GençlikGüncel

Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da Suruç etkinlikleri

Suruç katliamının 7'inci yılında Ankara'da panel, Diyarbakır'da söyleşi, İzmir'de anma etkinlikleri düzenlendi.

ANKARA 

Suruç katliamının 7’inci yılında Ankara’da panel düzenlendi. Gençlik örgütleri tarafından Günebakan Gençlik Kültür Evi’nde düzenlenen “Gençlik hareketinin hafızası: Suruç katliamı” panelinde birleşik mücadelenin önemine vurgu yapıldı.

Suruç ve devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşundan ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.

Suruç Aileleri İnisiyatifi adına söz alan Hacer Elçin, Türkiye’de yaşanan tüm katliamları unutmayacaklarını belirtti, “Suruç Aileleri İnisiyatifi, katliamın aydınlatılması için kuruldu. Birçok ipucu olmasına rağmen katliam anında hiçbir önlem alınmadı. Bu topraklarda adaletsizliğe uğramış tüm kesimler için mücadele amacıyla kuruldu. O günden beri ‘Suruç için adalet herkes için adalet’ diyoruz” dedi.

Soruşturmada uzun yıllar gizlilik kararı uygulandığını hatırlatan Elçin, davanın Hilvan’a sürüldüğünü, sevdikleri ellerinden alınan ailelere işkence yapıldığını söyledi. Elçin, Suruç katliamından sağ çıkanlarla ailelerinin tutuklandığına, soruşturma geçirdiğine dikkat çekti ve “Devlet Suruç’u kapatmak istiyor. Gençler hafıza diyor ya, geçmişteki tüm katliamların üstünü bir nebze kapadılar, ama Suruç’un üstünü kapayamadılar. Bu tüm örgütlerin ortak mücadelesi ve hafızasıyla gerçekleşti” diye vurguladı.

“Oraya gidenler arasında 60 yaşında Cemil Yıldız’da vardı” diyen Elçin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Cemil ‘hiç bir şey yapamasam duvar örerim’ diyerek gitti. İsmet Şeker, cebine emekli tazminatını koyup ‘orada hastane yapılacaksa tazminatımı bağış yaparım’ dedi. Erdal Bozkurt, eşine ‘Kobanê’yi inşa etmeye gidiyorum’ diyerek gitti. Ferdane Kılıç, ‘halklar köprüsüne benim de katkım olmalı’ diyerek kervana katıldı, Nazegül Poyraz, ‘gittiğimde orada ekmek’ yaparım’ dedi. SGDF çağrıda bulundu ama orayı halklar sahiplendi. Biz artık 33 düş yolcusuyla kanlarımız karıştığı için kan kardeşiyiz. Suruç birleşik mücadelenin bir parçası.”

Suruç İçin Adalet Platformu üyesi avukat Umut Vedat Açar ve gençlik örgütleri adına sözler alındı.

Etkinlikler 20 Temmuz günü Ankara’da Güvenpark’ta eylem yapacaklarını duyurarak katılım çağrısıyla sona erdi.

DİYARBAKIR

Sosyalist Gençlik Derneği Federasyonu (SGDF) ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Gençliği, dün (17 Temmuz) Diyarbakır’da “Gitmek” belgeselinin gösterimini yaptı, söyleşi gerçekleştirdi.

Eğitim-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube binasında gerçekleştirilen etkinliğe, HDP Diyarbakır il ve Yenişehir ilçe yöneticileri ile TMMOB, KESK, Emek Gençliği, 5 Haziran Amed aileleri ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyeleri katıldı.

Saygı duruşu ile başlayan anmada Suruç’ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusunu anlatan “Gitmek” belgeselinin gösterimi yapıldı.

