş. Sanık huzurda olunca ifade vereceğim” dedi.
Yine saldırıda yaralananlardan Erkan Keskin, “Mahkeme bu davanın sanığın insanlığa karşı suç iddiasıyla yargılama yaptığının farkında hareket etmelidir” diye konuştu. Keskin, avukatları ile aileler ve yaralıların tutuklanmasını da protesto ederek, ekledi: “Bu aşamada ifade vermeyeceğim.”
Yalçın Demir, “Şikayetçi değilim hesap soracağım, soracağız. Ve biz kazanacağız”
Suruç Aileleri İnisiyatifi’nden Yalçın Demir, duruşma salonunda 33 düş yolcusunun isimlerini ve doğum tarihlerini okudu. Ardından “Düş yolcularını saygı ve özlemle anıyorum. Şikayetçi değilim hesap soracağım, soracağız. Ve biz kazanacağız” dedi.
Pınar Gayip, “Katilin devlet eliyle korunduğunu düşünüyorum”
Katliamda yaralanan Pınar Gayıp, “3 duruşmadır burada bir oyun sergilendiğini düşünüyorum, katilin devlet eliyle korunduğunu düşünüyorum” dedi.
Murat Yurtgül’ün amcası Yusuf Yurtgül, “Bana her zaman adalet yok derlerdi, ben gerçekten bugün adaletin olmadığını gördüm. Katili getirip buraya karşımıza dikmeniz gerekir” ifadelerini kullandı.
Av. Can Tombul, “Esp doğrudan hedef, neden müdahil değil?”
Müştekilerin ardından müdahillik talepleri dile getirildi. HDP, Diyarbakır Barosu, Antep Barosu, ESP, SGDF ve BEKSAV adına avukatlar müdahillik talebinde bulundu. Av. Can Tombul, sanığın bilgisayarında çıkan belgede ESP’nin doğrudan hedef gösterildiğini belirterek, “Hangi gerekçe ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nin katılma talebi reddedilmiştir” dedi. Tombul, emniyette bulunan mağdurlara ait eşyaların ailelere teslim edilmesini talep etti.
Av. Senem Doğanoğlu, “Hesap sorma iradesi koyan herkesin müdahillik talebi kabul edilmesi gerekir”
Müdahillik başvurularına ilişkin söz alan Av. Senem Doğanoğlu da heyetin sadece yaralananların müdahillik talebini kabul etmesini eleştirdi. Doğanoğlu, insanların fiziksel yara almasa da ruhsal ızdırab çektiklerini belirterek, “İddianamede ismi yok diye müvekkillerin katılma talepleri reddedilmiştir. İddianamede ismin olmaması insanların mağdur olmadığını belirlemez. Sadece iddianamenin ne kadar eksik olduğunu gösterir. Hiçbir CMK hükmü mağdur sayabilmek için fiziksel yaralanma şartı aramaz. Ruhsal yaralanmayı fiziksel yaralanmadan daha önemsiz gören heyetinizdir. Dosyada hesap sorma yönünden irade koyan herkesin katılma talebini kabul etmeniz gerekir” dedi.
Av. Nuray Özdoğan “Tarafsızlık konusunda şüphe yarattı”
Av. Nuray Özdoğan ise heyetin sanığa “duruşmada mı hapishanede mi ifade vermek istiyorsun” diye sormasını eleştirdi. Özdoğan, “Sanık susma hakkını kullanabilir, ifade verebilir ancak nerede ifade vereceğini seçme hakkı yoktur. Bunu mahkeme belirler. Sanığa böyle bir soru sormanız tarafsızlığınız konusunda bizde şüphe yaratmıştır” dedi.
Savcı yine segbis istedi
Savcı, Şengül Büyükçelebi ile Şeyhmus Sarı’nın tanık olarak dinlenmesini ve sanığın bir sonraki duruşmada yine SEBGİS ile bağlanmasını talep etti. Duruşmaya ara verildi.
Mahkeme heyeti, ailelerin hiçbir talebini kabul etmedi. Duruşma 8 Şubat 10.30’a ertelendi. Sanık yine duruşmaya getirilmeyecek.
Açıklama yapmak isteyenler tehdit ediliyor
Duruşmanın sonlanamsının ardından katliamın mağdurlarına sanık muamelesi yapılıyor. Mahkeme çıkışı açıklama yapmak isteyen aileler ve katliamın tanıkların müdahale ile tehdit ediliyor. Katliam mağdurlarının etrafı tomalar, zırhlı araçlar ve onlarca jandarma ile kuşatıldı.