H.Merkezi: Rakka’nın özgürleştirilmesi hamlesinde ölümsüzleşen MLKP/KKÖ savaşçısı Ayşe Deniz Karacagil (Destan Temmuz) ile YPG savaşçıları Mixçilo Çekdar, Agit Urmiye ve Delîl Kobane, Kobane’de düzenlenen askeri törenle son yolculuklarına uğurlandı.
Binlerce kişinin katıldığı cenaze törenine YPG, YPJ, MLKP, KKÖ, THKP-C MLSPB, BÖG, TKP/ML TİKKO savaşçılarının yanı sıra Karacagil’in ailesi, Şehit Aileleri Kurumu, TEV-DEM, Kongra-Star, SYPG, Jînen Azad Sosyalist (JAS), Kanton yönetimi, Rojava Gençlik Birliği (YCR) temsilcileri ve Kobane halkı katıldı.
Cenaze töreninde MLKP/KKÖ’lü savaşçılar, kırmızı fuları nedeniyle Gezi direnişinin simgelerinden olan Karacagil’in anısına kırmızı fularlar taktı. Saygı duruşu ile başlayan askeri tören YPJ adına Dilbirin Kobane söz alması ile devam etti. Kobane, “Destan yoldaş Türk devletinin faşist saldırılarına karşı yüzünü özgür alanlara döndü ve burada mücadeleyi daha da büyüttü. Biz onların bu büyük kahramanlıklarını selamlıyoruz. Kürdistan’ın bütün parçalarında bugün bu kahramanlarımız fedai bir ruhla Kürt halkının mücadeleci onurlu duruşunu herkese göstermişlerdir. Kimsenin DAİŞ’in adını ağzına alamadığı bir dönemde bu kahramanlarımız DAİŞ faşizmine karşı mücadelelerini yükseltiyorlar” dedi.
Kürdistan’ın dört parçasında şehitlerin kahramanlıkları ile yol gösterdiğini söyleyen Dilbirin Kobane konuşmasına şu şekilde devam etti. “Bu kahramanlarımız en ön cephelerde savaşarak şehit düştüler. Onlar özgürlük mücadelesinde şehit düştüler. Onları mücadelemizde yaşatacağız. Bu gençlerimiz halklara özgürlük sözü verdiler ve DAİŞ karanlığına teslim olmamaya yemin ettiler.”
MLKP/KKÖ: Destan Şehitlerin izinden yürüyendir
MLKP/ KKÖ adına konuşan Şengül Doza, “Bizler bugün bir kadın devrimcinin düşleri ile kucaklaşıyor, eylemiyle ortaklaşıyoruz. Öfkesi öfkemizle, iradesi irademizle buluşuyor. Kurşunu namlumuza yön veriyor ve düşmana korku salıyoruz” dedi.
Temmuz Destan’ın ağır bedelleri göğüsleyerek mücadele ettiğini ifade eden Doza, “Faşizmin ve erkek egemen sistemin saldırılarına karşın direnişini büyüttü ve özgürlük düşüyle kavga alanlarına yöneldi. Devrimciliğin sınır tanımazlığını yaşatmak ve kapitalist sistemle bağlarını kopartma istemi onu özgür dağlara götürdü” diye konuştu.
Destan Temmuz’un Suruç katliamının intikamını yüreğinde hep taze tuttuğunu belirten Şengül Doza, şöyle devam etti: “Gezi barikatlarında direngen, dağlarda özgürlük tutkunu, Rojava devrimi mevzilerinin genç kadın neferiydi. Onu güçlendiren yoldaşlık sevgisi, umutlu devrimciliği ve derinden hissettiği meşruluk duygusuydu. Şimdi türküsünün en güzel ezgisini bize armağan etti. Kavga destanını düşmana karşı savaşımında yarattı. Destan yoldaş kadın iradesini yükselten, erkek egemen sınırları aşan, kadın özgürleşmesine doğru koşan bir komünist kadın devrimciydi. Rojava kadın devrimini kimliği ile buluşturan ve ezilen bütün kadınların öfkesi için silahını düşmana yöneltendir.”
Destan Temmuz’un yüzünü sürekli şehitlerin mücadelesine döndüğünü dile getiren Doza, “Şehitlerin izinden yürüyendir. Yüzünü Roza’ya, Arjin’e, Raperin’e, Arin’e, Sarya’ya komutan Berçem’e ve Ekin’e çevirdi. Şehitlere ve kavgaya bağlılığını Rakka’da DAİŞ barbarlığına karşı savaşarak ve enternasyonalizm ruhunu yaşatarak gösterdi.” Örgürtlerin yaptığı konuşmanın ardından Şehit Aileleri Kurumu, ailelere “Şehadet Belgesi” verdi.
Ayşe Deniz Karacagil’in şehadet belgesini alan anne Nuran Erçağan, “Merhaba direnişin şehri Kobane, merhaba direnişin kırmızı kenti Kobane” diye konuşmasına başladı. Anne Erçağan “Kızım ‘yanı başımızda bir savaş var, görmüyorlar anne’ dedi. Ve buralara kadar geldi. Arkasından bizi de getirdi. Ve bana sizi vasiyet ederek büyük ailesi dediği kişilerle tanıştırdı. Kızım Kobane halkına emanettir. Kobane’ye sahip çıkan güzel halk kızım size emanettir. Kızım Suriye, İran, Irak ve tüm Ortadoğu halklarına umut olsun, destan olsun. Ben sizi hiç unutmayacağım, gideceğim her yerde sizi anlatacağım. Nasıl onunla savaştığınızı anlatacağım. Burada birbirini tanımayan beş kişi Kobane halkına emanettir.”
Destan Temmuz’un toprağa düşmediğini, Kobane halkının ellerinde yaşayacağını ifade eden Erçağan, konuşmasını “Destanımın gözü olun, onun kolu olun, onun mücadelesi olun. Bırakın kadınlar özgür yürüsün. An serkeftin, an serkeftin” diye tamamladı.