Belgesel gösteriminin ardından gerçekleştirilen söyleşide söz alan TİP Gençliği’nden Eren Ezgin, Suruç’ta bombanın IŞİD eliyle patlatıldığını belirterek, “Ancak bu hükümet eliyle yapıldı. Cinayeti işleyen maktulün ölmesinden en fazla yarar sağlayan kişidir. Bütün bu katliamların sonunda parlamenter rejim sona ermiş yarı monarşi ile yönetilmeye başladık. Katil hükümettir, partimiz ve gençlik Suruç’un ve tüm katliamların hesabını soracaktır” dedi.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) PM üyesi Satiye Ok da Suruç katliamının iktidarın Rojava ve Türkiye’de Kürt halkının kazanımlarına yönelik savaş konseptinin ilk adımlarından olduğunu ifade etti. Suruç’ta ölümsüzleşenlerin Türkiye halklarıyla Kürdistan halkları arasında barış köprüsü kurmak için yola çıktılarını söyleyen Ok, “Bu sadece IŞİD saldırısı değil, bu saldırıda emperyalistler ve Türk burjuvazisi var. Adalet mücadelemiz adalet saraylarından ibaret değil, sokaklarda adalet mücadelesinin çağrısını yapıyoruz. Sadece SGDF’nin davası değil, bütün gençliğin davasıdır” diye konuştu.

Gençlerin kardeşlik köprüsü kurmak istediğini belirten SGDF üyesi Muhammed Altankaya, “Birleşik bir mücadeleye emek verdiler. Ancak siyasi iktidarın çıkarına uymuyordu. Çünkü çelişkileri derinleştirmek istediler. Hiçbir düş yarım kalmayacak ve yarım kalan Kobanê yürüyüşü tamamlanacak ve illa ki Kobanê’ye gideceğiz” diye vurguladı.

İZMİR

Suruç Katliamı’nda ölümsüzleşen 33 düş yolcusu İzmir’in Yamanlar semtinde anıldı. Yamanlar Sanat ve Hayat Kültürevi’nde düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını Gamze Toprak yaptı.

Kültürevine adını veren Sanat ve Hayat dergisinin komünist yazarı Kutsiye Bozoklar’ın 16 Temmuz 2009’da ölümsüzleştiğini hatırlatan Toprak, temmuz ayında ölümsüzleşen Amed zindanı direnişçileri ve Suruç şehitlerini andı. Toprak, hafızalarını tazelemek ve adalet mücadelesini büyütmek için bir araya geldiklerini söyledi.

Temmuz ayında ölümsüzleşen devrimciler anısına yapılan saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.

Etkinlikte söz alan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) MYK üyesi Birkan Polat, SGDF’nin Gezi’nin çocuklarıyla Kobanê’nin çocuklarını buluşturmayı amaçlayarak yaptığı çağrıya yüzlerce gencin yanıt verdiğini hatırlattı. Polat, “Amaç, Gezi’deki ruhu Kobanê’ye, Kobanê’deki ruhu Türkiye kentlerine taşımaktı” dedi. Polat, 20 Temmuz günü saat 18.00’da Alsancak’ta Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geleceklerini belirterek, eyleme katılım çağrısında bulundu.

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Ebru Yiğit de, Kobanê’yi yeniden inşa çağrısına kulak vererek yola çıkanların her birinin birbirinden farklı yaşlarda olduğunu belirterek, her birinin devrimin için yapacaklarının farklı olduğunu aktardı. Yiğit, “İsmet baba, ‘hiçbir şey yapamazsam inşaat faaliyetlerine katılırım’, Nazegül anne ‘çocuklara ekmek yaparım’ demişti. Nazlı, Nuray hukuk öğrencileriydi. Rojava’nın eşitlikçi, özgürlükçü, adil hukuk sistemlerinden bir şeyler öğrenebilmek için gitmişlerdi. Her biri IŞİD çetelerine karşı savaşan arkadaşlarının cenazelerini omuzlamışlardı. Ve onlara tabutlarının başında şu sözü vermişlerdi; ‘Bıraktığınız bayrağı devralıyoruz’. Cebo onlardan biriydi, Keke, Okan, Duygu, Ece onlardan biriydi. Birçoğu birbirini tanımıyordu, onları tanıştıran ortak düşleriydi. Onları oraya götüren Rojava devriminde kendi özgürlüklerini görmeleriydi” dedi.

Konuşmaların ardından etkinlik 33’lerin sevdiği ezgiler seslendirildi, şiir dinletisi yapıldı.

Etkinlik, yarın görülecek Deniz Poyraz davasına ve 20 Temmuz günü yapılacak eyleme katılım çağrısı yapılarak sona erdirildi.

Kaynak: ETHA

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu