Devrimci Partili İşçilerin kendilerini istihbarat çalışanı olarak tanıtan kişilerce kaçırılması ve taciz edilmesine dair basın toplantısı. 15 Eylül’de kendilerini istihbarat çalışanı olarak tanıtan kişilerce kaçırılan Muharrem Sungurhan ve 22 Eylül’de sosyal medya paylaşımları bahanesiyle ev baskını ile gözaltına alınan Serhat Öztemel’in gözaltında mülakata zorlanması ve gözaltından sonra telefonla taciz edilmesi, iş yerine kadar gelen kişilerce zorla ajanlaştırmaya çalıştırılmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı, Birleşik Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Burcugül Çubuk, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, HDP İstanbul İl Örgütlenme Sekreteri Pınar Türk, HDP PM üyesi Cengiz Topel, HDK İstanbul Yürütme Kurulu üyesi Erkan Tepeli ve Devrimci Partili İşçiler üyesi Serhat Öztemel katıldı.
22 Eylül günü sosyal medyadaki paylaşımları bahane edilerek ev baskınıyla gözaltına alınan ve sonrasında telefonla ve işyerine gelen polislerce defalarca taciz edilen Devrimci Partili İşçiler üyesi Serhat Öztemel yaşadıklarını anlattı. Öztemel gözaltındayken “tekrar görüşeceğiz” diyerek tehdit edildiğini ve gözaltı sonrası yaşadığı tacizi şöyle anlatı:
“Gözaltından çıktıktan 3 gün sonra bir telefon geldi. Açtığımda kendini bana tanıtmadan ‘Geçmiş olsun. Çayını içmeye geleceğiz’ dediler. Müsait olmadığımı söylediğim halde geleceklerini söyleyip telefonu kapattı. 6 Ekim günü tekrar aynı numaradan aradılar. Benim bulunduğum ilçede olduğunu, konuşmak istediğini söyledi. Çalışıyorum, görüşmek istemiyorum’ dediğim halde ‘Görüşmeden gitmeyeceğiz’ dediler. Motokurye olarak çalışıyorum. Kendimi güvende hissetmediğim için siparişimi bıraktıktan sonra evime geçtim. Durumu aileme anlattım. Devrimci Parti’ye ve avukatlara illettim. Avukatlarla görüştükten sonra durumu İHD’ye ve basına aktaracağımı söyledim. Başvuruyu yaptığım günden bu yana aramalar kesildi.
‘Toroslarla gelmiyoruz, güzelce yaklaşıyoruz’ diye tehdit edildim
“Elbette bunun ardı arkasının kesilmeyeceğini biliyorum. Görüşme esnasında bana “basın açıklaması da yapsan basına da versen senin peşini bırakmayacağız. İstanbul’dan, Kocaeli’nden gitsen de biz bunu bırakmayacağız’ dediler. Tabii bu süre zarfında alttan alta başka tehditleri de oldu. Toroslarla, transporterlarla gelmiyoruz. Sana güzelce yaklaşıyoruz’ diye tehditler savurdular.”
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri polisler tarafından defalarca tehdit edilen Serhat Öztemel’in işine ve evine gidemediğini aktardı.
Açıklamada konuşan HDP İstanbul Milletvekili Dilşat Canbaz yaşanan saldırı politiklarına ilişkin yasalar çıkarılsa dahi yasayı tanımayan mafyalaşmış, çeteleşmiş bir iktidarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Canbaz devamında şunları söyledi:
“Bekçinin, polisin, savcının, hatta İçişleri Bakanlığı’nın da buna dahil olduğu en alttan en yukarıya kadar korku politikası yaratıyorlar. Özellikle bu gibi olayları genç arkadaşlarımız çok yaşıyorlar. Bizimle ilgili her türlü bilgi ellerinde var. Yoksulluğu kullanarak tehdit ediyor, öğrenciyse ailesiyle tehdit ediyor. Bizleri faaliyet yürütememe, örgütlenememe durumuna getirmeye çalışıyorlar.”
“Saldırılara örgütlü birleşik mücadeleyle cevap olabiliriz“
“Yaşları kaç olursa olsun bu bir politika. Bu sistemin kendisi. Ajanlaştırma, korkutma politikasının karşısına örgütlü olarak çıkmamız gerekiyor. Tek başına örgütlü olmak da yeterli değil. Bunu sadece Devrimci Parti ya da HDP yaşamıyor. İşçiye, kadına, gençliğe dair her alanda bu saldırıyla karşı karşıyayız. Saldırılara örgütlü birleşik mücadeleyle cevap olabiliriz. Bu politika faşizmin kurumsallaşmasıyla birlikte yarattığı bir politikadır. Buna da ancak örgütlü mücadeleyle cevap verebiliriz.
Bunların kim olduğunu biz biliyoruz. Bunlar İçişleri Bakanlığı’na bağlı kolluğun ta kendisi. Adına İstihbarat, Terörle mücadele ya da Güvenlik Güçleri diyebiliriz. Adı her ne olursa olsun İçişlerine, Cumhurbaşlanlığına bağlı özel birimlerdir.”