İbrahim Kaypakkaya düşüncesiyle tanışma dönemimiz 1970–80 dönemleriydi. Kaypakkaya’nın tezlerini kabul edişimizin üstünden 30 yıl geçti ve hala güncelliğini koruduğuna inanıyoruz. Kemalizm faşizm olduğu tespiti, milli mesele tespiti ulusların kendi kaderini tayin hakkı o zaman ki kısıtlı şartlarda, bilgiye ulaşımının zor olduğu şartlarda İbrahim kendi çabalarıyla yaptığı tespitlerin bu kadar gelişme olmasına rağmen hala günümüzde geçerliliği olduğuna inanıyoruz.
İbrahim’in bizde bıraktığı etkiye gelirsek işkenceye teslim olmamayı, halk uğruna her türlü bedel vermeyi ve mücadele etmeyi İbrahim yoldaşdan öğrendik. Cezaevinde bize yapılanlara eziyet işkenceye, duruşumuz Kaypakkaya geleneğinden öğrendiklerimizdir. Biz halkların sömürüsüz, sınıfsız bir dünyada yaşamasını istiyoruz. Bunun olması için de herkesin bu mücadeleye destek vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Kaypakkaya’nın yaşam biçimi, cellâtlara karşı direniş göstermesi ayrımsız bütün sol gelenekten gelen ilerici insanlara bir şiar olduğuna inanıyoruz.
İbrahim’in en güzel şeyi pratik ve teoriyi birlikte kullanmasıydı. İbo, masa üzerinde oturup emirler yağdıran lider değildi. Bizzat teorinin yanında hemen pratiğe geçen bir liderdi. Bugünkü Kürdistan bölgesinde bakıldığında, onun düşüncesine baktığımızda düşüncesinin güncelliğini koruduğunu görüyoruz. Bugün güncel ülkeye baktığımızda İbrahim’in dedikleri çıkıyor ortaya. Kendisi Amed zindanlarından işkence gördü. Ve çok kötü işkencelere maruz kalmasına rağmen çok iyi direniş sergiledi ve şimdiki devrimcilere bir miras bıraktı.
İbrahim düşüncesi hayatın her alanında vardı. Bu yüzden üzerimizde çok etki bıraktı onun direnişiyle engebeli yolları aştık.12 Eylül döneminde İbrahim’den aldığımız derslerden alnımız açık onları da başardık.(Amed’den 12 Cuntası döneminde tutsaklık yaşayan Ö-G okurları)