H.Merkezi: Cumartesi anneleri 517. haftada kayıplarının akıbetini sormaya devam etti.
Bu haftanın öne çıkan yanı oğlu Cemil Kırbayır’ın akıbetini öğrenmek için bir ömür mücadele yürüten ve 2 yıl önce 105 yaşında aramızdan ayrılan Berfo ananın ölümünün yıldönümü olmasıydı.
Galatasaray Lisesi önünde saat.12.00’de bir araya gelen Cumartesi anneleri, Murat Yıldız’ın kaybedilişinin 20. yılında bir kez daha bıkmadan usanmadan, kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek için eylemde olduklarını haykırdı.
Eylemde ilk konuşmayı Murat Yıldız davasının avukatı Ayhan Pekçe aldı.
Murat’ın annesi Hanife Yıldız’ın oğlunu elleriyle başına bir şey gelmesin diye polise teslim ettiğini ancak oğlundan bir daha haber alamadığını, polisin “oğlunuz vapurdan kendini aşağı attı” şeklinde açıklama yaptığını ancak bilirkişinin hazırladığı raporda böyle bir olasılığın olmadığının ispatlandığını bunun üzerine mahkemenin 2 polise görevi kötüye kullanmaktan iki tavuk parası kadar ceza kestiğini dile getirdi.
Ardından söz alan Cemil Kırbayır’ın kız kardeşi Fatma Kırbayır, yaşadıklarını dile getirdi. Fatma Kırbayır;” Bu acı sabırla bitmiyor, 2 yıl önce Berfo anayı yolcu ettik. Başbakana bağırdık nerde verdiğin sözler nerde? Kars İstanbul arasında mekik dokuyoruz. Adalet istiyoruz, anam Cemil beni çağırıyor diyerek gözlerini kapattı. Benim öfkem bitmez. Yeter canımızı yaktığınız. Cemil Kırbayırlar için adalet istiyoruz” şeklinde konuştu.
Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi, Hanım Tosun da Murat Yıldız’ın katledilişinin 20. yılında Hanife ananın yaşadıkları acıyı ve mücadelesini anlatan Kürtçe bir konuşma yaptı.
Gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin ise ”bir anne düşünün çocuğunu alıp polise götürüyor ama bir daha göremiyor” sözleriyle başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Bu devletin GBT’si bozuk. Bu ülkenin fıtratında, kayıplar var, kadı cinayetleri var, 12 yaşındaki çocukların öldürülmesi var. Sorunlarımız ortak. Gereken en varsa yapacağız, çözümü kendimizde arayacağız mücadele edeceğiz”
Okunan basın açıklamasında 19 yaşındaki Murat Yıldız’ın 23 Şubat 1995 tarihinde İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesinde Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçiye teslime dildiğini ve bir daha kendisinden haber alınamadığını dile getirildi.
Dava süreci boyunca polislerin sistematik bir şekilde aklandığını, dosyanın kaybedildiği ve son olarak 2007 yılında davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verildiği dile getirildi.