AKP-MHP iktidarı ile muhalefetteki CHP ve diğer düzen partileri tarafından halklar arasına ekilmek istenen düşmanlık tohumlarının, ırkçı-faşist provokasyonların arkası kesilmiyor.
Suriye’de, Afganistan’da her türlü savaş ve saldırganlıkla yerlerinden yurtlarından edilen emekçiler, bu emperyalist müdahalelerin taşeronları arasında yer alan Türk sermaye devletinin kışkırtmalarıyla bu kez ırkçı saldırıların hedefi oluyor. Irkçı-faşist saldırıların bir diğer ucu da kardeş Kürt halkına dokunuyor.
Irkçı-faşist provokasyonların sonucunda Konya’da Kürt aileye yönelik gerçekleşen katliamın ardından bu kez de Altındağ’da mülteciler faşist saldırılara maruz kalmıştı. Bu saldırılar AKP-MHP iktidarı ve muhalefeti ile tüm düzen partilerince teşvik edilirken, polisler de ya bu saldırılara seyirci kalıyor, ya da yer yer faşist saldırganlara yol gösteriyorlar.
Benzer saldırı hazırlığı ve provokasyon çabalarının bir örneği de Esenyurt’ta yaşandı. Esenyurt’un birçok noktasına “Esad’ı mumla arayacaksınız” gibi yazılamalar yapıldı.
İlerici devrimci güçler yazılama yaptıklarında anında bunu karalayıp silen polis ve belediye ise ırkçı-faşist yazılamalara dokunmuyor.
Sermaye devleti ve düzen partileri, bu gibi kışkırtmalarla ülkede derinleşen krizi ve emekçilere dayatılan sefalet koşullarını örtbas etmeye çalışıyor. Emekçi halkları düşmanlaştırma ve birbirine karşı kışkırtma politikalarını boşa düşürmekten başka bu krizin çıkış yolu bulunmuyor. Bu ise işçi sınıfı ve emekçilerin “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarını kuşanarak harekete geçmesiyle mümkün olabilir. (Kaynak: Kızıl Bayrak)