İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan, rüzgar gülü kanadı üretimi yapan Amerikalı TPI Composite Fabrikası’nda çalışan Petrol-İş üyesi 3.600 işçinin, düşük zam ve işten atmalara karşı başlattığı iş bırakma eylemi 16. gününde kazanımla sonuçlandı.
22 Temmuz akşamı patron ve sendika arasında yapılan görüşme sonucu işçiler, asgari ücrete yapılan % 30 zammın üzerine % 15 zam, ihtarlar geri çekilmesi, atılan işçilerin geri alınması ve çalışılmayan günler için ücret kesintinin olmaması taleplerini kabul ettirdi. İşe iade olan bir direnişçi işçi ile sürece dair bir söyleşi yaptık.
– Asgari ücret açıklandıktan sonra 6 Temmuz’da yaptığınız görüşmelerden sonuç alamayınca greve gitmeye karar aldınız. Bu karar nasıl alındı?
– Asgari ücret açıklandıktan sonra bize yüzde 5 zam verdiler. Yüzde 5 zamdan sonra önce Menemen’deki fabrikada arkadaşlar greve başladı, daha sonra sendika işin içine dahil oldu ve Sasal Fabrikası’nı da çıkarttılar ve süreç böyle başladı. İlk başta yüzde 25 istemiştik, talep olarak % 25’ten aşağı zam istemiyorduk. Daha sonrasında, işten çıkartmalar başladı. Bu işin yasal olmadığına dair söylentiler yayıldı işveren tarafından. İşveren tehdit etti bizi, “İşten çıkartılırsınız, bu ay elinize 1.000 lira geçtiğinde, ailenize ne diyeceksiniz?” gibi…
Daha sonrasında bayram süresinde, işten çıkarmalar arttı, yaklaşık 170 işçiyi buldu. Bayram bittikten sonra toplamda 200’e yakın işçi çıkarılmış oldu. Bayram süresinde yüzde 9 zam önerdiler. Yüzde 9 zam, işten atılan işçilerin geri alınması, bir de iki gün eksik paranın kesilmemesi şeklinde. İşçiler bunu kabul etmedi, Sasal Fabrikasında daha başlamamıştı ama Menemen’de çalışanlar, işe gidenler vardı. Ama çalışmıyorlardı direnişten kaynaklı.
Menemen sadece bir fabrikada kabul edildi, diğer iki vardiya kabul etmedi o zammı. Sonra bayram dönüşü geldiğimizde, ayın 19’da sandık koydular önümüze, “Yüzde 9’u kabul ediyorum, kabul etmiyorum” gibisinden. Biz de etmeyeceğimizi söyledik, kabul edenler çıktı aramızdan. Geçim sıkıntısı korkusu, işten atılma korkusundan kaynaklı.
Çiğli’de Sasalı’da “617 direnişe devam, kabul etmiyorum” oylaması çıktı, “425 de yüzde 9” kabul ediyorum oranı çıktı. Menemen’de ise 905 tane kabul etmiyorum, yüzde 9 oylaması çıktı, 555 de kabul ediyorum oylaması çıktı. Direnişe devam ettik böylelikle.
Ertesi gün “işveren, iş yerini kapattı” mesajı geldi. Zaten o gün Amerika’dan 8 kişilik heyet gelecekti. O heyetin de gelmiş olmasıyla birlikte, o fabrikaların kapandığı, kapanışa gittiği söylendi. O noktada sendika başkanı geldi, konuşma yaptı, içeri girdi, yarım saat görüşme yaptı, çıktı. İşçilere hafta sonu 3-4 gün dinlenmelerini, bütün taleplerimizin arkasında olduğumuzu söyledik. Hafta sonuna kadar taleplerimiz kabul edilmezse, biz burada çoluğumuz, çocuğumuzla, burada olup çadırımızı kuracağız dedik. Sonrasında işçiler dağıldı. Bugün de (22 Temmuz akşamı) tekrar bir mesaj geldi, “fabrikada görüşme olacak, görüşme sağlanacak, siz işçiler servislerinizle fabrika önüne gelin” şeklinde.
“Biz istersek her şeyi kazanabiliriz!”
– İlk olarak 55 işçi atıldı ve bu sayı katlanarak arttı. Burada aslında direnişi kırma ve sizi geriletme hamlesi sözkonusu. İşçilerin buna tepkisi ne oldu?
– İnsanlarda önce “Ne yapacağız ne edeceğiz, borçlarımız var” durumu gelişti. Bugün mesela işten atılan arkadaşlardan iki tanesi diyorlardı ki, “ben evliyim, çocuklarım var, eşimle sabaha kadar gözümüze uyku girmedi, uyuyamadık, bayramı bize zehir ettiler, hiçbir şeyden tat alamadık, ne olacağını bilmiyoruz, borçlarımız var” vb. Ama diğer yandan da “Bu direnişin de hakkımızın da arkasındayız, bir an önce sonuçlanmasını istiyoruz” diyen bir irade var ortada.
– Sendika ve patron arasında bir görüşme oldu. Bu görüşmenin sonucu size deklare edildi. Ve şartlarınızın kabul edildiği söylendi. Bu kazanımına dair neler söylemek istersiniz?
– Burada Sasal Fabrikası hemen hemen 10-11 yıldır kuruldu. TPI, Sasal Fabrikası, ilk fabrika zaten burada, daha önce hiç böyle bir direniş olmamış. Bu direnişle birlikte birçok arkadaşımız birçok şey öğrendi. Biz hepimiz çok şey öğrendik, arkadaşlarımızı daha iyi tanıdık. Geçen sene sendika bizi sattığında herkesin güveni kırılmıştı, “buradan birşey değişmez, böyle gider” söylemleri çok yaygındı. Ama bugün hepimiz gördük aslında biz istediğimizde bunu yapabiliyoruz. İstedik, direndik, arkasında durduk ve kazandık. Burada bizim gücümüz belirleyici oldu, sendika bizi oyalama sistemine götürdü. % 9 kabul ettirmeye çalıştı, “işe başlayanlar var” söylentilerini yaymaya çalıştılar, bizi bölmeye çalıştılar evetçi-hayırcı olarak. Ama biz yanyana durduk.
– Son olarak kazanımlarınızdan bahsedebilir misiniz?
– Burada en büyük kazanım, işçilerin birbirlerine güven duyması. Yani biz istediğimizde, her şeyi alırız, biz istediğimizde her şeyi yapabiliriz. Bugün çıktı yönetim konuştu, diyor ki “Dışarıya güvenmeyin, bizi bölmeye çalıştılar, evinize gidin düşünün!” Aslında işçileri destekleyen, sizin gibi kurumları kötülemeye çalıştılar. İşçilerin kendi içinde örgütlenmesini sağlamamaları için böyle bir konuşmada bulundular. Umarız bir daha böyle bir şey yaşanmaz. “TPI hepimizin dediler, TPI sizin” dediler ama TPI günde milyon dolarlar kazanıyor, bize üç kuruş para veriyorlar. Hala böyle söylemler oluyor ama işçiler, arkadaşlarımız, neyin ne olduğunu açık açık gördü bu süreçte.
Yüzde 30+15 zam elde ettik. Atılan arkadaşlarımız geri alındı, ihtar yapmışlardı hepimize, uyarı ihtarları göndermişlerdi iki fabrikaya da, bunlar geri çekildi. Bir de bu süreçte hiçbir kesinti olmayacak, çalışmadığımız süreçler için kesinti olamayacak talebimizi kabul ettirdik.