“Sesim Geliyor Mu?”
Yanlış yerde, yanlış insanlara sorulan soru olarak kazındı bu cümle hafızama…
Dört gündür Elbistan’da, ailemin altında kaldığı enkazın başında yukardaki soruya gelecek cevabı bekliyoruz. İnsan hayatının bir beton yığınından daha ucuz olduğu bir ülke düşünelim burası… Ve bu ülkede yaşamımızı “kader” diyerek hiçe sayanlar isyanımızı bastırmamızı istiyorlar…
Oysa bu yaşanan doğal bir afet değil, devlet mekanizmasının yarattığı bir katliamdır!
Daha henüz yapım aşamasındayken taşeron firmaların güvencesiz koşullarından kaynaklı işçi katliamlarıyla dikilen bu beton yığınlar, deprem gibi vakalarda insanların başına yığılıyor. Böylece ardı ardına katliamlar yaşanıyor. Üstelik hiçbir katliamdan ders çıkartılmayarak tam tersine rant kapısı sonuna kadar açılıyor. Bu sistemi lanetle kınıyorum!
Elbistan’ın yok oluşu şu an gözlerimin önünde… Sokak sokak, cadde cadde enkaz yığınları başında bir umutla yakınlarını bekleyenler… Ya da artık ailesinden kimsesi kalmayanlar… Eksi 10 ile 20 arası değişen hava şartlarında bekleyen insanlar ve cesetler… Hastanelerin yetersizliği… İnsanların torbaların, battaniyelerin içindeki cenazelerinin başında çaresizce beklemesi… İşte felaketin resmi bu…
Evet, depremin uğradığı tüm şehirlerde yıkılan her binadan, kaybedilen her “can”dan, dökülen her damla gözyaşı ve kandan bu sömürü düzeni sorumludur… Kişisel olarak yaşadığım kayıpların sorumlusu da bu devletin ta kendisidir. Onun için doğru hedefe, doğru soruyu soruyorum: “Sesimi duyan var mı?”
(Bir ÖG okuru)