TC ve ona bağlı çetelerin Rojava’ya yönelik saldırılarına ilk günden itibaren yanıt veren ve omurgasını Türkiyeli devrimcilerin oluşturduğu Enternasyonalist Özgürlük Taburu(EÖT) savaşçısı Til Temir cephe hattından bir ses kaydı yolladı. EÖT savaşçısı ve DKP/BÖG üyesi Torlak, yayınladığı ses kaydında Rojava’daki durumu ve Rojava devriminde ölümsüzleşen devrimcileri andı.
Torlak, EÖ Taburu’nun Rojava devriminin ilk sürecinden itibaren var olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Dün Robin yoldaşın ölüm yıldönümüydü, anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Şunu söyleyebilirim ki biz Türkiyeli devrimciler Kobâne’den bu güne kadarki süreçte, Rojava devriminin kuruluşu ve savunması içerisinde EÖT taburu olarak yer aldık, çok bedel ödedik, çok bedel ödettik. Toprağa düşen yoldaşlarımızın hesabını misliyle sorduk, sormaya da devam edeceğiz. Aynur, İmran, Ceren ve Demhat yoldaşlarımızın hesabını sorduğumuz gibi”
“Ya zafer, ya zafer!”
Torlak, Rojava’ya yönelik saldırıların devam ettiğini ve bu saldırıların bitmeyeceğini vurgulayarak şunları belirtti:
“Şu an bulunduğumuz Til Temir hattında, mevzi başında Kuzey ve Doğu Suriye halklarının özgürlüğü için nöbetteyiz. Ancak düşman, sadece burada değil, tüm Doğu ve Kuzey Suriye’de emperyal ve işgal politikaları doğrultusunda halklara savaş açmış, faşizmini buraya yöneltmiştir. Şu saatlerde Ayn Îsa bölgesini işgal etme girişimleri vardır. Yarın bu saldırıları Kobâne ve Mînbîç başta olmak üzere tüm Kuzey-Doğu Suriye’ye yapacaktır, bunun bilincindeyiz.”
Rojava devrimi sürecinde birçok devrimcinin ölümsüzleştiğini ve değerli komutanların uğurlandığını aktaran Torlak, buna rağmen devrimcilerin Rojava’yı savunmaya devam edeceklerini söyledi:
“Biz Türkiyeli devrimciler, Türkiye Rojava ve bu topraklarda bir çivi çaktık. Faşizm bunu sökmek istiyor. Ancak kararımız bu noktada kesindir; Tıpkı komutan Ulaş Bayraktaroğlu, Nubar Ozanyan ve Baran Serhat gibi bu toprakları savunacak ve Türkiye devrimini ezilen halklar ve işçi sınıfıyla birlikte kuracağız.”
Enternasyonalist Özgürlük Taburu savaşçısı Torlak sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
“Son olarak; Şunu biliyoruz ki bizler, devrim için bu uğurda ölümsüzleşsek dahi, bizim taşıdığımız bu bayrağı nice Ulaş’lar taşıyacaktır. Nasıl ki Aynur ve İmran yoldaşların yıldızlaşan bayraklarını taşıdığımız gibi.
Selam olsun Türkiye işçi sınıfı ve ezilen halklarına, selam olsun devrim ve sosyalizm yolunda yürüyenlere. Yolumuz uzun ve sarptır, ancak bilincimiz nettir. Ya zafer, ya zafer!”