H. Merkezi: İsviçre’de Partizan 1 Mayıs işçi ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü dolayısıyla bir açıklama yayınladı. “… devrim ile karşı devrim arasındaki kavganın daha da keskinleştiği bir dönemde 1 Mayıs’ı Partizanca karşılamamız onu daha da anlamlı kılacaktır” diyen Partizan’ın açıklaması şu şekilde:
Enternasyonal proleteryanın Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta alanlara!
İsviçre’de yaşayan göçmen işçiler, emekçiler yoldaşlar!
Emperyalist sistemin işçi sınıfı ve ezilenlere karşı saldırılarının daha da yoğunlaştığı bir dönemde karşıladığımız 1 Mayıs’ta tüm yoldaşlarımızı Zürih merkezli gerçekleşecek yürüyüşe bekliyoruz.
* Emperyalist baskı, sömürü, saldırı, imha ve işgale karşı
* Emperyalist haksız ve yağmacı savaşlara
* Emeğin gasp edilmesine
* Irkçı, şoven ve cinsiyetçi saldırılara
* Göçmenlere karşı ön yargılara, ayrımcılığa, çifte statüye
* Türkiye‘de işçi sınıfı ve ezilenlere uygulanan faşist baskılara
* Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı istemine
* Faşist Türk devletinin tekçi, ırkçı, şoven, inkarcı saldırılarına karşı!
Partizan coşkumuzla alanlara mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!
Emperyal güçlerin, 2008’de girdiği kriz, halen devam etmektedir. Kriz bahane edilerek işçilere, emekçilere ve dünyanın mazlum halklarına uygulanan baskı, sömürü katlanarak sürüyor.
Tüm bu saldırılara karşı işçi sınıfı da sessiz kalmamakta, emperyalist ekonomi politikalarına, kazanılmış hakların gasp edilmesine; grev, yürüyüş ve direnişlerle karşılık vererek emperyalist haydutların korkularını büyütmektedir. En son Fransa’da burjuvazinin yeni çalışma yasası, Fransız emekçilerin, işçilerin günlerce süren direnişiyle karşılanmış; öğrencilerin ve toplumun diğer kesimlerinin de desteklemesi sonucu bu yasa geri çekilmişti.
Emperyalist güçlerin sömürge, yarı-sömürgelerde yeni Pazar alanları yaratma kavgasının bir tarafında ABD ve müttefikleri, diğer tarafında ise Rusya ve Çin devletleri yer almaktadır. Ortadoğu kan gölüne çevrilmiş, milyonlarca emekçi göçe zorlanmış, yüz binlercesi öldürülmüş, binlercesi göç yollarında hayatını kaybetmiştir.
Türkiye de dünyadaki bu gelişmelerden bağımsız değil. Ancak faşist TC devletinin Ortadoğu‘da emperyal güçlerin bu didişmesinden kendisine pay çıkarma, bu durumu fırsata dönüştürme hayalleri boşa çıkmıştır. IŞİD’e karşı mücadele sahtekarlığı çok geçmeden ortaya çıkmıştır. TC devletinin esas korkusu olan Kürt ulusunun olası bir devlet kurma ve güç olmasını kesinlikle kabul etmemesi; faşist TC’nin ırkçı, şoven, tekçi zihniyetinin derinliğini göstermektedir.
Faşist TC’nin yıllardır işçi sınıfı ve ezilenlere yönelik baskı, sömürü ve yıkım politikalarına; işçi sınıfı ve ezilenler sessiz kalmamaktadırlar. Kürt ulusuna yönelik soykırım, imha, yok etme saldırıları katlanarak devam etmektedir. Tekçi, faşist zihniyetin saldırılarına karşı, Kürt halkı ve demokratik güçler mücadeleye devam ediyorlar.
Çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız Türk hakim sınıflarının kendi egemenlerini garanti altına almak için gündeme getirdikleri “güçlü yönetim projesi” olan 16 Nisan referandumunda, HAYIR diyerek bu dayatmayı reddetmiştir. Referandumdan sonra sokaklara çıkarak “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, “HAYIR daha bitmedi”, “HAYIR biz kazandık” demiş ve faşist TC devleti ve onun siyasi arenadaki piyonu Erdoğan’a ırkçı, tekçi, şoven cepheyi çatırdatan bir cevap vermişlerdir. Kısaca çeşitli milliyetlerden emekçiler; faşist TC’nin icraatlarına HAYIR demiştir.
İşte böylesine tansiyonun yüksek, devrim ile karşı devrim arasındaki kavganın daha da keskinleştiği bir dönemde 1 Mayıs’ı Partizanca karşılamamız onu daha da anlamlı kılacaktır.