Güncel

Cumartesi 735. Hafta | Biz hep burada olacağız!

Cumartesi Anneleri’nin 735. Haftasında 24 yıl önce Van’da gözaltına alınıp kaybedilen Kadir Keremoğlu’nun akıbeti soruldu

İstanbul: Cumartesi Anneleri’nin 735. hafta eylemi, 36 haftadır Galatasaray Meydanı’na çıkması yasaklanan Cumartesi Anneleri’nin eylemi bu hafta da İHD İstanbul Şubesi’nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak’ta yapıldı. Yoğun polis baskısı altında yapılan eylemde HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Gülistan Koçyiğit, CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Filistinli tutsak Ahmad Saadat’ın avukatı Mahmud Hassan da katıldı.

Eylemde okunan basın açıklamasında “Devleti yönetenlerin söylemlerinin aksine, Türkiye’de ifade ve protesto hakkı ağır bir kriz yaşıyor” denilerek Cumartesi Anneleri eyleminin 36 haftadır haksız bir şekilde yasaklı olduğu belirtildi. Bu engellemenin anayasanın meşru hak gördüğü eylemi, anayasayı da ihlal ederek gayrımeşru gösterme çabası olduğu vurgulandı.

Bu hafta da 24 yıl önce Van’da gözaltında kaybedilen Kadir Keremoğlu hakkında bilgi verildi. Geçen 24 yılda Kadir Keremoğlu’nun fail ya da faillerinin ortaya çıkarılmadığı belirtilerek “Ama biz yılgınlığa kapılmayacağız. Kadir Keremoğlu’nu ve tüm kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” denilerek açıklama sonlandırıldı.

Basın açıklamasının ardından Kadir Keremoğlu’nun oğlu Bahattin Keremoğlu seslendi.  Tek isteklerinin bir mezar yeri olduğunu söyleyen Keremoğlu şöyle konuştu; “Yeter artık bu kadar insana işkence çektirdiğiniz. Tek isteğimiz babamızın kemiklerini bize teslim etsinler, babamın da bir mezarı olsun, haftada bir ayda bir ziyaret edelim. Bir tek adalet istiyoruz. Bu iş nereye kadar varırsa varsın, biz hep burada, bu meydanlarda olacağız”

Kadir Keremoğlu kimdir?

Yüksekovalı olan Keremoğlu ailesi Van’da yaşıyordu. Varlıklı olan aileyi tehdit eden JİTEM mensupları, “ölüm listesinde adınız var” diyerek haraç istiyordu. Aile haraç ödemeyi reddedince hedef haline geldi.

75 yaşındaki Kadir Keremoğlu 14 Nisan 1995 tarihinde Van merkezdeki Keremoğlu Camii’nden çıkarken Ol EA 600 plakalı Beyaz Toros, 65 ER 279 plakalı Doğan, 06 FH 600 plakalı Broadway ve 34 ALL 82 plakalı otomobildeki kişiler tarafindan kaçırıldı.

Aile yaptığı araştırma sonucunda, kaçırıldıktan sonra Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’a teslim edilen babalarının önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı’na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırmayı gerçekleştiren araçlardaki JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı.

Van Valisi Mahmut Yılbaş’a giderek yardım talebinde bulunan aileye vali, “Bana yazılı başvurmayın, size ancak sözlü olarak yardımcı olabilirim” dedi. Van Emniyet Müdürü ise “Siz devlete karşı isyan mı çıkaracaksınız” diyerek aileyi tehdit etti. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüşen aile buradan da sonuç alamadı.

22 Nisan 1995 tarihinde aileyi arayan ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak İçin 750.000 mark istiyoruz’ dedi. Parayı hazırlayan aile babalarının sesini duyup yaşadığını öğrendikten sonra ödemeyi gerçekleştireceklerini söyledi. Ancak bu istek karşılanmadı.

Daha sonra aile ile irtibata geçen ve kendisini İstihbarat görevlisi Nazif Karacan olarak tanıtan kişi “Halen babanız sağ. Serbest bırakılmasında umut var. 200 milyon verin babanızı serbest bırakalım” dedi. İstenen fidye Ziraat Bankası Kavaklıdere Şubesi’ne yatırıldı. Olay, Aktüel Dergisi’nin 285 ve 286 sayılı nüshalarında kapak oldu.

Kadir Keremoğlu’nun oğullarından biri 13 Ocak 1997 tarihinde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu’na gidip ifade verdi ve olayı detaylarıyla anlattı, zanlıların İsimlerini verdi.

Bütün bunlara rağmen, tüm emniyet, adli, idari ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı. Diyarbakır, Hakkari ve Van adliyeleri arasında gidip gelen dosyada hukuk işletilmedi. Yargısal yolların tüketilmesi üzerine dava 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi de cezasızlığın bir parçası oldu ve davayı reddetti. Dava AİHM’e taşındı. Kadir Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkartılmasını, sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti bugüne kadar gerçekleşmedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu