Suriye Kürtleri Kendi Geleceklerini Kendileri Belirlemelidir..!
Rojava ve Çevresinde Kürtler Hunharca katledilmektedirler.
Rojava ve çevre illerde Kürtler gerici-faşist çeteler tarafından hunharca katledilmektedirler. Başta emperyalistler olmak üzere, onların yerli işbirlikçisi faşist Türk devletinin desteklediği bu çeteler dünyanın gözleri önünde yüzlerce Kürdü katletmektedirler.
Yaklaşık bir yıl önce Rojava’daki Esad’a bağlı hükümet güçlerinin çekilmesi ile birlikte her türlü baskıya maruz kalan bölgenin gerçek sahibi Kürtler bir araya gelerek Kürt Yüksek Konseyi’ni oluşturdu. Konseye ideolojik olarak rengini veren PYD’nin önderliğinde, silahlı savunma gücü olan Halkın Savunma Birlikleri (YPG)’ni inşa ederek, demokratik özerklik perspektifiyle örgütlenmeye başladılar.
Sınırındaki bu gelişmelerden rahatsız olan Türkiye Cumhuriyeti istemese de PYD lideri Salih Müslim ile İstanbul’da görüşmeler gerçekleştirdi, ama görünen o ki bu temaslardan istediği sonucu alamadı. Bunun üzerine yanı başında statüsü ne olursa olsun (Irak Kürdistan’ından sonra) ikinci bir Kürt özerk bölgesi istemeyen Türk Devleti, kendi sınırları içinde uyguladığı kirli oyunların benzerini El Kaide’ye bağlı El Nusra adlı Lejyoner örgüt aracılığıyla geçtiğimiz günlerde Suriye Kürdistan’ında da gerçekleştirmeye çalıştı. Fakat yapılan hesaplar tutmadı ve dünyanın gözü önünde YPG güçleri bu oyunu bozmayı başardı.
Emperyalizm, Rus Sosyal Emperyalizmin yıkılması il birlikte geçici olarak “Tek Kutuplu Dünya’’ görünümüne bürünse de esasta çok kutuplu olduğu herkesin malumudur. Son iki yıldır ABD-Rusya ve Çin’in Suriye üzerindeki politikaları ve sergiledikleri kanlı oyunda bunun bir yansımasıdır. Bu arenada kraldan daha kralcı kesilen faşist AKP Hükümeti, çeşitli vesilelerle oyuna dahil olmaya çalışmış, ağababasından emir çıkmayınca olduğu yerde kalmış, ama yine ağababasının emriyle “muhalif güçleri’’ besleyerek Suriye halkının üzerine salmıştır.
Bizler, Esad’a yönelik açıklamalarında dünyanın bir numaralı demokrasi havarisi kesilen Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek karakterini, kurulduğu günden itibaren uyguladığı katliamlardan, işkencelerden, 30 yıldır Kürtlere yönelik sürdürdüğü savaştan ve son olarak ayaklanmaya dönüşen “Gezi Direnişi’’ndeki tavrından çok iyi tanımaktayız. Bu da göstermektedir ki Türk Devleti karekteri gereği Rojava’da Kürt halkına yönelik çeteleri saldırtma,katletme benzeri girişimlerinde tekrar bulunacaktır.
ATİK olarak; Suriye’de Kürtlere yönelik gerçekleştirilen bu vahşi katliamı kınıyor, tüm gücümüzle Kürt ulusunun haklı mücadelesinde yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Avrupa’da yaşayan göçmen emekçileri ve yerli halkları Türkiye Cumhuriyeti’nin bu politikalarını teşhir etmek, Rojava Kürtlerinin yalnız olmadıklarını göstermek ve emperyalistlerin bölge üzerindeki oyunlarını açığa çıkarıp, teşhir etmek için kamuoyu oluşturmaya ve tepki göstermeye çağırıyoruz.
Rojava Halkı Yalnız Değildir!
Yaşasın Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkı!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!