Dersim Konak’ın iradesi ses oldu mapushane duvarları aştı ve dışarıda yankı yaparak hepimize ulaştı.
Bu çığlık tüm cezaevlerindeki tutsakların ne durumda oldukların gerçekliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Hem de dünyayı ve Türkiye’yi saran korona virüsün ölüm saçtığın dönemde olması ayrı bir acı gerçeklikle karşı karşıyayız. Bize düşen insani görevse; Dersim Konak’ın bu en insani talebine ses olmaktır, dayanışmaktır, duyarlı olmaktır.
Cezaevindeki tutsaklar sağlıkları tehlike altında ve yaşamları zor durumda.
Dersim Konak; genç bir kadın ve öğrencidir. Tutuklandığı zaman daha 20 yaşındaydı. 20 yaşında gerekçesiz bir şekilde ve hukuksuzca tüm yaşamını elinden alınarak cezaevine koydular. Şuanda da cezaevinde. Yani, üç yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde yatmakta. Dersim Konak ne suç işledi?
Suçu: 1 Mayıs, 8 Mart yürüyüşlerine katılmak, öğrencilerin haklarını, eğitim bir hak olduğunu savunmak, Türkiye’de ve dünyada yaşanan kadın cinayetlerini protesto etmek. Yani, yaşam değerlerini savunma suçlarını işlemiş. Dersim Konak vb. gibi suç işleyen tutsaklar Avrupa Birliği (AB) ve Birleş Milletlerin’de (BM) imzaladığı ve Türk devletin de imzası olan “Evrensel İnsani Değerler“ bildirgesinde var.
Dersim Konak ve diğer tutsaklar bu evrensel hakların savunucuları olduğu için cezaevlerinde bulunmaktadırlar.
İnsan hakları, insanı insan yapan ve insanı sırf insan olarak herhangi bir şarta veya statüye bağlı olmadan doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, vazgeçilmez, üstün nitelikli yaşam değerleridir. Bu haklar: insan olma değerini korur, insanın insanca yaşaması için gerekli, zorunlu ve olmazsa olmaz ifade eder. İnsanın insan olmaktan kaynaklanan gereksinimlerini karşılamaya yönelik maddi ve manevi varlığını korumayı, geliştirmeyi asıl kılan en temel değerlerdir.
İnsan haklarının kaynağı, insan doğası ve bu doğanın özünde varolan yaşam hakkıdır. Tüm insanlar, insan olmanın gereği olarak, bu haklara sahiptirler. Bu haklar, ırk, din, dil, cinsiyet toplumsal köken vb. Hiç bir ayrım yapmadan eşit bir şekilde sahiptirler. Yani, insan hakları evrenseldir. Dersim Konak, bu yukarıda belirtiğim insan olma değerlere sahip olduğu için hukuksuz bir şekilde tutuklanarak cezaevine konulmuştur.
Dünyada ve Türkiye’de her insanın bu haklara sahiptir ve olmalıdır.
Yaşama hakkı ve kişi dokunulmazlığı, işkence ve kötü muamele yasağı, kişinin özgürlüğü ve güvenliği, düşünce ve ifade özgürlüğü, inanç ve vicdan özgürlüğü, özel hayatın gizlilik hakkı, adil yargılanma hakkı, toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkı, çalışma özgürlüğü, dernek kurma hakkı, seçme ve seçilme hakkı, kamu hizmetlerinde çalışma hakkı, hangi koşularda olursa olsun sağlık ve can güvenliği hakkı yasaldır ve yasal güvence altına alınması bir zorunluluktur.
Bu haklar Dersim Konak’ın elinden alınmıştır ve eğitimini tamamlamak yerine cezaevine konulmuştur.
Dersim Konak‘ın durumunda yüzlerce tutsak da hukuksuzca tutuklanarak tüm hakları elinden alınmıştır.
Dersim Konak ve diğer tutsakların dışarıda yaşama hakları elinden alındığı gibi, cezaevlerinde de daha kötü koşuların altında tutulmaktadırlar. Avukatı ve ailesi aracılığıyla dışarıya gönderdiği mesajla cezaevlerindeki sağlıksız ve hukuksuzluğu kanıtlıyor.
Türkiye cezaevlerinde siyasi tutsaklar sağlıksız ve güvenliksiz bir şekilde ölmelerine bırakılmıştır. Devlet siyasi tutsakları böyle ölüme terk ederken çetelerle de af yasası hazırlamaktadır.
Siyasi mahkumların sağlıksız koşulların olumsuz yönde etkileyen belli başlı faktörler yine İHD’nin 2019 raporuna göre şeyle sıralanıyor:
“aşırı kalabalık, koğuşlar, sağlığa erişim hakkını engellenmesi, kelepçeli muayene, revire geç çıkarılmak, hastane sevklerini ya geç yapılması ya da hiç yapılmaması, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, gün ışığından yeterince faydalanmama, hapishanelerde yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmaması, atak geçirmesi riski yüksek ve kendi ihtiyaçlarını karşılamayan mahkumların tek kişilik yerlerde tutulması.“
Dersim Konak, tutuklandığı günden bu yana, Hilvan T Tipi hapishanesinde tutulmaktadır Üniversite öğrencisi olduğu bir dönemde özgürlüğü elinden alındığı gibi, eğitimi de böylece engellendi ve üç yıldır süren davası da sürekli erteleniyor. Erteleniyor, çünkü hiç bir kanıtı olmayan ve dava üzerinde yürütülen manipülasyon ve uydurma iddialar tamamen bir tiyatro oyununa dönüşerek günümüze kadar süre geldi.
Dersim Konak’ın tek suçu kadın olması ve başta kadın hakları, öğrenci hakları olmak kaydıyla insan hakları savunan bir aktivist olduğu için hukuksuzca tutuklanmıştır ve bu hukuksuzluk tam üç yıldır devam etmektedir. Dünya gündeminde olan Covid-19’a karşı devletin dillendirdiği ve iktidar partisinin mecliste üzerinde çalıştığı ve çıkarılan yasa içerisine siyasi tutsakların dahil edilmemektedir. Dersim Konak’ın kamuoyuna gönderdiği cezaevlerinde yaşanan kötü ve sağlıksız koşulların nedenlerini ortaya koymaktadır.
Dünyayı tehdit altına alan bu virüs karşısında, siyasi tutsaklar ölüme veya sakat kalmaları için özel bir çaba harcandığına tüm kamuoyu tanıklık etmektedir.
Cezaevlerinde olan uyuşturucu çeteleri, mafya ve kadın cinayetleri işleyenlere “Af” yasası düzenlenirken, hiç suça bulaşmamış gencecik ve geleceğe ışık olan insanlarımıza, hemde hiç bir hukuki dayanağı olmayan suçlarla cezalar yağdırılıyor. Bunu hiç bir insan hakların savunucusu ve evrensel değerler hukuku kabul edemez.
Dersim Konak, hukuka ve evrensel değerlere aykırı bir şekilde üç yıldır cezaevinde tutukludur.